Selam Millet!!
Yazmaya pek fırsatım olmasa da hafta sonu yayınlamaya söz verdiğim için 2000 kelimelik bölümü bitirdim. Güzel bir bölüm oldu.
Multide, Mihsin ve Bahadır'ın fotoğrafı. İris'in gördüğü.
İyi okumalar...
__________________________
Ve insan hayattaykende "ölebilirdi." demiş biri. Kim demiştir sizce? Tuvalette küvetin içinde elinde bir jiletle sevgilisinden gelen 'bitti.' mesajıyla bileklerini kesen kız mı? Yoksa camın önünde kocasının onu metresiyle aldattığını öğrenince ağır sigarasını içip akmış makyajıyla ölümü iliklerine kadar hisseden ama intikam yemini etmiş kadın mı?
"Yaşarken ölüyorum..." diye kendi kendine fısıldayıp cenin pozisyonunda kafasını dizlerine gömen genç kadının, hayallerine dair hiçbir umudu kalmamıştı. Yaşamak içinde umudu yoktu gerçi. Her gün 'Bugün ölecek miyim?' diye düşünmekten kendini alamıyordu.
Mihsin'in ise bir haftadır yüzünü görmüyor, gerekmedikçe odasından çıkmıyordu. Gece yarısı gözükmeden mutfağa giriyor yemek yiyip odaya giriyordu. Günü pencerenin önünde oturarak geçiyordu. 1 hafta boyunca hiç dayak görmemişti, merhem sayesinde de yaraları geçmişti.
Hatta kilo aldığını bile hissediyordu.
Sabah yine Mihsin'in yüzünü görmemiş, genç adam 1 haftadır yaptığı gibi erkenden çıkıp arkasından her yeri kilitlemişti. Zaten kaçmak gibi bir niyeti yoktu İris'in.
Niyeti yoktu ama umudu da kalmamıştı zaten.
Günlerdir yattığı yataktan doğruldu ve etrafına bakındı genç kız. Odanın beyaz çarşafı, halısı onun kurumuş kanıyla kaplanmıştı. Ama yerdeki çarşaftakinden daha fazlaydı. Halıya bir şey yapamasa bile çarşafını yıkamaya karar verdi ve yastığına kadar çıkartıp, makineye atıp çalıştırdı.
Üstündekileri çıkartık kısa bir duş aldı ve saçlarını havluyla kurutup topuz yaptı. Üzerine de bol bir tişört ile eşofman geçirdi.
Aşağı inip dolapları karıştırdı. Yemek yapmayı pek bilmezdi evde yemekleri fırsat buldukça dayısı yapardı. Yapmadığı zamanlarda da kebap söylerlerdi.
Çubuk makarnayı çıkartıp haşladı ve domates, biber ve sarımsaklı sos hazırlayıp karıştırdı. Güzel koku burnuna dolarken ağzının sulanmasını engelleyemiyordu. Dudağını ısırarak sabırsız bir şekilde tabağa tepeleme doldurup, dolaptan süzme yoğurt çıkartıp yemeye başladı.
"Mmm.." gözlerini kapatıp beğendiğini gösteren sesler çıkarttığında, hemen 2. Bir tabak daha yedi ve boş tencereyi ve tabak, çatalı yıkayıp kuruladı ve yerine koydu.
"Ellerime sağlık be!" karnını ovuşturarak yukarı çıktı ve odasına girecekken Mihsin'in odasının kapısına bir süre baktı. Açık kalmıştı.
İstemsiz bir şekilde adımları o tarafa gittiğinde kafasını içeri uzattı. Genç adamın kokusu burnuna dolarken hemen geri çekildi. Ama sonra merakı korkusunu yenip, içeri girdi. Gri renk duvar, saten grili ve kahverengili yatak örtüsünün olduğu odaya göz gezdirdi. Yatağın karşısında olan büyük televizyona baktı ve büyük gardırobunun kapağını açtığında, yine genç adamın kokusu burnuna doldu.
Banyoyu açıp içeri girdiğinde kendisininkiyle aynı ebatlarda olduğunu gördü ama yine fayanslar gri tonlardaydı. Banyo dolaplarını karıştırdığında, bir sürü bakım kremi ile karşılaştı onun haricinde birde kırmızı axe vardı.
Duş jelini açıp kokladığında, daha önce görmediği bir marka olduğunu anladı. Kokunun kaynağını bulmuştu.
Banyonun kapısını kapatıp, tekrar içeri girdi ve yumuşak yatağa oturdu. Yatağın yanındaki çerçeveyi eline aldı ve kaşlarını çatıp gözlerini kısarak daha iyi bakmaya çalıştı. Mihsin içten bir şekilde gülmüş kafasını sağa eğerek tatlı bir görüntü oluşturarak elindeki bardağı tutuyordu. Bahadır ise şimdiki haline zıt olarak kısa saçları vardı. Dilini çıkartmıştı ve gözünde hava karanlık olmasına rağmen bir gözlük vardı. İkisi de çok mutlu görünüyordu. İris bu manzaraya ister istemez gülümsemişti. Çerçevenin arkasını çevirdiğinde yazan yazıyı okudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'nin Yasak Tonu |Zor Aşk Serisi 2|
Ficção Adolescente-Kitap diğer kitaptan bağımsızdır. Genç kız, adamın kollarından tutup kendine çevirmesiyle gözlerini sıkıca yumup gelecek darbeyi bekledi ama onun yerine kendisine yoğun duygularla ve pişmanlıkla bakan yeşillerle karşılaştı. İşte bundan sonra Mihs...