Gözlerimi açma çabam yetersiz kalınca etrafı dinlemeye başladım. Derin bir sessizlik vardı. Vücudum birden titredi ve kapalı olan gözlerim yaşlarla doldu. Babam... Biricik babam son kez sarılmadan gitmişti. Canım kızım diyemeden bıraktı bizi. Burnum karıncalanmaya başlamıştı. Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Beyazlar içinde bir oda. Başım ağrımıyordu. Ayağa kalktım. Sanırım iyileşmiştim. Üzerimde beyaz bir gecelik takımı vardı. Küçük odadan çıkınca anladım. Burası bizim evimizdi. Salona doğru ağır ağır ilerledim. Normalde buradaki duvarlar hep fotoğraf dolu olurdu. Ama sadece annem abim ve benim fotoğraflarımız vardı. Bu da ne oluyordu. Salona ilerledim. Babam koltukta oturuyordu. Olduğum yerde kaldım. Babam beni bırakmamıştı. Gözümden düşen yaş yanaklarımda süzülürken ben koşup babama sarıldım. Kokusunu içime doya doya çektim. Canım babam ne çok özlemişim seni. Ama o bana sarılmıyordu. "Özür dilerim kızım. Affet beni" dedi. Kafamı kaldırıp ona baktım. "Neyden bahsediyorsun baba" dedim şaşkın şaşkın. Oysa sadece sustu. "Baba ne oldu?" dedim titreyen sesimle. Korkuyordum. "Burası sana göre değil git burdan" dedi babam ayağa kalkarken. Ben şaşkın şaşkın arkasından baktım. "Baba hayır bırakma beni." dedim gözyaşlarım durmadan akarken. Arkasından defalarca baba diye bağırmama rağmen durmadı. Çıkıp gitti evden.
Gözlerimi bir anda açıp etrafıma baktım. Dayım başucumda sandalyede oturuyordu. Kuzenim Leose koltukta uyuyordu. Sonra gerçekle yüzleştim. Babam yoktu. Bir rüyaydı. Odaya giren küçük teyzem beni görünce hemen "Canım iyi misin? Birşey oldu diye çok korktuk" dedi. "Teyze" dedim gözlerim dolarken. "Babam" diyebildim hıçkırıklarımın arasından. Teyzem başını önüne eğince ağlamaya devam ettim. "Durumu aynı" dedi teyzem. Bu daha iyi bir olasılık olsa da tutamıyorum gözyaşlarımı. Bu sırada dayım ve kuzenim uyandı. "Rüya yapma böyle yeni geldin ameliyathaneden" dedi dayım elimi tutup. Pencereden dışarıya bakınca sabah olduğunu anladım. "Abimi görmek istiyorum" dedim. Dayım teyzeme bakıp "olmaz Rüya" dedi."Yaa neden" dedim. "Kızım sen daha yeni iki ameliyat oldun. Amacın ne? Otur oturduğun yerde. İyileş git" dedi kuzenim. O her zaman her durumda böyledir. Dayıma yavru köpek bakışı yapınca dayım dayanamadı. "Tamam tamam. Doktor izin verirse abini buraya getirelim" dedi. Bu biraz olsun beni sakinleştirmişti. Dayım odadan çıkınca teyzem ve kuzenim sohbet etmeye devam ettiler. Ben sadece pencereden dışarıya bakıyordum. "Annem nerde" dedim birden teyzeme. "Uyutuyorlar" dedi kuzenim. En sevdiğim kuzenimdi Leose ve ablası Jessia. Birde erkek kardeşleri Leeduo var. Küçük teyzemin ikiz oğlu var sadece. Douras Hugoas. Birbirinin zıttı iki kardeş. Her tatilde toplanıp Türkiye'ye gelirler. Türkçeyi öğrenmeleri kolay oldu aslında. Kore'de kaldığım zamanlarda toplu kalırdık hep. Hiç ayrılmazdık. Leeduo zaten müzik grubu kurmuştu. Douras ve Hugoas'da küçük bir futbol takımına katılmışlardı. Ne kötü bir buluşma olmuştu bu böyle. Kapının açılmasıyla dayım ve abim kol kola girdiler içeri. Abimin gözleri kıpkırmızı olmuş ve şişmişti. Morali kötü görünüyordu. Ağır ağır ilerledi. Yatağın yan kısmına oturdu. Dayımlar dışarıya çıkıp bizi yalnız bıraktılar. Abim saçlarımı okşadı. İkimizinde gözleri dolmaya başlamıştı. "Kazayı yapan kamyonet" dedi abim kısık sesle. Onu ilk defa bu kadar nefret dolu gördüm. Sonra titreyen sesiyle devam etti. "Alatay holdingin taşıma aracı çıktı" dedi ağlamaya başlarken. "Bu bir suikast miydi yani? Nasıl olur?" Dedim ağlayarak. Abim sıkı sıkı sarıldı. " Nasıl olur böyle birşey. Nasıl babamı öldürürler" dedi abim nefretle. "Babam?" dedim. "Babam öldü mü" dedim. Abim kafasını sallayınca hıçkırıklara boğuldum. Abim bana daha sıkı sarılınca beraber ağlamaya başladık. Furkan Alatay... Bu sefer seni asla affetmeyeceğim. Senden nefret ediyorum... Babamı çalan adam. Senden nefret ediyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam
Novela JuvenilŞöminede yanan ateşe biraz daha yaklaştım. Soğuktan hareket ettiremediğim ellerimi ateşe uzattım. Ama farkında bile değildim o ateşin intikam ateşi olduğunu. Çenem birbirine çarpmaya başlayınca ellerimi ağzıma bastırdım. Yenilmiş görünmek istemiyord...