Bölüm Şarkısı : Sezen Aksu - Yalnızca Sitem ❤
" İnsan sevdiği için sever. Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur." (Paulo Coelho)
3.Bölüm
'Hiç hatırlamasaydım da olurmuş' dediğim bir gün geçirmiştim. Her şey üstüme üstüme geliyordu adeta.
Yine çok yıpranmıştım ve bunun sonu gelmiyordu.O gazeteyi görünce kendimi kaybetmemeliydim.
Yılların ardından kendini kontrol etmeyi öğrenen o güçlü kadın bunu yapmamalıydı. Sakin adımlarla çöp kutusuna ilerleyip gazete parçasını atmalıydı. Ve bir perde çekip yaşantısına devam etmeliydi.
Tepkilerimin ölçüsü kaçmıştı. İpleri elimde tutmalıydım.
Fakat başaramamıştım.
Bugün ise yeni,beyaz bir gün başlıyordu. Umarım böyle biterdi." Annecim? Neden o kadar uyudun ki? Sen de benim gibi çok mu yorulmuştun?"
Annem,dün bütün gün zor oyalamıştı Güneş'i. Beni göremeyince huzursuzlanmıştı prensesim." Evet bebeğim. Bir de başım ağrıyordu. Arada oluyor biliyorsun... Beni mi özledin sen? Yerim bitiririm o patates suratını!"
Ben gıdıkladıkça o da yorganı tekmeliyor,kendini tutamıyordu.
Bana enerji veren bir tek oydu. Güneş ile vakit geçirince ister istemez mutlu oluyordu insan..." Ya anne! Yapma! Yaa! Patates değilim ben!" İkimiz de kahkahalarımızı tutamıyorduk.
" Neyse,iyi bakalım... Yeter bu kadar keyif! Hadi hazırlanalım,Gamze bekliyor fıstığım." Ben 'Gamze' der demez yatakta zıplamaya ve el çırpmaya başlamıştı.
" Oley! Çok özlemiştim onu!"
" O da seni çok özlemiş bebeğim. Hadi bakalım sabah duşu!"
Pijamalardan kurtulup elbiselerimizi giyindik ve ardından yemek salonuna geçtik." Nerede kaldınız yahu! Uyuyan güzeller sizi! Mis gibi krep yaptım size..." Güneş,anneme günaydın öpücüğünü verip sımsıkı sarılmıştı. O da çok özlüyordu annemleri,haklıydı.
" Babamlar çıktı mı?" Anlaşılan saat baya geç olmuştu.
" Evet kızım. Sizi bekleyecekti ama olmadı. Hem Birkan iyi olduğunu söyledi."
Biz kahvaltıya başlamıştık fakat Güneş tek lokma yemiyordu.
" Tatlım,hadi ama... Hala tabağına dokunmamışsın."
" Yemek istemiyorum anne!" Önündeki çatalı iyice ileriye itip somurtmaya başlamıştı. Birkan olsaydı bir yolunu bulur yedirirdi ya.
" Ama bak üzüyorsun beni. Ne kadar çabuk yersen o kadar çabuk çıkarız."
" Nereye gidiyorsunuz Zümra?" Annem elindekini bırakıp bana yöneldi. Geldiğimizden beri bir an olsun yanımızdan ayrılmak istemiyordu.
" Sana söylemeyi unuttum mu? Çıkmış aklımdan. Gamze çağırıyor anne."
" Tamam canım. Çok özlüyor sizi tabi. Birbirinizi görünce çıldıracaksınız yine,ondan eminim."
" Çıldırmamak mümkün mü? Eskiden her gün bir aradaydık. Biliyorsun işte. İkimiz için de çok zor oldu bu ayrılık."
" Biliyorum kızım biliyorum. Hasretin kalbi ne kadar yaktığını iyi biliyorum..."
Bana değdirmeye çalıştığı lafı görmezden geldim. Türkiye'den gitmesem her şeyin daha da beter olacağını biliyordu.
Güneş'in iştahının olmadığını anlayınca zorlamadım. Gamze onun sevdiği şeyleri hazırlamış olmalıydı. Çok geçmeden evden çıktık.
Klasik İstanbul trafiği biraz zaman alsa da,Gamze'nin attığı konuma gelmiştim. Güven bizi bahçe kapısında karşılamış ve eve kadar eşlik etmişti. Çok güzel ve sakin bir sitede oturuyorlardı. Dairenin önüne geldiğimde,tüm o yorgunluğuma rağmen heyecanım içime sığmıyordu. Aylar olmuştu yüz yüze görüşmeyeli. Görüntülü konuşmalar bile yetmiyordu.
Gamze kapıyı açtığında,ikimizin de gözleri dolmuştu. Fakat çok geçmeden,bu havayı dağıtmak için üzerime atlamış ve kemiklerimi kırarcasına sarılmıştı. Bu samimiyeti seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mevsimlerden Sonbahar(Tamamlandı)
General FictionSaf bir tutkuyla başlayan,acımasız yıllara meydan okuyup sonsuz sevgiye dönüşen,sırlarla dolu bir aşk hikayesi... ~01.12.15~