Multimedya: Baby Blue - Bump
19: #Zarf#
Telefonumdan yükselen alarmın sesi beynimi delercesine çalarken bir küfür mırıldandım. Bu alarmdan nefret ediyordum!
Gözlerimi açmadan elimi yatağımının içinde gezdirdim ve telefonu aramaya başladım. Bulduğumda ise hızla kavradım ve duvara fırlattım.
Bugün kesinlikle sol tarafımdan kalkmıştım.
Yeniden uyumaya çalışsam da, başaramayacağımı anladığım gibi sinirle soludum ve yataktan kalktım. Lavaboya gidip günlük rutinlerimi hallettikten sonra odaya döndüm.
Okul formamı giyindikten sonra yerde duran telefonuma ait parçaları topladım ve yeniden birleştirip açma düğmesine bastım. Allah'tan ekran çatlamamıştı. Telefon açıldıktan sonra sessize aldım ve çantama attım. Montumu da giydikten sonra evden çıktım.
ΩΩΩ
"Uykucu,"
Kulağımın dibinde hissettiğim nefesle, kafamı koyup uyuduğum sırada hafifçe kıpırdandım.
"Hmm,"
"Kalk artık," diyen Çağatay'a, kafa atmak istedim ama kafam sıra ile ilişki yaşarken uyumak çok daha cazip geliyordu.
"Uyumak istiyorum." diye huysuzlandım.
"Ama ben de seni izlemek istiyorum, bari yüzünü bana dön de uyu." dediğinde gözlerim çoktan kocaman açılmıştı bile. Ama kolumla kafamı kapattığımdan bunu görmemişti.
Diyecek tek kelime bulamayınca kafamı kaldırdım ve Çağatay'a baktım. Gülümsedi. "Sonunda. Seni izlemeyi özlemişim."
"En fazla yarım saat olmuştur uyuyalı," derken alayla gülmüştüm. Dudağını ısırdı. "Ama ben ilk yarım saniyede yüzünü özlemiştim."
Son sözü karşısında sessiz kaldığımda, kolunu omzuma attı ve beni kendine çekti. Elbette sessiz kalmıştım. Ne diyebilirdim ki?
Kafamı göğsüne yasladığım zaman anca fark etmiştim sınıfın boş olduğunu. "Hey, herkes nerede?"
"Öğle teneffüsündeyiz, bebeğim. Yemekhanedeler."
"Herkes mi?"
"Benim seninle baş başa kalmak için kovduğum birkaç kişi dışında herkes."
"Geri zekalı," diye fısıldadı mantığım. "Sen de kalbin de geri zekalısınız. Çağatay gibi biri varken neden hala Batı'nın peşindesin?"
Bunu ben de bilmiyordum. Sadece, kalbim onun gözlerinde taşıdığı sis kaplı gökyüzünü görünce normalin bilmem kaç katı atmaya başlıyor ve bedenim onun ayazında donmak için yanıp tutuşuyordu.
Bunun adı yoktu, bunun tarifi yoktu.
Dudaklarımızdan dökülemeyen harfler, sessizliği dürtüp ortama gergin bir havanın hakimiyet kurmasına neden olurken birden çalmaya başlayan telefonum, dudaklarımızdan dökülmeyi bekleyen harflerin yapamadığını yapmış ve sessizliği ortadan ikiye bölmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Taksi! #Wattys2016
Teen Fiction"Nereden bilebilirdim ki hayatımın aşkıyla bir takside tanışacağımı?" °°° Tüm hakları Batı'nın sis çökmüş gökyüzünde saklıdır. °°° #11 Aralık 2015 Cuma günü ilk bölüm yayınlanmıştır.# #28 Haziran 2016 Salı günü son bölüm yayınlanmıştır.#