(3.2)-Denge

2.5K 254 40
                                        

Ve kadının umudu, adamın pençeleri arasında paramparça oldu.

🍁

Doğu Yazgın

Doğu kardeşinin aklında anlattığından başka bir şey olduğuna emindi. Yine de onu geri kazanma şansı olduğunu düşünerek kabul etmişti. Duygu ortak olmak için arkadaş olmaları gerektiği fikrini öne atarak beraber zaman geçirmeyi teklif ettiğinde diğerleri bunu onaylamıştı. Şimdiyse bir kafede oturmuş sohbet ediyorlardı. Batı, kafeye geldiklerinden beri bir kez olsun bakmamıştı kendisine. Diğerleriyle kırk yıllık dostmuş gibi konuşurken kendisini yok sayması zoruna gidiyordu. Dizlerini titreterek gözlerini indirmiş otururken içine dolan sıkıntıyla yutkundu. Bu sırada telefonu çalmıştı. Masadaki tüm yüzler üstüne dönerken sandalyeyi itip ayağa kalktı. Telefonda Sedef'in ismini gördüğünde yüzünde tatlı bir gülümseme peydah olurken "Efendim, ağabeyciğim?" diye sahte bir sevgiyle yanıtladı. Dün, belki de ilk kez Sedef ile aralarındaki buzları eritmişti. Sedef, onu hep yargıladığını itiraf etmiş, biraz zaman geçirme sözü almıştı kendisinden. Yine de Doğu'nun bu sinir bozucu cümlesine yüzünü ekşitmeden edemedi.

"O kadar uzun boylu değil, Doğu." dedi. "Şey için aramıştım, bugün biraz takılalım mı?"

Doğu saatine baktı. "Okulda değil misin sen?"

Sedef gözünü devirdi. "Okuldayım, işte çıkışta beni alırsan diyorum."

"Kaçta dağılıyorsunuz?"

"Son dersteyiz. Kırk beş dakikaya okul dağılır."

"Yola çıkıyorum." Derin bir nefes aldı. "Dikkat et, Sedef." Sedef telefonu kapatırken Batı gözlerini yumdu. Sakin olmak zorundaydı. Kıskanç bir çocuk değildi artık. İkizine karşı bir zaafı da yoktu. Olmasına izin vermeyecekti. "Ben gidiyorum," dedi Doğu masadakilere dönerek. "Sedef ile buluşacağız."

"Sedef?"

Nil sorduğunda "Kardeşim," dedi kısaca Doğu. Batı tıslar gibi bir ses çıkardığında bunu duyan tek insan Duygu idi. Munzur bir bakışla Batı'ya baktığında genç adam ayağa kalktı. "Ben de gitsem iyi olur. Acıktım." Duygu'ya baktı. "Hadi kızıl."

Duygu hızla kalktı. "Bir an yemeği hiç hatırlamayacaksın sanmıştım, yakışıklı."

Cemre birbirlerine taktıkları lakaba güldü. "Siz sevgili misiniz?" diye sorduğunda Batı burnunu kıvırdı. Duygu ise gözlerini büyüttü.

"Allah yazdıysa bozsun."

Nil bu hallerine gülerken Batı başıyla kısa bir selam verip kafeden çıktı. Doğu bir süre arkasından bakıp yanlarından ayrıldığında Duygu da sohbetinden hoşlandığı yeni arkadaşlarının numarasını alıp Batı'nın peşinden gitti. Motora bindiklerinde Doğu'ya içten bir gülümseme bahşettiğinde Doğu'nun içi ısındı. Batı ise kız arkasına oturur oturmaz gaza basmıştı. Dünkü yağmurdan kalan su birikintisi Doğu'nun önünden son sürat geçen motorla genç adamın üstüne sıçrarken "Salak," diye homurdandı Doğu. "Bir de hala çocuk değilim diye geçinir."

Kız kardeşinin okulunun önüne geldiğinde burnunu çekerek elini cebine attı. Okul zili çaldığında sırtını kapıya yaslayarak başını sola yatırdı. Yanından geçip giden kızlar ona bakarken başını önüne eğdi. Bu bakışlardan hoşlanmıyordu.

Sedef yanına geldiğinde "Selam," diyerek kaldırdı başını. "Nasılsın?"

"İyiyim, sen?"

"Ben de idare ediyorum." Eliyle kapıyı gösterdi. "Gidelim mi?"

Sedef kravatını gevşetirken başını salladı. Birlikte okuldan çıkıp yürümeye başladıklarında Doğu, kardeşinin çantasını omzuna aldı. "Sorun ne?" diye sordu Sedef kabanına daha sıkı sarılırken.

Zamanın Üçüncü TekiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin