Öylece gülüşü silindi hatıralarından. Kokusu, sesi... Bir adı silinmedi. O da, var olma sebebiydi zaten.
🍁
Batı Poyraz
Batı, oturduğu koltuğa iyice yayılırken aklındakilere inat yüzü ifadesizdi ve hiçbir şey düşünmüyor izlenimi veriyordu dışarıdan bakanlara. Birkaç saat önce yaşananlardan sonra hiçbir şey demeden Emre'nin evine gelmişlerdi. Batı Memduh'u vuramamıştı belki ama orada da kalamamıştı. Adamı acısıyla baş başa bırakıp gelmişti. Son zamanlarda her şey o kadar üst üsteydi ki hangi birine yetişeceğini şaşırdığı olaylardan sonra yapabildiği ilk şey kaçmak oluyordu. Aslında, yapabildiği tek şey demek şu durumda daha doğruydu.
Doğu sessizliğini geldiklerinden beri bozmamıştı. Bir şeyler düşündüğü ve fikirlerin ağırlığı altında ezildiği belliydi. Yine de şanslıydı. Onu çok sevdiği her halinden belli olan Cemre bir an olsun yanından ayrılmamıştı çünkü. Batı usulca yanındaki boşluğa baktı. Kendi sevdiği kız şimdi nerede ne yapıyordu bilmiyordu. Onu o an göndermesi en mantıklı olandı çünkü yüzüne bakarken yakıp yıkmadan durması imkansızdı ama bir yandan da içi içini yiyordu. Duygu kendi başının çaresine bakardı bunu biliyordu fakat bu onun için endişelenmesine engel değildi. Gerçekten, ne ara onu düşünür olmuştu bilmiyordu. Belki de en iyisi buydu. Ona neden kızdığını bile bilmiyordu Batı. Kızın yerine kendini koyduğunda yapabileceği tek şeyin bu olduğunu o da biliyordu. Birine tüm hayatının yalan olduğunu ve bunun nedeninin de öz babası olduğunu söylemek onun gibi biri için bile kolay değildi. Olması da beklenemezdi. Hem ne bekliyordu? Duygu en başından beri kişiliğini ortaya koymuştu. Neyse o idi. Hiçbir zaman Batı'dan güven istememiş veya ona karşılıksız bir yardımda bulunmamıştı. Kendinden önce kardeşinin nerede olduğunu bilen ama susan da oydu, ustasının ölümünden sonra bu konuyu irdelemeyen de. Onun hakkında hiçbir şeye emin değildi genç adam. Kim bilir, belki de bu saatlerce çoktan bambaşka bir ülkenin toprağına ayak basmıştı. Arkasında bırakacağı hiçbir şey yoktu neticede. Onu gönderen kendisi olsa da hala kapıdan çıkıp gelmesini beklemeden edemiyordu genç adam. Nefesi, boğazındaki düğümlerden herhangi birine takılmıştı adeta. İyi hissetmiyordu. Yüzü buzdan olsa da kalbi taştan değildi artık. Onunki de acıyordu, hem de delicesine acıyordu. Kıyaslaması ne kadar doğru bilmese de Batı'nın emin olduğu bir husus vardı; canı kardeşininkinden bile daha fazla yanıyordu. Çünkü Doğu onu sevgiyle büyüten ailesinin ihanetini bile kaldıramazken Batı hem babası yerine koyduğu adamın hem de yıllarca yüz yüze geldiği Memduh'un çemberine sıkışmıştı. Üstelik Duygu bir ateş olup alevleriyle sarmıştı o çemberin etrafını. Batı içinartık çıkış yoktu. Birkaç saat önce bu iş bittiğinde temiz bir sayfa açabileceğini düşünürken şimdi o sayfayı koparıp sevdiği kızın eline tutuşturduğunu düşünüyordu. Ve düşünmek, hiç bu kadar acı verici olmamıştı.
Affetmek, insanın büyüklüğünü değil sevginin büyüklüğünü kanıtlar. Ustasının sözü kafasında çınlarken başını geriye attı. Peki Batı nasıl affedecekti tüm bu olanları? Mahvolan hayatının bedelini kime ödetecekti? Ustası ölmüştü, suçlaması gereken öz babası da kendisi gibi kandırılmış, tüm olayların altından çıkıp duran Kenan ortadan kaybolmuştu. Duygu ise hiç varolmamış gibi gitmeyi göze almıştı. Oysa Batı avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu daha ona. Günler boyu sustuğu için kızmak istiyordu. Herkes dağılıp Emre de kendi odasına girdiğinde bile bu durum devam etti. Cemre, yanındaki Doğu'nun parmaklarına yavaşça parmaklarını kenetlediğinde genç adam içindeki boşlukla izledi onları. Kız izlendiklerinin farkında değildi. "Her şey geçecek aşkım," dedi şefkatle. Bir eli de Doğu'nun saçlarından geçiyordu nazikçe. Doğu başını omzuna yaslamıştı. Batı alt dudağını çiğnedi. O, Duygu ile hiç böyle olamamıştı. Kızla sürekli didişip dururlardı, birbirlerine sarılmayı bile beceremezlerdi ki. Ya Batı kaçardı ya da Duygu. Adam imkansızlara meyilli olduğunu elbette biliyordu ama dürüst olmak gerekirse bu kadarını o da beklememişti. Evine gitmek de istemiyordu. Onsuz o evde nasıl yaşanır bilmiyordu da zaten. Gidip ne yapacaktı? Kimin yatakta kimin koltukta uyuyacağı kavgası olmadan, uyumadan önce duvarın arkasından konuşmadan çekilmezdi ki o ev.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Üçüncü Tekili
ActionBatı için hayatındaki en değerli varlık, ikizi Doğu'ydu. Doğu, ikizine en az ismi kadar zıt bir karaktere sahipti ama onun deyimiyle diğer yarısıydı ve o olmadıkça bir yanı hep buruktu. Ancak beraber verildikleri yurtta bir gece çıkan yangın her şe...