Furkan Alatay...
Yanımda... Bir kaç santim yanımda... Oturmuş ders dinliyor... Ve ben beni tanıdığından bile emin değilim. Bu yüzden de bir şey diyemiyorum.********* 7 YIL ÖNCE **********
Hastane odamla vedalaştıktan sonra çıkışa doğru yöneldik. Annem sağ tarafımda babam sol tarafımda koluma girmişler arabaya ilerliyorduk. Abim önümüze geçip arabanın arka kapısını açtı. Arabaya binip eve gittik. Pembelerle dolu olan odamı çok özlemiştim. 11 yaşındaydım. Yaşıtlarım sokaklarda oyun oynarken ben hastanede yaşıyordum son bir yıldır. Adının lösemi olduğu bir hastalığa yakalanmıştım. Umut yoktu ömrünü okullarda harcayan uzman doktorlara göre ama ben onları yanılttım. Bir yıl sonra yuvamdayım. Çocuğum diye beni küçümsediler. Ama bilmiyorlardı ki çocuklar daha güçlüdür. Onların kocaman yüreği vardır. Sonuç ortada işte. Okula bir yıl ara vermek zorunda kalmıştım. 4. Sınıfa başlayacaktım bu yıl. Kaldığım yerden eğitime devam yani. Derslerim çok iyiydi. Özel okulda okuduğum için hocalar özenle davranırdı öğrencilerine. Aradan bir kaç ay geçti. Okul zamanı geldi. Ali hiç ders çalışmazdı. Babasının da izniyle hocalar onu sınıfta bıraktı. Aynı sınıfta okuyacaktık yine. Çok mutluydum. Ama olaylar o kadar da güzel gelişmedi. Saçlarım olmadığı için dalga geçenlerin sayısı hızla artıyordu. Her gün eve ağlayarak dönüyordum. Her gün okuldan daha fazla nefret eder oldum. Böyle bir dönemi tamamladım. İkinci dönem annem hastalığım nedeniyle içime kapanık bir kız olmamam için dans kursuna gönderdi. Okula göre orası daha iyiydi. Çünkü herkes durumumu biliyordu. Hoca da herkesi önceden uyarmıştı. Bir kişi dışında. Kahverengi gözlü, kahverengi ve sarının her tonunu saçlarından taşıyan o yalnız takılan sessiz çocuk dışında. Furkan Alatay. O çocuğu hiç unutmamıştım. Kolay değildi ki hayatımı bitiren çocuğu unutmak. O geceyi unutmak... O geceden sonraki gün okulda beni gören herkes kahkalara boğuluyordu. Furkan dışında. O yüzüme bile bakmıyordu. Bakmasın da zaten. Sosyal medyada tıklanma rekorları kırmıştı görüntülerim. Sokakta gören her çocuk benle dalga geçiyordu. 12 yaşıma bir kaç ay kala yine bir dans kursu günüydü. Ve ben derse girmemiştim. Furkanın hocayla birlikte sınıfa girdiğini görmüştüm. Daha fazla ağlamamak için hava almak istedim. Ama havayı bahçede değil çatıda alıyordum. Birden ölmek istedim. Düşüncelerime daha fazla söz geçiremeden kendimi boşluğa bırakmıştım. Bir ay yoğun bakımda kalmıştım. Uyandığımda canım çok yanıyordu. Göz kapaklarım ölü gibi davranıyorlardı. Söylediğim ilk cümle 'asla affetmeyeceğim' olmuştu. Bu olaydan sonra ailemle birlikte buradan taşınma kararı aldık. Ben hastaneden çıkana kadar ailem İzmir'den ev alıp içini hazırlamıştı bile. Ben taburcu olunca uçakla oraya gittik. Yeni şehir yeni hayat demekti. Annem buradaki Lösev derneğine üye olmuştu ve çalışmaları tüm Türkiye'de dikkat çekmişti. Bir süre sonra başkanları olmuştu ve ilk basın açıklamasında o gün ki olayı anlattı. Hastalığımdan bahsetmişti. Böylece herkes yaptığından utanmıştı ve bir daha da dalga geçemediler. İzmir'de özel bir koleje yazıldım. Ali beni bırakmamıştı. Buraya taşınmışlardı. Babası buralarda bir baraj inşaatı ihalesini kazanmış ve buraya yerleşmişlerdi. Ve 5 yıl boyunca o kötü günlerin bıraktığı yarama ilaç olmuştu.
*************
Furkan inkılap dersine daha fazla dayanamayıp uyumuştu. Bende bu fırsatı değerlendirip hocadan tuvalete diye izin alıp çıkmıştım. Güvenlik görevlisi kulübesinde çay içerken bende onun pencere kısmından aşağıda eğilerek çıktım okuldan. Okul sahile yakındı. Deniz kenarına gittim. Ellerimi göğsümde birleştirip derin bir nefes aldım. Sonra gözlerimi kapattım. Şimdi ne yapacaktım? Acaba beni tanımış mıydı? Hem neden kaçıyordum ki? Sanırım bana geçmişi hatırlatıyordu. Ve yaptığım o aptalca şey yüzünden pişmanlığım artıyordu. Üstelik bir kere bile özür dilememişti. Bu yüzden çok kızgındım ona. Ben derin düşüncelerle boğuşurken omuzuma bir el dokundu. Aniden arkamı dönmemle birlikte gözlerim irileşmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam
Teen FictionŞöminede yanan ateşe biraz daha yaklaştım. Soğuktan hareket ettiremediğim ellerimi ateşe uzattım. Ama farkında bile değildim o ateşin intikam ateşi olduğunu. Çenem birbirine çarpmaya başlayınca ellerimi ağzıma bastırdım. Yenilmiş görünmek istemiyord...