(5.7)-Kural

1.9K 162 37
                                    

En karanlık gecede tutunduğum yıldızımsın.

🍁

Batı Poyraz

Batı kahkahalarla gülen kızın üstüne tuttığu hortumu, kızın yüzüne doğrulttuğunda Duygu kaçmaya çalıştı fakat dengesini sağlayamayıp bahçedeki çimenlerin üstüne düştü. Genç adam gülerek yanına gidip elini uzattığında Duygu kendisine uzanan eli tutarak kalktı ve ani bir hareketle hortumu diğer elinden alıp tek kaşını kaldırdı. Bahçeyi sulamak için dışarı çıktıklarında Batı her zamanki uyuzluğuyla kızı ıslatmıştı ama Duygu, bunu onun yanına bırakmazdı. Hortumu ona çevirip yüzüne sinsi bir ifade yerleştirdiğinde Batı ellerini teslim olurcasına kaldırıp iki adım geriledi. "Ben sadece şaka yapıyordum, Duygu. Bak, şiddet hiçbir şeyi çözmez."

Duygu suyu yüzüne tutarak saçmalamasını kestiğinde Batı kaçmaya çalışsa da kızın öcünü almasına engel olamamıştı. İkisi de tamamen ıslanıp hamağa çöktüğünde "Bazen beni çok yoruyorsun." diye mırıldandı Duygu. "Bir insan her an, her saniye sinir bozucu olmayı nasıl başarır aklım almıyor."

"Dinime küfreden müslüman olsa," diye laf soktu Batı. "Sen de sütten çıkmış ak kaşık değilsin."

"Hak ediyorsun," dedi Duygu da. "Hayat felsefem belli benim, her şey karşılıklıdır."

Batı başını kızın başına yasladı. Gökyüzünün berraklığına bakarken bir şey demedi. Duygu onun ruhu gibi olmuştu. Onsuz bir anı olabileceğini bile düşünmüyordu artık. Bu alışkanlıktan da fazlasını kapsıyordu. Bir bütün olmuştu ruhu onunla. Batı her şeyi dozunda yaşasa da bu hissin bir ölçüsünü bulamıyordu belki de. Kıskançlıksa bunu yaşıyordu, hırssa bunu da bir noktadan sonra kontrol edebiliyordu ama sevgisi gün geçtikçe artarken kalbine bir çare bulamıyordu. Duygu onun için salt tutku değildi, salt yalnızlık da değildi. Sanki yıllardır aradığı her şey onda birleşmiş, kızı kendisi yapmıştı. Günleri soluksuz geçerken yapabildiği yegane şey de, ona gün geçtikçe daha çok bağlanmak değil miydi zaten?

"Biraz kitap mı okusak?" diye sordu Duygu. "Canım sıkıldı."

Batı ayağa kalktı hızla. "Benim de." Beraber ıslak kıyafetlerini aldırmadan salona geçtiklerinde bir süre önce aldıkları yan yana duran iki tekli koltuğa geçtiler. Duygu her zaman olduğu gibi yine soldakine geçmiş, Batı da sağdakine yerleşmişti. "Bir şey soracağım," dedi Duygu. "Neden hep sol taraf benim?"

Eğilip kitabını sehbanın üzerinden aldı. Batı da yarım bıraktığı şiir kitabını alıp kaldığı sayfayı bulurken "Çünkü,"Elini sol göğsünün üstüne koydu. "Solum senin."

Duygu Batı'dan aldığı ilk gerçekçi iltifatıyla içine garip bir şeyin aktığını hissetti. Hayatı boyunca belki de ilk defa yanakları ısınırken gözlerini kaçırıp kitabına bakıyormuş gibi yaptı ama dalgınlıktan kitabı ters tuttuğunun bile farkında değildi. Batı uzanıp kitabı düzelttiğinde iyice utanan Duygu dudağını ısırarak önüne döndü ve ona bakmaktan defaatle kaçındı. Batı ise kızın bu haline sırıtarak başını iki yana salladı ve kendi şiirine odaklandı. Düğün gecesi kapıda uyuyakalmalarını saymazsa son zamanlarda inatlaşmaları azalmıştı. İkisi de birbirleriyle zıtlaşmaktansa konuşmayı ve bir şekilde orta yol bulmayı tercih ediyordu. Kızın bu yönünü yeni keşfeden Batı dudağını sağa kıvırdı. Neden yaptığı her hareket ruhu tarafından kutsanıyordu ki?

Bir süre sonra ikisi de kitap okumaktan sıkıldığında "Batı," diye ayağa kalktı Duygu. Arkadan dolanıp sevgilisinin başucuna gitti. "Biz neden dolaşmıyoruz?" Saatine baktı. "Hem akşam yemeğini de senin şu meşhur dürümcüde yeriz."

Batı kafasını salladı. Kız çantasını almak için odaya giderken Batı da cüzdanını kotunun cebine atıp tişörtünün uçlarını düzeltti. Doğu'yu merak ediyordu ama bir yandan da arayıp onu rahatsız etmek istemiyordu. Neticede daha dün evlenmişti. Sırıtarak boynundaki kolyeye dokundu. Gökte yan yana duran iki yıldızdan biri kaymıştı. Kardeşi artık birinin dileği, onun yaşama sebebiydi. Dizlerini titreterek motoruna bindiğinde çok geçmeden Duygu da arkasındaki yerini aldı. Kız, kollarını beline sarıp başını sırtına yasladığında gülümseyerek motoru çalıştırdı.

Zamanın Üçüncü TekiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin