Mevsimlerden Sonbahar(Tamamlandı)

26.Bölüm ~Aşeka~

Bölüm Şarkısı : Seksendört - Anlayamazsın.

26.Bölüm
'Aşk' kelimesinin 'aşeka' ile ilgisi olduğu söyleniyor bazı kaynaklarda. Aşeka ise bir ağacı saran,besinini ondan alan ama zamanla ağacı kurutan ve öldüren bir sarmaşık türüymüş. Aşk biraz da yok olmak değil midir? Ya da yoktan var olmak....

Gün içinde okuduğum blog yazıları beynimde dönüp dururdu. Bu da öyle olmuştu.
Derin düşüncelere dalmak üzereyken aniden uyanan kızımla ilgilendim. Günden güne iyiye gidiyordu. Bugün haftalık kontrol için gelmiştik. Kan sayımları yapılmıştı ve sonuçların çıkmasını bekliyorduk. Doktor akşam büyük ihtimalle eve dönebileceğimizi söylemişti. Güneş hastanenin çocuk parkında oynarken kantine inmiştim. Bir bitki çayı içtikten sonra bahçedeki banklardan birine oturup ara ara kendini gösteren güneşe teslim ettim kendimi. Ellerim istemsizce karnıma gitmiş ve orada oyalanmıştı. İçime yayılan ve derinlerimde gezinen sevgi tomurcuğu sayesinde gülümsemiştim. Güneş'in durumu iyiye gidiyordu ve tedavilere olumlu yanıt veriyordu. Bu gelişmeler bebekle aramdaki bağın oluşmasını sağlamıştı. Farkında olmadan kendimden önce onu düşünür olmuştum. Sırf bebeğim sağlıklı büyüsün diye canım istemese de kendimi bir şeyler yemeğe zorlamaya başlamıştım hatta. Güneş hala çok kötü olsaydı bebeği bu kadar benimseyemezdim sanırım. Ama şuan her şeye daha ılımlı yaklaşıyorum. Ve içimde günden güne büyüyen bebeğimin bana iyi geldiğini,beni gülümsettiğini farkediyordum. Hatta artık karnımın biraz daha belirginleşmesini ve o görüntüye bakmayı istiyordum. Güneş'te doya doya yaşayamadığım ve yalnız başıma olduğum hamileliği,bu sefer telafi etmek istiyordum sanırım.
O sırada aniden gelen sesle gözlerimi açtım.

" İşte 7. haftanın hatırası!" Teoman elindeki telefona bakıyordu gülümseyerek.

" Teoman ne yapıyorsun?"

" Az önce çok güzel bir an yakaladım Zümra! Bebeğimizi çok güzel seviyordun ve gülümsüyordun. Bunu hemen fotoğrafladım. Canım kızım için her haftanın hatıra fotoğrafını çekeceğim bundan sonra. Bu 7.hafta anısıydı."

" Bir dakika bir dakika... Kızım mı? Kız olduğunu nereden çıkarıyorsun bakalım? Ben oğlum olmasını istiyorum belki."

" Senden ve Güneş'ten bir tane daha... Düşününce bile kafayı yiyorum. Harika olmaz mı? Ay dur şimdi erkekse üzülür. Babacım sen benim böyle dediğime bakma tamam mı? Cinsiyetin ne olursa olsun çok seveceğim seni. Tabi kız olursan o zaman ayrı... Ama erkek olursan da üzülmem..." Karnımı okşayan ve durmadan konuşan bu koca bebeğe gülerek baktım. Mutluluğu hareketlerinden gözlerinden hatta sesinden okunuyordu.

" Ay dur bakalım! Bebeğimin psikolojisini şimdiden bozmayalım. Bak annecim sen ne olursan ol. Bizim için farketmez. Yeter ki sağlıklı ol."

" Öyle tabi... Şaka bir yana günlük hayatta bizi en çok üzen şey hastalıklar. Aman sağlıkla gelsin de başka bir şey istemeyiz. Annen haklı kızım. Bak yine kızım dedim istemsizce oldu."

" Delisin ya!"

" Sen sanki çok normalsin bebeğim."  Gözlerini devirirken elimden tuttu ve beni ayağa kaldırdı. " Şöyle sıkıca sarılayım... Biraz da koklayayım... Öpmesem olmaz şimdi..." Tatlı cümlelerini sıralarken peşisıra dediklerini de yapıyordu. " Oh be çok iyi geldi!" dediğinde ikimiz de gülümsedik. Haklıydı.

" Senin bugün önemli bir görüşmen vardı,ne oldu o?" Kollarından sıyrılıp gözlerine odaklandım. O da cevap verirken saçlarıma dokunuyordu ufak ufak.

" Şimdi gideceğim. Şans öpücüğü için gelmiştim. Bir de Hale'yi getirdim,çok özlemiş yeğenini."

" Hmmm... O zaman şans öpücüğü vermemek olmaz... E buraya kadar gelmişsin madem..." İki yanağından da öpüp geri çekildiğimde kaşlarını kaldırıp alayla baktı. " Ne?"