11.Bölüm ~Yoksun~

6.3K 371 55
                                    

Bölüm Şarkısı : Ayna - Severek Ayrılanlar* ❤

"Sen benim eş ruhumsun,unutmuş olsan hissederdim." (Severek Ayrılanlar)

11.Bölüm
Çalışma masamın üzerindeki lambadan yansıyan ışık,başımı ağrıtmaya başlamıştı. Parmaklarım şakaklarımı bulduğunda,seri bir şekilde ovalamaya başladım.
Ne her zaman dinlediğim müzik sakinleştiriyordu beni,ne de aldığım ağrı kesici.
Ceviz kabuğu rengindeki kitaplıklarla çevrili,büyüklü küçüklü tablolarla kaplı duvarlar üstüme geliyordu adeta.
İçimi huzurla dolduran yegane şey,elimdeki fotoğraftı. Bunca yoğunluğu nasıl taşıdığını anlayamadığım mavi gözleri,bembeyaz pamuk teni,ufak benleri... Her şeyini özlemiştim. Zümra'mı deli gibi özlemiştim.
Yıllardır yanımdan ayırmadığım fotoğrafıydı bana güç veren. Baktıkça gülümseten ama aynı zamanda hasretten ateşlere düşüren fotoğraf.
Aklıma fotoğrafı çektiğimiz gün gelmişti.
Polaroid makineyi tutuşturmuştu elime. Yaşını bilemediğimiz ama çok yaşlı olduğuna emin olduğumuz çınar ağacının önüne geçmişti koşar adımlarla. Fotoğrafı çekmeden saniyeler önce ufak bir iltifatta bulunmuştum. Kafasındaki koca siyah şapka ve üzerindeki sevimli elbise ile o kadar tatlıydı ki,dayanamamıştım. Utangaç halini yakalamıştım farkında olmadan. Başı hafifçe önde,bakışlarında muzip parıltılar ve gülüşündeki samimiyet...
Aramızdaki çekimin yalnızca tensel olmadığını anladığım,garip bir şekilde tükürdüğümü yaladığım gündü. İnanmadığım aşka teslim olmuştum. Günlerce peşinden koşturtmuş ve istediğini almıştı. İlk kez bir kadının gönlünü kazanmaya çalışırken hiç gocunmamış,hatta elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışmıştım. Ama farkında olmadığım,göremediğim,bana çoktan aşık olmasıydı. İtiraf etmemesi ise küçük bir oyundu. Tatlı,aşk dolu,küçük bir oyun.

Uzandığım kahverengi kanepeden kalktığımda,aklıma gelen şey ile gülümsedim. Şuan bana iyi gelebilecek en güzel şeydi.

"Çok uzak şehirlerde aynı çarpar iki yürek *"

Hızlıca yatak odama gidip,her zaman kilitli duran çekmeceyi açmaya koyuldum. Dışından ötürü yıllar öncesinden kaldığını belli eden bir kutuydu elime aldığım. Zümra'nın antikalara olan düşkünlüğünü herkes bilirdi. Bana da bu kutuyu vermişti,umutsuzca bakmıştım ilk zamanlar. 'Anılarımızı biriktirirsin' demişti.
Aylarca boş kalan kutu,o gittikten sonra değer kazanmaya başlamıştı. Özlemimi bir nebze dindiren fotoğrafları,bana aldığı ufak hediyeler,nişan yüzüğü ve yazdığım mektuplar. Hatta dahası... Onu hatırlatan kurumuş çiçekler bile vardı. Çok özeldi benim için.
Mektuplardan biri geldi elime,kalbimin kanayacağını bile bile açtım usulca.
Fakat okumaya başlamadan telefonumdan yükselen melodi,beni durdurdu. Arayanın Ceren olduğunu görmek canımı sıkmıştı. Sessize aldıktan sonra kenara koydum telefonu. Hiç ama hiç sırası değildi.

"Bugün 1 yıl 4 ay oldu...
Eve girince heyecanla,ayak seslerinin beni karşılamaya geldiğini duymuyorum artık. Hindistan cevizli kremlerinin kokusu yok yatak odasında. Diş fırçamın yanından eksilmiş bir şeyler. Ben çalışırken kimse filtre kahve de getirmiyor bana.
Gözlerim mavi denizlerde kaybolmayı bekliyor... Ama umutsuz. Ellerim o her zaman üşüyen ellerini arıyor. Kalbim desen yapayalnız. İçinde sakladığı kuşu uçmuş. Üzgün. Onu bulmak için çırpınıp duruyor. Atma sebebi doğanın kanunu yani. Enerji veren sendin,yoksun ya artık. Evrene karşı gelmemek için hala ritmini koruyor,eskisi gibi canlı olmasa da.
Bu kadar sensizim işte,bu kadar yokum.
Tüm arkadaşlarıma gülüp geçerdim,yaşamamıştım ya... Ne kadar yakıyormuş ayrılık. Ne çok eksik hissettiriyormuş.
Sen nasılsın acaba? O kadar merak ediyorum ki. Tek bir haber bile alamadım.
Arıyorum hala. Aklına gelebilecek herkesle görüştüm ve her yere gittim.
Ama pes etmeyeceğim. Gidebildiği yere kadar gidecek bu iş... Seni bulana kadar da rüyalarımda sarılmaya devam edeceğim.
Özlüyorum işte. Çok hem de.
Hani bazen diyordun ya 'odun' diye... Bazen. İşte kurabildiğim en düzgün cümleler bunlar ve hala anlatamıyorum içimdekileri. Karşımda olsan anlardın belki,gözlerim anlatırdı.
Bu arada,iyileştim ben. Öleceğim diye,acı çekme diye,çekmeyelim diye... Hepsi benim yüzümden oldu. Ve en kötüsü de,ölmedim. Hala yaşıyorum güya ama yaşadığımı hissedemiyorum.
Şimdi de bir sigara yakacağım işte. Ben çakacağım çakmağı,beraber dinlediğimiz Sezen,sadece benim için söyleyecek.
Sen yine de kendine iyi bak. İyi olduğunu umut ederek yaşıyorum.
Seni seviyorum."

Mevsimlerden Sonbahar(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin