Multimedya; Zayn Malik - Pillowtalk
Ve kendi hazırladığım bir kesit.
16: #Karmaşa#
Rüzgar, siyah mus çorabımı parçalamak ve bacaklarımı birer buz kütlesine çevirmek ister gibi esiyordu. Kemiklerime varana kadar titresemde umursamadım ve oturduğum banka biraz daha yayıldım.
Kuaförden çıkmıştım ama eve gitmek yerine biraz sahilde oturtmaya karar vermiştim, tabi havanın bu kadar soğuyabileceğine ihtimal vermemiştim hiç.
Koyu kahve saçlarımdan kırıkları aldırmıştım ve aralara açıcı boya artırmıştım. Kaşlarımın biçimi düzelmiş, bedenimden gereksiz tüylerin hepsi toplanmıştı. İçimdeki sesin ısrarıyla yüzüme hafif bir makyaj da yaptırmıştım.
Yine de yeterli hissetmiyordum kendimi. Ve güzellik denen olgunun, kişinin dış görünüşüyle hiçbir alakası olmadığını kavramıştım. İnsan kendini nasıl görmek isterse öyle görüyordu.
Derimin soğuktan sızlamaya başladığını fark edince yavaşça oturduğum yerden doğruldum ve evime doğru ilerledim.
Batı ve Oylum şu saatlerde muhtemelen yemek yiyorlardı. Belki de tatlıya geçmişlerdi?
Anlamlandıramadığım birçok şey vardı. Neden Oylum ile bir yarış içerisindeydim? Kendi kendime savaş açmış, yine kendi kendime savaşıyordum. Başlı başına bir ironiydim.
Ama bu zamana kadar Batı'ya değer vermemiş, onu sevmemiş bir kadın nasıl olurda ben ortaya çıkar çıkmaz Batı'ya karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştı? Belki, daha önce de içinde küçük kıvılcımlar besliyordu ve benim varlığım o küçük kıvılcımları büyütüyor, koca bir yangına çeviriyordu. Peki ya ben? Nasıl olur da Batı'ya karşı bir şeyler hissedebilirdim? Hele ki sırf Oylum ile aralarını yapmak için Batı ile bir iş birliğine girmişken?
Acil bir yardıma ihtiyacım vardı. Ortada bir karmaşa vardı ve bu karmaşa beni bir bataklık gibi içine çekmekten hiç çekinmiyordu.
Eve girince kendime bir sıcak çikolata yapmış ve biraz televizyonda film izleyip yatmıştım. Sabah olsun istiyordum.
Batı'yı görmek istiyordum...
Çağatay ile sevgiliydim ve Batı'yı görmek istiyorum, evet. Ben aslında benliğimi kaybediyordum.
Daha fazla düşünmek istemedim ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.
ΩΩΩ
Başlamakta olan yeni günün soluk ışığı panjurların dar aralıklarından şerit şerit içeri süzülüp karşı duvarda titreşiyordu. Ben ise sadece boş boş pencereden dışarıyı izliyordum. Uyuyamamış ve yine kabus görmüştüm. Ekaterina yine kabuslarıma girmiş ve ölümden bahsetmişti.
Ben kimden uzak durmalıydım, anlamıyordum.
Kafamdaki düşünceleri savmak amaçlı kafamı iki yana salladım ve kafamı duvara çarptım. Al işte! Bende şans olsa...
Sinirle oturduğum yerden -kafamı yeniden çakmamaya dikkat ederek- kalktım ve lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Çağatay birazdan gelirdi ve onu bekletmek istemediğimden hızla odama geri dönüp okul formamı giyindim. Telefonumu da çantama attıktan sonra hemen montumu giyindim ve evden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Taksi! #Wattys2016
Teen Fiction"Nereden bilebilirdim ki hayatımın aşkıyla bir takside tanışacağımı?" °°° Tüm hakları Batı'nın sis çökmüş gökyüzünde saklıdır. °°° #11 Aralık 2015 Cuma günü ilk bölüm yayınlanmıştır.# #28 Haziran 2016 Salı günü son bölüm yayınlanmıştır.#