Selam herkeseee.
Tembel yazar geldi sonunda. Bölüm geciktiği için özür dilerim. 900 kelime yazmama rağmen tatilde olduğum için fırsat bulup yayınlayamadım.
Bu bölüm +16 o yüzden rahatsız olacaklar okumasa iyi olur.
Multide, İris
İyi okumalar...
_____________________________
Herkesin bir hikayesi vardır. Kimi kağıda kazır hikayesini, kimi etine. Ve kağıt yanıp et gömülünce biter hikaye.
Ölülerin yaşayanlardan daha çok çiçek aldığı bir dünyanın bilinmeyen, daha bulunamayan bir kara parçasındaymış gibi hissediyordu onun yanında. Yolunu kaybetmiş su gibiydi genç kız. Tutsak olduğu dudaklar onu sarmaladığından itibaren içinden bir sürü duygu geçmişti.
Aşk, özlem, pişmanlık.
Mihsin'in üstüne ilk toprağı o atacak olsaydı. Oracıkta kafasına sıkardı sırf onunla gömülebilmek için. Kaybedecek birşeyi kalmamıştı zaten, ne annesi ne babası... Birşeyler kazanacakken onu da kaybedemezdi. Kalbi ilk kez heyecanla biri için atarken, bir süre sonra kanayamazdı.
Hastane koridorunda beklerken başlıyor derler ya en büyük pişmanlıklar. İşte genç kız daha sıkı sarıldı aşkına. Ellerini sevgilisinin yüzüne sürdü. Saçlarını okşadı.
Nefessiz kalıncaya kadar öpüştükten sonra birbirlerinden ayrıldılar. Mihsin yanakları ıslanan sevgilisine baktı. Boğazına bir yumruk indi sanki. Sevgilisinin kızaran mavi gözlerini sildi. Tuzlu suyun geçtiği heryeri öptü.
"Sana birşey olacak sandım. Beni bırakacaksın sandım.." anlını ona yaslayıp gözlerini kapattı ve dudaklarını ısırmayı bırakıp hıçkırıklarını özgürleştirdi.
"Sen benim karanlığımı aydınlatan güneşsin. Güneşimi söndürmem güzelim.." diyerek genç kızı sakinleştirmeye çalıştı. O gece ona Mümin'in dediği cümle onu delirtmişti. Kalbi onun sayesinde atan kadının öleceğini söylemişti.
"Seni özledim." diyerek ellerini Mihsin'in tişörtünün içinden geçirdi ve sıcak karın kaslarının üzerine koydu. Bu hareket üstüne Mihsin'in kalbi teklemişti. Genç kız iştah açıcı dudaklarını ona sürtünce gözünü kapattı ve ellerini genç kızın kalçalarının üstüne koydu. Yumuşak kalçalarını kot pantolon üzerinden sıktığında genç kız inledi ve kendini Mihsin'e bastırdı.
"Eğer devam edersen durmayacağım şimdi duracaksan dur." dudaklarını zorla ayırıp inleyerek konuştuğunda.
"Durmak istemiyorum ama burada olmaz." diyerek nefes nefese konuştu. Mihsin bu kadar şeyden bile çok kötü bir duruma gelmişti ve dar pantolonu gittikçe büyüyen aletini sıkıştırdıkça acı çekiyordu. Genç kız Mihsin'in buruşan suratını görünce ne olduğunu anladı ve utanarak konuştu.
"İs - istersen... Yani ben... Yardım edebilirim.." dudaklarını birbirine bastırdı. Bütün kan yanaklarında toplanmıştı.
Mihsin kaşlarını kaldırarak ona bakarken, dediğini doğru duyduğundan emin olup olmadığını kontrol ediyordu ama genç kız kendisini ona bastırıp sürtünce aklı başından girmişti. İnleyerek dişlerini sıktı. Daha fazlasını istiyordu. Ama kot pantolonları üzerinden bu pek mümkün değildi.
"D-dur İris." genç kız hareketini Mihsin'in nefes nefese konuşmasıyla kestiğinde kendiside nefes nefese kalmıştı. İç çamaşırı ıslanmıştı çoktan.
"Burada olmaz. Eve gidiyoruz." diyip İris'i elinden tutarak ayağa kalktı. Genç kız ise Mihsin'in önündeki kızılay çadırına bakıyordu ve egosu okşanıyordu. Bunu kendisinin yaptığına inanamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'nin Yasak Tonu |Zor Aşk Serisi 2|
Ficção Adolescente-Kitap diğer kitaptan bağımsızdır. Genç kız, adamın kollarından tutup kendine çevirmesiyle gözlerini sıkıca yumup gelecek darbeyi bekledi ama onun yerine kendisine yoğun duygularla ve pişmanlıkla bakan yeşillerle karşılaştı. İşte bundan sonra Mihs...