4.Bölüm ~Farklı Duraklar~

8.8K 397 44
                                    

Bölüm Şarkısı : Zeki Müren - Şimdi Uzaklardasın ❤

"Ya bir gün karşılaştığımızda 'düşman' gibi değilde, 'pişman' gibi bakarsak? Hiç düşündün mü?"

4.Bölüm

Yine kendimi burada bulmuştum. İçinden çıkamadığım bir karmaşaya düşünce,ilk aklıma gelen yer burasıydı.
Ahşap sandalyelerden birine kurulup,ellerimi cebimde ısıtmaya çalıştım. Ağzımdan çıkan buharların ardındaki koskoca denizi izlerken,aklıma o düştü.
Buraya gelerek kendime daha da acı çektiriyordum aslında. Bir yandan da anılarımızı hatırlayıp mutlu oluyordum. Ve şuan mutlu olmaya ihtiyacım vardı.

O sırada şaşkın gözlerle yanıma gelen Halil Kaptan'ı gördüm.
" Oo... Hoşgeldin oğlum." Sevgisinden hiçbir zaman şüphe duymadığım bu adama sarıldım sımsıkı. Aynı samimiyetle karşılık vermesi yüzümü gülümsetmişti.

" Hoşbuldum Kaptan." Çok olmamıştı görüşeli,ondandı bu şaşkınlığı.

" Hayırdır inşallah? Son zamanlarda çok sık geliyorsun kafa dağıtmaya."

" Pek hayır değil be Kaptan. Kafamı sadece dağıtmak değil,koparıp atmak istiyorum."

" Baya derinden girdin be aslanım! Gel otur hele... Tekin! Donat masayı oğlum..."

Anlaşılan saat baya geç olmuştu. Pek kimse yoktu sahilde. Akşamcılar köşelerine çekilmiş,içiyorlardı yalnızca. Benim ise kafam bozuk olduğunda geldiğim nadir yerlerden biriydi burası.

Halil Baba kaygılı gözlerle beni izliyor ve bir anlam vermeye çalışıyordu. Farkındaydım.
O sırada kasetlerinden birini çalıştırmıştı. Çilingir sofralarının vazgeçilmezi söylüyordu en içten sesiyle. 'Şimdi uzaklardasın' diyordu Zeki Müren.

'Şimdi uzaklardasın
Gönül hicranla doldu
Hiç ayrılamam derken
Kavuşmak hayal oldu'

" Söyle Baba,söyle... İnsanın içinde bir şey kalmaya görsün... Öyle bir ağırlık ediyor ki kalbe..."

" Az çok anladım be oğlum. Gözlerinin feri sönmüş. Anlaşılmayacak gibi değil ki..." Hangi ara yarısına geldiğini anlamadığım bardağı elimden bırakamıyordum. Denizin tüm o berraklığına karşın,boz bulanıktı bardaktaki sıvı. Ve bardakta durduğu gibi durmuyordu. Tıpkı o ve ben gibi.
Zümra'nın umut dolu hali masmavi deniz,benim karmaşık ve sabit durmayan hallerim ise rakıydı. Sahi,öyle miydi? Artık bir benzetmede bile yan yana gelir miydi isimlerimiz,meçhuldü.

" Olmuyor be Kaptan. Yıllar geçti işte,ama hiçbir şey değişmedi. Sevgim azalmadı. Özlemim bir gün olsun dinmedi,dinmiyor... Hayali dahi gülümsetiyor. Sen onu da biliyorsun beni de,ne kadar sevdiğimi de..." Denizi dalgalandıran rüzgar beni üşütse de,bir yandan da kendime getiriyordu. Gerçekleri çarpıyordu yüzüme.

" Bir kızı varmış..." Bunu söylerken gözlerimin dolmasına engel olamadım. İçimde bir şeylerin çatırdadığını hissediyordum. Bir umut dalının daha kırıldığını...
" Bizim hayalimizdi bir kız çocuğu sahibi olmak. Bizim kızımız olacaktı ama..." Olmamıştı. Yıllar önce kurduğumuz hayali/hayalleri,bir başkasıyla gerçekleştiriyordu. Ama ona kızmaya hakkım yoktu.

Kendimi müziğe kaptırmıştım. Bir şarkı ancak bu kadar anlatırdı her şeyi.

Bardaklar birbirini kovalıyor,gece en karanlık demlerini yaşıyordu. O sırada çalan telefon,ağır havayı dağıtmıştı.
Arayan kişiye baktığımda yüzümü buruşturmadan edememiştim. Böyle anlarda aramasından nefret ediyordum.

" Ne oldu oğlum? Kim arayan?"

" Ceren..." Kaptan umutsuz bir şekilde başını öne eğdiğinde bir şey dikkatimi çekti.

Mevsimlerden Sonbahar(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin