İntikam

8. Bölüm Affet

Arkadaşlar bu benim ilk kitabım. Bu yüzden biraz zorlanıyorum. Kusura bakmayın. Olaylar biraz değişicek. Kitabı baştan düzeltiyorum. Şuan 8. Bölümdeyim. Fazla vaktim olmuyor. Elimden geleni yapıyorum. İyi okumalar...

********
Aynada kendime tekrar baktım. İyiydim. Salı günü yaptığımız kavgadan sonra Ali cuma gününe kadar okula gelmemişti. Evlerine gittiğimde annesi taş evde olduğunu söylemişti. Cuma günü beni aradı uzun uzun konuştuk ve aramızı düzelttik. Bugün yani cumartesi tüm gün alışveriş yapacaktık. Nisa cuma günü okulda yanıma gelmişti. Pazar günü okulda yapılacak olan okula merhaba gecesi için elbise alması gerektiğini ve benimde yanında olmamdan çok mutlu olacağını söyledi. Bende kıramayıp kabul etmiştim. Üzerime krem rengi kazak bordo tonlarında pantolon giydim. Siyah botum ve çantamı da aldıktan sonra odamdan çıktım. Annemler dünden beri evde yoktu. Abimin üniversite kayıt işlemleri için İstanbul'a gitmişlerdi. Evden hızla çıktım. Perşembe günü okuldan döndüğümde garajda sarı bir today vardı. Babam bana almıştı. İki gündür Nisa bana biraz sürmeyi öğretmişti. Garajdan motorumu çıkartıp yola koyuldum. Nisa AVM de beni bekliyordu. Yeni açılan ünlü bir markanın mağazası varmış oraya gidecektik.
Alışveriş merkezinin içi sıcaktı. Mağazanın önüne gelince gördüklerim karşısında şok olmuştum. Furkan buradaydı. Mağazadan çıkıyordu. Onun uzaklaşmasını bekledim bi süre. Sonra içeri girdim. Nisa beni bekliyordu. Sarıldık. "Hoşgeldin " dedi en sıcak kanlı haliyle. "Hoş bulduk canım çok beklettim mi?" dedim. "Yeni geldim sayılır" dedi. "Eee hadi o zaman alışveriş başlasın" dedim gülümseyerek. "Neyden başlıyoruz" dedi. "Sanırım kuaföre. Saçlarımı boyatmam lazım." dedim. "Olur hadi gidelim" dedi. İçeride bizi Selen karşıladı. Buranın bir çalışanıydı. Siyah uzun saçlarını sağ tarafa atıp "hoşgeldiniz" dedi. "Hoş bulduk canım" dedim. "Sizi ne tarafa alalım?" Diye sordu. Bi göz attıktan sonra mavi tonlarının hakim olduğu büyük alandan beyaz olan boya bölümüne ilerledim. Arkamdan Nisa da beni takip etti. "Matmazel" dedi arkamdan Eser Bey. Ona dönüp gülümsedim. Ellerini birbirine vurup koltuğu işaret etti. "Hemen otur. Biraz dedikodu yapalım şekerim" dedi. Eşyalarımı  Nisa'ya uzatıp koltuğa geçtim. O da yan koltuğa oturdu. "Seni tanıyor muyum hayatım" dedi Nisa'ya gülümseyip. Nisa olumsuz anlamda başını salladı. "Merhaba hayatım ben Eser Keskin. Çok sevecenimdir üstelik iyi espiri yaparım. Yakışıklıyım ayol daha ne olsun" dedi ukalaca sırıtıp. "Beni böyle anlatın. Hayatım sevenim artsın" deyip kahkaha attı. Nisa'ya bakınca yüzündeki 'Allah'ım ben nereye düştüm' ifadesini görünce bende kahkahayı patlattım. "Eser bey ben kestane tonlarında bir renge boyatmak istiyorum saçlarımı" dedim. "Okey. O zaman ben malzemeleri getireyim" deyip yanımızdan ayrıldı. Bende Nisa'ya döndüm" Annemin arkadaşı olan Eser Bey biraz kafayı bozmuş biri. Küçükken aşık olduğu kızı yıllar sonra bulmuş. Fakat kız iki gün sonra birlikte gittikleri teleferikte bir kaza sonucu çok yüksekten düşüp ölmüş. O günden sonra Eser bey hiç iyi olmadı. Her iş çıkışında mezarlığa gider" diye kısaca anlattım hikayesini. Nisa'nın birden yüzü düştü. "Yazık ya. Allah yardımcısı olsun" dedi. O sırada Eser bey geldi. Espiri dolu güzel bir sohbetten sonra kuaförden ayrıldık. "Hangi mağazaya giriyoruz bakalım" dedim. "Bence şu rengarenk olan yerden başlayalım. Sonra yeni açılan yan mağazaya bakalım"dedi. İlk mağazada birşey beğenmedik. Yeni açılan yerden beğendiğimiz birkaç elbiseyi alıp kabine gittik. Tüm kıyafetleri denedik. Sonra o mağazadan çıkıp ayakkabı bakmaya gittik. Pembe,mor,kırmızı, yeşil, siyah,beyaz,mavi,gecemavisi... Her renk ayakkabıdan denedik. Birkaç mağazaya daha baktık. "Bence elbiseleri seçme vakti geldi" dedi bitkin sesiyle Nisa. "Bencede" dedim. Ve merdivenlere yöneldik. Biraz ilerledikten sonra bana seslenen bir erkek sesi duydum.
Arkamı döndüm ve sesin geldiği yöne doğru baktım. Onu görünce gülümsedim.