10. Bölüm Kahve

54 5 0
                                    

Arkadaşlar hatalarımı düzeltmek için baştan düzenlemeye aldım. İyi okumalar 😊

Terasa çıkmıştık. Cenk kahveleri almaya gitmişti. Bizde Nisa'yla sohbet ediyorduk. Okulda zaten her karşılaşmamızda laflıyorduk. İyi bi kızdı. Onunla konuşmak beni rahatlatıyordu. Fırsat buldukça buluşuyorduk. Namaz vakti gelince en yakın camiye gidiyorduk beraber. Ben bi köşede onu rahatsız etmeden izlerken o namaz kılıyordu. Sonra kaldığımız yerden devam ediyorduk. "Nisa bir şeyi çok merak ediyorum eğer yanlış anlamazsan sorabilir miyim?" Nisa sorum üzerine odaklanıp bana yöneldi. "Tabi ki" dedi gülümseyerek. "Namaz kılarken neler diyorsun?" sorum onu baya bi şaşırttı sanırım. "Rabbimin bize gönderdiği ayetler var Rüya. Bunların bazıları namazda okunan dualar. Onları ezberleyerek namaza başladım. O dualarda ki her bir harfin manevi anlamı çok büyük. Günde beş vakit namaz kılınır. Allah'a şükretmek ve ahiret hayatımız için namaz kılarız bi nevi." dedi. Gerçekten merak ediyordum. "Benim dedem koreliydi. Anneannem ise Türk. Yani müslüman. Ama anneannem ben doğmadan ölmüş. Bu yüzden bana öğretme fırsatı olmadı." dedim. "Acaba bu duaları nasıl öğrenebilirim." diye sorunca Nisa çok sevindi. "Ben sana yardımcı olurum Rüya. Bu arada başın sağolsun." dedi. O sırada cenk geldi. Tepside dört kahve ve çeşit çeşit çikolata vardı. "Cenk dördüncü kimin?" dedi Nisa. "Arkadaşımın kuzen onunlaydım. Telefonla konuşuyor birazdan gelir." dedi. Kapıdan terasa girene baktım. Furkan...
Yine mi ya? Ama niye. Masada beni görünce oda şaşırdı. Sanırım beni beklemiyordu. "Afiyet olsun" dedi. Otururken. "Sağol. buyur gel otur" dedi Nisa. Bir dakika. Neydi şimdi bu???? Nisa ve Furkan tanışıyor mu??? Ya cenk ? Arkadaşım dedi. Ama sabah da Nisa ya kuzen dedi. Ya yine devreler yandı benim. "Siz nerden tanışıyor sunuz?" dedim. Onlar bana kafayı yemişim gibi bakarken ben düşüncelerimden kurtuldum. Cenk tam açıklama yapacaktı ki furkan öksürdü. Cenk boğazını temizleyip Furkan'a olay bende der gibi işaret yapıp bana döndü. "Ya güzel arkadaşım zaten olan iki gram beynin var onu da küle çevirme. Zorlama senin vites birde takılı kalmış. Zaten anlatsak da anlamazsın boşuna sigortan atmasın boşver. Sen sus kahveni iç" dedi. Birden ciddileşip "lan ben o kahvelere para verdim için soğumadan." dedi. Sonra sesini inceltip taklit yaptı " ay bu soğumuş ben soğuk içemem diyorsunuz içmiyorsunuz" dedi. Biz gülmeye başlayınca oda güldü. "Tamam hadi güldünüz için" dedi kahvesinden bir yudum alıp. O sırada Furkan'la göz göze geldik. Masum bir çocuk gibi bakıyordu. Hemen bakışlarımı Cenk'e çevirdim. Gözlerini kısmış bana bakıyordu. Ben ne? der gibi bakınca "o kahveler bitecek" dedi. "Off Cenk tamam içiyorum." dedim. Oda arkasına yaslanıp terasın tadını çıkardı. Bir süre onlar sohbet etti ben dinledim. Aralarda Cenk'in kahveleri bitirin uyarıları üzerine kahveler sonunda bitmişti. Çikolatalar da öyle. Son kalan caramio'yu almak için elimi uzattığım sırada Furkan'da uzattı. İkimizde panikle ellerimizi çektik. Benim ellerim onu gördüğümden beri deli gibi titriyordu. Bunu fark eden Cenk çikolatayı ikiye bölüp ikimizin de ağzına bastı. Ne öküz ruhlu bir çocuktu bu böyle. Biraz daha sohbet etmiştik. "Rüya partide partnerin kim?" diye sordu Cenk. "Henüz yok" dedim. O an Ali aklıma geldi. "Eğer istersen ben sana eşlik ederim. Bir daha böyle bir yakışıklıyı bulamazsın ona göre karar ver" dedi göz kırparak. Ben sadece bu laflarına güldüm. Telefonumdan saate baktım. "Her neyse saat epey ilerlemiş. Güzel gündü teşekkürler ben kalkayım" dedim. Onlarla vedalaştıktan sonra evin yolunu tuttum...

Yolda Furkan'la aynı ortamda olmanın beni rahatsız etmediğini fark ettim. Ama bu nasıl oluyordu ki. Neden sıradan biriymiş gibi davranıyordum.

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin