Multimedya; Avril Lavigne - Let Me Go ft. Chad Kroeger
8: #Psikiyatrist#
Battaniyemi üzerime biraz daha çektim ve düşünmeye başladım.
Kriz anımı pek hatırlamıyordum açıkçası. Eve geldiğimde her şey eskisi gibiydi. Odam toplanmıştı ve her şey yerli yerindeydi. Ama boy aynam yoktu... Bu iyi de olmuştu.
Aklıma verdiğim söz geldi. O gün, o taksiye binmeden bir gün önce kendime bir söz vermiştim. Ne olursa olsun, yüzün artık gülsün. Ezdirme artık kendini... Üzülme, mutlu olmayı dene.
Ama nerede... Bunlar hep hayaldi işte. Geçmiş peşinizi bırakmıyordu, acılar dinmiyordu.
Artık yataktan kalkmam gerektiğini hatırlattım kendime ve yataktan kalkıp banyoya gittim. Bir duş alsam iyi olacaktı.
Banyoya girince böğürtlen kokan şampuanım ile saçımı dört kez köpürttüm. Saçlarımı iyice temizleyince vücudumu da iki kez bol köpükle temizledim ve yarım saatin sonunda banyodan çıkabildim.
Odama geçip dolabımı açtım ve ne giyebileceğimi düşündüm. Bugün hastaneye gidecektim ve şu psikiyatrist ile bir görüşme yapacaktım.
Sıkıntıyla ofladım ve kıyafetlerimi inceledim. Hava bugün güneşliydi fakat yine de sonbahar soğuk rüzgarlarını esirgemiyordu. Bu yüzden uzun kollu bordo tişörtümü ve kot pantolonumu alıp giyindim. Her ihtimale karşı biraz deodorant sıktıktan sonra siyah deri ceketimi giydim. Siyah çantamı da alıp içine telefon, kulaklık, bir miktar para, anahtar, yedek toka koyduktan sonra çantamı sırtıma astım ve ayakkabılarımı giyip çıktım.
Apartmandan inince çok lüks siyah bir araba ile karşılaştım. Markalar hakkında pek bilgim olmadığından ismini bilmiyordum ama araba cidden fenaydı.
"Selam," diyen sese dönünce Çağatay'ı gördüm. "Seni hastaneye götürmeye geldim, yalnız kalmanı istemedim." deyince gülümsedim ve ona doğru yaklaştım.
"Teşekkür ederim," dedim ve açtığı kapıdan geçip koltuğa oturdum, kemerimi bağladım.
Uzun bir sessizlikten sonra sessizliği ilk bozan o oldu. "Sana önemli bir şey söylemem lazım ama nasıl söylemem gerektiğini bilmiyorum." dediğinde meraklanmadan edemedim. İlgiyle ona baktığımda yeniden konuştu. "Ben o gün... Yani beni aradığın gece..." dediğinde ona ilgiyle bakmaya devam ettim. Bu konuşma nereye varacaktı, merak ediyordum. "Neyse sen randevuya geç kalma. Ben burada bekleyeceğim. Gelince konuşuruz."
"Çağatay neler oluyor?" diye sordum şaşkın bakışlarla. "Bak ben," dedi ve derin bir nefes aldı. "Daha sonra konuşalım olur mu?" dedi ve inmem için kapımı açtı.
"Peki," dedim ve arabadan indim. "Ha bu arada, beklemene gerek yok beni Batı almaya gelecekti. Yine de teşekkür ederim." dedikten sonra bir şey söylemesine fırsat vermeden kapıyı kapattım. Binaya girip dayanışmayı bulunca hemen sarı saçlı kadına ilerledim. "Merhaba," dedim danışmaya ulaşınca. Kadın bana baktı ve gülümsedi. "Merhaba?"
"Psikiyatrist Hayal hanıma randevum vardı. Kendisi şu an müsait mi?" diye sorduğumda kadın "Ekim Hanım?" dedi sorar biçimde.
"Benim,"
"Hayal Hanım sizi bekliyor, buyurun," dedi ve gülümsedi. Teşekkür edip odaya yöneldim.
Beyaz kapıyı iki kez tıklattıktan sonra yavaşça araladım. Buraya yeniden girmek istemiyordum. Psikiyatristlerden nefret ediyordum! Hiçbiri beni anlamıyordu ve bu da benim için buldukları her bir çözümü işe yaramaz kılıyordu. Karşınızdakinin derdini anlamdan nasıl çözüm üretebilirdiniz ki? O çözümler işe yarar mıydı ya da?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Taksi! #Wattys2016
Teen Fiction"Nereden bilebilirdim ki hayatımın aşkıyla bir takside tanışacağımı?" °°° Tüm hakları Batı'nın sis çökmüş gökyüzünde saklıdır. °°° #11 Aralık 2015 Cuma günü ilk bölüm yayınlanmıştır.# #28 Haziran 2016 Salı günü son bölüm yayınlanmıştır.#