17.Bölüm ~Taze Bir Dert~

4.8K 277 85
                                    

Bölüm Şarkısı : Selami Şahin - Özledim

17.Bölüm

Teoman
Üzülmek... Hiç tanımadığı biri için bu kadar üzülebilir miydi insan? Televizyondaki cani haberlere,masum insanların ölümlerine üzülüyorduk elbet. Her insanın hastalığı,kederi üzücüydü. Çünkü her şeyden önce o insandı. Ama bu başkaydı. Birkaç gün üzülüp sonra hayata güle oynaya devam edebileceğim bir şey değildi. Etrafımızda bunu yaşayan biri olmadığında anlamıyorduk. Ya da anlamak istemiyorduk.

Tenine kıymık batsa benim canımı acıtacak olan kadının kızıydı. Canımın canıydı. O ufacık bedenin delik deşik edilmesi dayanılır gibi değildi. Zayıf olan bünyesi zar zor katlanabilirdi.

Özümsemiştim Güneş'i. Yalnızca iki üç defa görmüş ama öyle bir sarılmıştım ki... Kanım kaynamıştı. 
Ve o hastanede yatarken ne işe gitmek geçiyordu içimden,ne de gülmek. Zümra'yı böyle görmek,yıkıldığına şahit olmak ise cabasıydı.
Sevdiğimiz biri acı çekerken çaresiz kalmak öyle dayanılmaz ki! Zümra günden güne çöküyordu ve elimden hiçbir şey gelmiyordu.

Telefonum çaldığında uzandığım yerden doğruldum. Aklım Güneş'teydi. Bir gelişme olduğunu varsayıp Zümra'nın aramasını umdum. Ama babamdı.
Hal hatır faslını hızlıca geçtik.

" Sesin iyi gelmiyor. Ne oldu? Güneş hastaneye yatacak diyordun." Oturduğum yerden kalkıp odayı turlamaya başladım. Babam beni çok şaşırtıyordu.

" Bir değişiklik yok. Dün yatışı yapıldı. 15-20 gün kadar hastanede kalacakmış. Tedaviler,ilaçlar... Hatta belki de nakil..."

" Acil şifalar diliyorum... Çok üzüldüm ben de oğlum. Elimden gelen bir şey olursa seve seve yaparım. Zümra'ya söyle." Yıllar önce Zümra ve ailesi için günahını bile vermeyecek olan babam,şimdi yardım edebileceğini söylüyordu. Hayat ne garipti. Ve değişen neydi?

" Tamam baba,sağol. Son attığım maile bakar mısın? İthalat dosyasını güncelledim. Değişikliklere bir bak,haftaya toplantıda tekrar gözden geçiririz."

" Tamam oğlum,bakarım şimdi."

" Bir de yarın gelmeyeceğim,haberin olsun. Hastanede olmak istiyorum." Dün oradaydım ama bugün bilerek gitmemiştim. Onu zor durumda bırakmak istemiyordum. Ailesi tarafından,özellikle de annesi,istenmediğim açıkça ortadaydı. Zümra'nın da bana bayıldığı söylenemezdi. Ama itmiyordu da. Diliyle belirtmese de,gözlerinde görüyordum. Günlerdir yanında olduğuma bir şikayeti yoktu. Hatta kabul etmese de ihtiyacı bile vardı. Birkan'a çok da sıcak davrandığı söylenemezdi.

" Tabi oğlum. Zaten şu sıralar gündemimiz durgun. Zümra'nın tasarımlarının lansmanını erteledik malum. Sen işine bak."

" Tamam baba görüşürüz." Telefonu kapattıktan sonra kendimi tekrar yatağa bırakıp uyumaya çalıştım. İhtiyacım vardı. Ama zilin çalmasıyla uyku hayalim de yalan oldu.
Kapıya vardığımda,vestiyerdeki aynada gördüğüm kişi dikkatimi çekti.
Dağılmış saçlar,derbeder bir hal ve çökmüş bir yüz... Tüm dengelerim alt üst olmuştu yine. Dizginleri elime alamıyordum. Her şey karmakarışıktı.
Ellerimle saçlarımı yatıştırdıktan sonra kapıyı açtım.

Yüzüğü attığım gün fazla öfkeliydim. Çıkışım aşırı olmuştu yine. Ama zaman geçtikçe Ceren'e olan salt öfkem,yerini kızgınlığa bırakmıştı.

" Teoman... Girebilir miyim?" Garip gelmişti gözüme. Ayağında göremediğim topuklu ayakkabılar dikkatimi çekmiş olmalıydı,ya da dağılan makyajı. Ağlamıştı.
İstemeye istemeye içeri aldım onu. Geçen ki tartışmamız onda pek etki bırakmamıştı anlaşılan. 'Son konuşmamızı' yapmak mantıklıydı.
O salona geçerken bir bardak su götürdüm. Minnettar bir bakışla aldı bardağı. Elleri titreye titreye içti. Sakin bir şekilde salonun ortasındaki masaya bıraktı. Aklında bazı şeyleri toparlamaya çalışıyor gibiydi.
Yaslandığım kapı pervazından sıyrıldım ve karşısındaki kanepeye oturdum.

Mevsimlerden Sonbahar(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin