20: #Sır#

11K 573 51
                                    

10K'nın şerefine!

Multimedya: Lana Del Rey - Old Money

20: #Sır#

Gözlerimi daha sıkı yumdum. Amacım gözyaşlarımı geri göndermekken, bir damla daha yaş akmıştı gözlerimden.

Yine o kitabı okuyordum. Ve sonunu bilerek okuduğum her satır, bana sonu hatırlatıyor, gözlerimi dolduruyordu.

Kızın psikolojisi bozuktu. Çirkindi, ailesi yoktu ve sırf bir adam uğruna, adamın mutluluğu uğruna kendini ölüme atabilecek kadar aşıktı. Belki de bu aşktan ziyade, aptallıktı. Ama yaptığı doğru da olsa, yanlış da olsa bunu yapmak cesaret istemez miydi?

Ekaterina bana benziyordu. Kahverengi gözleri vardı, kumraldı, orta boylu ve kiloluydu. Benim gibi psikolojisi bozuk, çirkin ve ailesizdi. Ama o, benim aksime duygularından emindi. Ve aşık olduğu adam için ölümü bile göze alabilmişti.

Ben ise, kimi sevdiğimi bile çözemiyorum. Ama Batı'nın üzerimdeki etkisinin farkına varamayacak kadar da aptal değildim.

Kitabı kapattım ve telefonumu elime aldım. Saate baktığımdaysa okul saatimin geldiğini gördüm. Tüm gece uyumadan kitap okumuş ve ağlamıştım. Bu gözlerle okula gidemezdim ki zaten gidesim de yoktu. O yüzden Çağatay'ı aradım.

"Günaydın, güzelim." diye açtı telefonu. Sabah sabah enerjisi yerindeydi anlaşılan, sesi pek bir neşeliydi.

"Günaydın da, bu enerjiyi neye borçluyuz?"

"Güzel bir uyku çektim diyelim. Rahat bir geceydi."

"Hmm," diye mırıldandım, aklıma dünkü telefon konuşmamızda Oylum'un sesini duymam gelirken. Kaşlarım şüpheyle çatılsa da, kendimi toparladım. Evdeki bir çalışan filan olmalıydı. Yanlış duymuş olmalıydım. "Ben seni bugün okula gelmeyeceğimi söylemek için aradım. Hiç gidesim yok, bütün gün uyayacağım."

"Hasta mısın yoksa? Gelmemi ister misin?"

"Hayır, sadece benim gecem seninki kadar rahat değildi, diyelim. Uyumak istiyorum."

"Peki o zaman. Herhangi bir şey olursa, ara."

"Tamam, konuşuruz sonra."

"Konuşuruz, bebeğim. Bay bay."

Telefonu kapattıktan sonra yorganımın içine girdim ve uyumaya çalıştım. Ama aklıma yığınla dolan düşünceler, uyumama izin vermiyorlardı.

Oylum'a ne olmuştu acaba? Batı ne yapıyordu? Ne haldeydi?

Kendimi, bunların beni ilgilendirmediğine inandırmaya çalışsam da olmuyordu. Düşünmeden edemiyordum!

"Aklımdan çıkmıyorsun!" deyişi çınladı beynimde. Benim açımdan da olay pek farklı değildi ki.

Yarım saati aşan bir süre boyunca yatakta bilmem kaç kez döndükten sonra uyuyamayacağımı anladım ve yataktan kalktım. Önce bir duşa girip temizce yıkandıktan sonra odaya döndüm ve dolabımın karşısına geçtim. Siyah, boğazlı bir kazak, altına siyah pantolon ve siyah deri ceketimi giydikten sonra siyah çantama da eşyalarımı doldurdum.

Hey Taksi!  #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin