12: #Kayıp#

13.5K 666 85
                                    

Multimedya; W. Temptation - All I Need

12: #Kayıp#


Sabah gözlerimi güneşin yüzüme vuran parlak ışıklarıyla açmıştım. Bu aralar havalar iyiydi ve güneş havada parlayıp boy göstermekten hiç çekinmiyor gibiydi. Böylesine güneşli ve okulsuz bir güne uyanmak ise resmen bir mucizeydi.


Yavaşça yataktan doğruldum ve hemen duşa girdim. Hazır enerji dolu uyanmışken banyo yapmazsam daha sonra üşenirdim ve birkaç gün daha bu yağlı saçlarla dolanmak zorunda kalabilirdim. Böğürtlen özlü şampuanım ile saçlarımı 3 kez köpürttükten sonra hemen vücudumu da sabunlayıp banyodan çıktım. Saçlarımı "taramak" adı altında bir güzel yolduktan sonra kuruttum ve mavi eşofman takımımı giyip mutfağa geçtim.


Geçenlerde marketten aldığım Nesfit'i kaseye doldurduktan sonra biraz da süt ekleyip kaşık aldım ve salona geçip televizyon açtım. Sabah magazin programı bulunca durdum ve Nesfit'i kaşıklamaya başladım. İlk kez yiyecektim, maksat kilo vermek tabii. Kaşığı ağzıma aldığım gibi tuvalete koşup çıkarmak zorunda kalmıştım. (Yazar bunu yaşadı. Allah affetsin ama, o neydi lan? Öğğk!) Kilo vereceğim diye canımdan olmazsam iyiydi! Bu ne biçim şeydi, böyle?


Mutfağa gidip Nesfit'i yok ettikten sonra kalmayan iştahımı da alıp salona geçtim ve televizyonu boş verip telefonumu elime aldım. Tam yine kitap okuyacaktım ki ekranda beliran Çağatay yazısıyla kitap okuyamayacağımı anladım ve aramayı cevapladım.


"Günaydın," dedim açar açmaz feri sönmüş bir sesle. Kusmaktan nefret ediyordum ya!


"Günaydın da, iyi misin sen?"


"Iyiyim, şimdi uyanmıştım ben de. Ne yapıyorsun?" diye sordum kustuğumu söyleme gereği duymadan.


"Ben de yeni kalktım, kahvaltıya gidelim mi diye soracaktım." dediğinde midemde bir şeylerin harekete geçtiğini hissettim.


"Olur," dediğimde yarım saate beni alacağını söyleyip kapattı. Ben de hemen odama geçtim ve dolabın karşısına geçip ne giyebileceğime bakındım. En sonunda siyah kot pantolon ve kırmızı bir gömlek aldım. Siyah topuklu botlarım ve kırmızı el çantam ile güzel bir uyum yakalayabileceğimi bildiğimden onları da aldım ve giyinmeye başladım. Makyaj olarak siyah bir eyeliner ve rimel sürdüm. Aşağıdan duyduğum korna sesiyle deri ceketimi de giyindim ve evden çıktım. 


Çağatay'ı arabasına yaslanmış bir biçimde beklerken görünce hemen yanına gittim ve bana doğru eğildiğinde yanağıma bir öpücük kondurmasına izin verdim.


"Günaydın sevgilim,"


"Günaydın," dedim ben de gülümseyerek ve arabaya bindik. Zaten 5 dakikalık olan yolu radyoyu gezerken rastladığım All I Need adlı parçayı dinleyerek geçirdikten sonra restorana geldik ve cam kenarı bir masaya yerleştik. Çağatay krep, ben ise omlet yiyecektim. Siparişler gelince hemen yemeğe koyuldum ve Nesfit'in tadını unutmaya çalıştım.

Hey Taksi!  #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin