9. Bölüm Alışveriş

47 5 0
                                    

Diğer kitaplarımı da okursanız sevinirim...

Bana seslenen erkek sesine döndüm. "Cenk ?" "Sen beni mi takip ediyorsun?" dedim şaşırarak. "Hayır canım kuzenime selam vermek istedim görünce" dedi. Nisa'ya baktım. İnanmıyorum. "Siz kuzen misiniz?" dedim. Nisa güldü. "Evet malesef şu şahıs benim deli kuzenim" dedi. "Aşk olsun kuzen ya." dedi yapmacık bi naz yaparak. "Bak alırım anahtarları" dedi Cenk. Nisa kaşlarını çatarak "kuzen indiririm tekerlerini görürsün" dedi. Cenk asla susmazdı. Yine tahmin ettiğim gibi konuştu. "Kızım o tekerin tanesi ne kadar sen biliyor musun? Motorunu satsan bi civatasını bile alamazsın" dedi. Cenkti bu havasını atmadan duramazdı. Ukala falan değildi aslında ama tek hobisi insanları delirtmekti. "Cenk kimden dayak yedin yine"dedim yüzündeki yarayı fark edince. Cenk güldü. "Kızım ben dayak yemem. Canım isterse yerim. Fazlası kalorili" dedi. Salak şey. Beraber sohbet edip baya güldük. "Neyse kuzen çok işimiz var görüşürüz sonra" dedi Nisa. Tam arkamızı dönmüştük ki "saçlar yakıyor Rüya hanım" dedi. Sadece dönüp göz kırptım. Sonra mağazada bir kaç kıyafete bakındım. Çoğu kıyafet tesettürlülere göreydi. Nisa uzun bel kısmına kadar bordo olan ve geri kalan kısmı simli siyah hafif kabarık bir eteği olan bir elbise çıkardı. Biraz inceledim. Bordo ve siyah kumaşın birleştiği kemer kısmı parlak taşlarla süslenmişti. "Hiç fena değil. Bence bi de üzerinde görelim" dedim. "Kabinlerdeyim ben o zaman. Eğer beğendiklerin olursa onları da denerim" dedi. Başımla onaylandım. O gidince bende beğendiğim bi kaç elbiseyi daha ona götürdüm. Bu sırada gözüme çarpan bi elbise daha vardı bana göre. Üst kısmı yakalı beyaz kolsuz gömleklere benziyordu. Alt kısmı ise kabarık siyah kat kat tüllerden oluşuyordu. Yakanın uçları bordo taş süslemeleriyle doluydu. Gömlekten tek farkı önünde hiç düğmeleri yoktu. Sırt kısmında sarı fermuar vardı. Şık bir elbiseye benziyordu. Bir kaç aksesuarla daha güzel olabilirdi. Onuda elime alıp kabinlere ilerledim. Kenardaki bordo toplulukları ve altın sarısı tatlı görünen bi çantayı da alıp ilerledim. Nisa ikinci elbiseyi denemek için girmişti. Bende kabinlerden birine girdim. Aynı anda çıktık ve birbirimize baktık. "Vaovv Nisa bu ne güzellik" dedim gülerek. "Sanırım daha aynaya bakmadın" dedi. "Aaaa yapma. Senin yanında bu ne ki tatlım" dedim. Gerçekten de güzel görünüyordu. Beyaz yakalı uzun kollu gömlek üstüne bel kısmına kadar dantel etek kısmı uçuş uçuş olan lacivert bi elbise giymişti. Başındaki bordo tonlarındaki şalı ve rengarenk ayakkabılarıyla çok iyi görünüyordu.  "Bence işimiz bitti" dedim. O hemen işaret parmağını iki yana sallayarak beni susturdu. "Son bir elbise. Sonra Cenk gelecek kahve sözü var" dedi. Ardından kabine girdi. Yine mi Cenk'i çekmek zorunda kalacaktım. Sonra kabinlerin sağındaki beyaz sandalyeye oturdum. Furkan beni tanıyor olabilir miydi? Acaba bu yüzden mi kaçtı? Yoksa benden hoşlanmıyor muydu? Çocuk haklı tabi hocadan izin alıp Elifle yer değiştirmiştim. Onunla hiç oturmadım. Tepkisinde haklı tabi ama  düzenimi bozdum ben onun yüzünden. Buralara kadar taşındık. Şimdi beni hatırlarsa yine rezil olabilirdim. Bu riski göze alamazdım. Giydiğim bordo topuklu ayakkabılar ayağımı açıtınca çıkardım. Başımı ellerimin arasına alıp gözlerimi kapadım. Yine çok düşünmüştüm.  Devreler yanmıştı sanırım. En sonunda başımı kaldırdım. Nisa sağ kaşını kaldırmış bana bakıyordu. "Alışveriş sendromu " dedim ve üzerimi değiştirmek için kabine girdim. "Şu Furkan. Sanırım sende onunla ilgili bir şeyler var" dedi birden. Sesi net çıkmıştı. Sanırım endişelenmeliyim. "Bizim sınıfa yeni geldi henüz alışamadım" dedim. Himmm diye bi ses çıkardı. "Bu kadar mı?" Dedi. "Evet ne olabilir ki başka" dedim. Ne olabilirdi ki başka? "Rahatsız ediyor mu yakınında olması?" Dedi birden. Ah Nisa ah. Ani atakların beni çok zorluyor. "Alıştım artık" diye geçiştirdim. Çünkü cevabını bende bilmiyordum. Sonra kabinden çıktım ve beraber terasdaki cafeye çıktık.

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin