14: #Hediye#

13.7K 658 121
                                    

Multimedya; Murat Dalkılıç- Neyleyim İstanbul'u?

14: #Hediye#

Tam evden çıkmıştım ki Mehmet Amca'nın sesini duymamla ona döndüm.

"Ekim?"

"Efendim, Mehmet Amca?"

"Umarım dün ki olay yüzünden bana kızmamışsındır. Bey oğlum pek hevesliydi, kıramadım."

"Ne olayı?" diye sorarken kaşlarım istemsizce çatılmıştı.

"Batı oğluma anahtarını ben verdim dün," deyince resmen şoka girmiştim. "O kadar organizasyon yapmış. Hediyesini vermek için pek hevesliydi, bir de müzik filan ayarlamış. Ben de dayanamadım verdim. Beğendin mi süprizini?"

O gizemli paketin sahibinin zaten Batı olduğunu anlamıştım ama ne organizasyo- Ah! Tabi ya! Dün vazonun kırılması onun yüzündendi! Batı evdeydi ve ben onun gözü önünde ne yapmıştım?!

Allah kahretsin ya!

Ω1 Gün Önce - Ekim'in Doğum GünüΩ

Tamamen durulandığımdan emin olunca duştan çıktım ve mor havlumla iyice kurulandıktan sonra çamaşırlarımı giyindim. Saçlarımı da kuturup taradıktan sonra beyaz tişörtümü giyip bacaklarıma siyah bir pantolon geçirdim. Odama geçip beyaz zaaftan bir miktar para alınca hemen Mehmet Amcanın çalmaya gittim. Kapı açılınca Mehmet Amca'ya gülümsedim ve parayı uzattım.

"Kirayı getirdim, amca."

Parayı eline aldı ve gülümsedi. "İş bulabildin mi? Nereden buldun ki bu kadarı bir anda?"

"İş buldum amca, avans aldım biraz."

"İyi bari. Bu arada," dedi ve eliyle bir dakika yapıp içeriye girdi. Geldiğinde elinde bir paket vardı ve onu bana uzattıktan sonra devam etti. "Bu senin kızım. Doğum günün kutlu olsun."

Elindekine biraz şaşkın şaşkın baksam da hemen toparlandım ve paketi nazikçe aldım. "Çok, çok teşekkür ederim." derken resmen 32 diş sırıtıyordum.

"Rica ederim."

Eve dönünce paketi odama koydum ve akşama kadar açmamak için kendimi tuttum. Tüm hediyeleri akşam açmak istiyordum.

Çağatay mekanı hazırlamaya çoktan başlamış olmalıydı. Hemen kıyafetlerimi dolaptan çıkardım ve giyindim.

Kıyafet tercihimi siyah bir elbiseden yana kullanmıştım. Kalın askılıydı ve bele kadar vücudu sarıyor, alt kısmı ise bol geliyordu. Elbise ile aynı renk siyah platform topuklu ayakkabı giymiştim ve çanta olarak da koyu mor bir el çantası almıştım. Yine çantam ile aynı renk bir ruj sürmüştüm. Siyah bir eyeliner ve rimel ile de makyajımı tamamlamıştım. Saçıma da su dalgası yapıp deri ceketimi giydim ve evden çıktım. Tam kapıyı kapatacaktım ki ışığı kapatmayı unuttuğum aklıma geldi ve hemen gidip ışığı kapadım, evden çıktım.

Çağatay etrafı çok güzel dekore etmişti. Tam istediğim gibi olmuştu. Süs konusunu abartmamış ve sadece birkaç uçan balonu tavana doğru bırakmıştı. Ritmik bir müziğin etrafı sardığı küçük mekanda, tanımadığım birkaç kişi daha vardı ama onların da Çağatay'ın tanımadığım arkadaşları olabileceğini tahmin ediyordum.

Çağatay'ın gözleri beni bulduğu gibi baştan aşağıya süzdü ve ağzı şaşkınlıkla aralandı. Yanıma gelince gülümsedi ve kocaman sarıldı.

"Çok güzel olmuşsun, bebeğim."

"Teşekkür ederim," derken ben de kollarımı Çağatay'ın beline dolamıştım bile.

Hey Taksi!  #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin