16.Bölüm ~Adamın Gidişi~

4.7K 302 22
                                    

Bölüm Şarkısı : Nilüfer & Hayko Cepkin - Aşk Kitabı ❤

" Ne olur söyleyin sevenler bana
Ayrılmak kanun mu aşk kitabında?
Ümitlerim kırıldı gitti
Hayallerim yıkıldı gitti
Bu dert beni benden etti
Sevdim sevdim bak ne hale geldim?"

16.Bölüm

Yapılan testlerin sonucunda,teyit edilmişti doktorun sözleri. Çok garip geliyordu. Doğduğundan bugüne dek gözümden sakındığım,ateşi çıkınca telaşlandığım,beraber ağladığım meleğim,ciddi bir hastalığa yakalanmıştı. Kabullenmek güçtü. Biricik kızımın hasta olduğu gerçeği kalbimi acıtıyordu,ağır geliyordu.
Ve dahası da vardı. Oldukça ileri bir seviyeye gelmişti Güneş'in hastalığı. Bunca zaman nasıl anlamamıştım,bilmiyordum. Bu yüzdendi kendime kızgınlığım. Nasıl bir anneydim ki kızımın hasta olduğunu anlayamamıştım?! Ona iyi bakamamıştım.

Yoğun ve zorlu bir tedavi sürecine gireceğimizi söyledi Pervin Hanım. Güçlü olmalı ve her şeyin yolunda gittiğini kızıma hissettirmeliymişim. Söylediği kadar kolay mıydı?

Saatler birbirini kovalamış ve gün ışıkları tepeler ardına çekilmişti. Kızıl bir aydınlık kalmıştı geriye. Birazdan hava kararacak ve bu talihsiz gün de son bulacaktı.
Önce Gamze geldi hastaneye. En son onunla konuşuyordum. Telefon elimden fırlayıp açık kalınca,her şeyi duymuş ve gelmişti. Saatlerdir yanımdaydı. Ardından annemler merak edip aradığında durumu onlara da açıklamıştık.
Lavaboya gittiğimde annem de peşimden gelmişti.

" Zümra... Bu adam niye burada hala?" Annem her zamanki gibi söylenip duruyordu.

" Şimdi zamanı değil anne,lütfen..." Bileğimdeki ince lastikle tepeden topladım saçlarımı. Yüzüme birkaç kez su çarpıp kendime gelmeye çalıştım. Acıyan ve kızaran gözlerimi soğuk suyla buluşturdum.

" Ne işi var burada? Bizden önce ne arıyordu söylesene kızım?!" Sakin kalmaya çalışarak aynadaki aksimi izlemeyi bıraktım ve ona döndüm.

" Çünkü onun evindeydim anne. Onun Güneş'e sürprizi vardı ve bizi çağırdı. Gittik. Ardından Güneş baygınlık geçirdi ve o da bizi hastaneye getirdi. Anladın mı şimdi?" Her bir kelimemle yüzünde kırışıklıklar baş gösteriyordu. Kaşları çatılıyor ve memnuniyetsizliği metrelerce öteden seziliyordu.

" Nasıl böyle bir aptallık yapabiliyorsun Zümra? Seni yüz üstü bırakıp giden bir adamın evine güle oynaya nasıl gidiyorsun?! Hiç mi rahatsız olmuyorsun onun varlığından?" Sözlerini bitirdikten sonra başını yere eğmişti. Fazla ileri gittiğini düşünme inceliği göstermişti sanırım. Bazen ağzından çıkanları ölçüp biçmesi gerektiğini unutuyor,gereksiz yere kalp kırıyordu. Ve acımasızdı. Doğruları söylemeye öyle hevesliydi ki,bunun için can acıtıyordu.

Lavabodan çıkmadan önce ellerimi havaya kaldırıp teslim olur gibi durdum.
" Teşekkür ederim anne. Sen olmasan gerçekleri kim yüzüme vuracaktı? Kim kabuklarımı yırtıp yaralarımı kanatacaktı? Sağol. Çok destek oluyorsun gerçekten... Şuan tek derdim buydu!" Dudaklarımı birbirine bastırıp duygularıma hakim olmaya çalışırken içinde bulunduğum duruma hayret ettim. Gündemimiz Teoman olmamalıydı. Arkamdan seslenişine aldırmadım.

Güneş'in kaldığı odaya gittiğimde gördüğüm manzara hayret edilecek cinstendi.

" Oldu mu küçük hanım?" Güneş'in saçlarıyla oynayan bir Teoman... Onları izleyen babam...

" Hayıır biraz daha yukarı!" Güneş'in bu komutuna riayet eden Teoman,onun saçlarını istediği gibi toplamıştı.
Saçlarıyla oynanmasından büyük keyif alan Güneş,solgun yüzünün ve bitkin bedeninin aksine etrafa gülücükler saçıyordu.

Mevsimlerden Sonbahar(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin