23: #Ateş#

12.2K 555 189
                                    

Yine 1700 küsür kelimeyle karşınızdayım. :)

Daha dün yeni bölüm paylaşmama rağmen, hızla yazdım ve bugün de size yeni bir bölümle geldim.

Umarım beğenirsiniz.

15K için teşekkürler!

Multimedya: Sia - Salted Wound

23: #Ateş#


Gözlerimi yavaşça araladım. Saat sabahın 7'siydi ve ben toplasan bir saat uyuyamamıştım. Uyuyamıyordum. Dudaklarım sızlıyordu. Kendimi kocaman bir günahın içindeymiş gibi hissediyordum.

"Zaten öylesin," diye fısıldadı sağ yanımdaki melek. "Kocaman bir günahın peşine takıldın, gidiyorsun."


"Ama ben o günaha doğru giderken beni bir kez olsun durdurmaya çalışmadın." diye hatırlattım ona.


"Asıl vahim olan bu ya," dedi gözleri dolarken onun da. "Ben bile o günaha sürüklendim."


Derin bir nefes soludum. Ne halt yiyecektim, şimdi? Çağatay'ın yüzüne nasıl bakacaktım?


Dün gece midemi bozduğumla ilgili yalanlar sıralayıp apar topar kaldırmıştım onu. Suratına bile doğru dürüst bakamamıştım.


Sağ yanımdaki melek bizden utanırken, sol yanımdaki melek bir dahaki öpücüğün hayalini kuruyordu.


Ama buna izin veremezdim! Bu bir daha olmayacaktı.

Yataktan kalktım ve lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa gidip kendime bir kase Coco Pops hazırladıktan sonra kaseyi elime aldım ve salona geçtim. Bir yandan Gumball izlerken bir yandan Coco Pops yiyordum.


Ah, pazar günlerini seviyordum.


O televizyonun karşısında ne ara geçtiğini bilmedeğim 4 saatten sonra telefonumun çalışmasıyla yattığım koltukta doğruldum ve telefonumu elime aldım.


Çağatay.


Yüzüm anında utançtan kızardı. Telefonu açmak istemiyordum!

Yine de açtım.


"Alo?"


"Günaydın, sevgilim. Nasılsın?"


"İyi," dedim, hiç iyi değildim.

"Haftaya edebiyat sınavı var ya, seni gelip alsam da beraber mi çalışsak?"

Hey Taksi!  #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin