11 - Ölümlü Öpücük

6.3K 280 13
                                    

Ben geldim kıymalı su böreklerim.

Bu sefer 1000 kelime yazabildim kusura bakmayın. İnternetim yoktu bende zar zor bulup hemen yazıp yayınladım. İlham gelmişken bekletmek olmaz.

Multide, İris'in kıyafeti.

İyi okumalar...

_______________________________

Eve geldiklerinde hiç konuşmadan odasına çıkan genç adamın arkasından öylece bakıp, odasının kapısının kapanma sesini duydu. Kafasını kaşıdı. Adamın ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlamıyordu. Az önce kendini Mihsin'in arkadaşı olarak görmüştü. Tuhaf bir şekilde kendini ona yakın görmüştü.

"Kafayı yedim ben bu evde ondan yoksa neyden olacak ki" kendi kendine konuşup, odasına yorgun adımlarla çıkmaya başladı. O kadar yorulmuştu ki adım atacak hali yoktu. Hemen duş alıp uyumak istiyordu.

Odasına girip duş aldı, dolaptan rahat, şortlu üzerinde penguen desenlerinin olduğu geceliğini alıp giyin de ve tam kendini yatağa bırakacakken, kapının sertçe açılmasıyla, dengesini kaybedip yere düştü. Kalçasını tutup ayağa kalktı ve yüzünü buruşturdu.

"Dolaptan güzel bir elbise bul ve giyin akşam bir davete gideceğiz." düz sesiyle konuşup odadan çıktığında, İris Mihsin'in gerilmiş yüz hatlarından, yumruklarını sıkmasından ve öfkeden kararmış gözlerinden anlamıştı. Bu öfkeyle kendisine zarar vermemesine de şaşırmıştı açıkçası. Bu halinin kalıcı olması için dua etti ve oflayarak dolabının önüne geldi.

"Yorgunluktan yığılacağım şuraya bana gidiyoruz diyor. Kaslarımı hissetmiyorum ben!" Mihsin'in duymayacağı şekilde çemkirdi ve dolabı karıştırdı. Bu dolabı ilk defa keşfedercesine karıştırıyordu. Eşofman veya pijamadan başka bir şey almak için almamıştı daha önce. Ama şimdi elbiseleri aralayıp, modellerine markalarına baktıkça ağzı açık kalıyordu.

Bir sürü elbiseyi yatağa sermiş bir şekilde bakarken, siyah olanı alıp üstüne tutarken, dolabın köşesinde duran büyük kare bir kutu gördü. Elindeki elbisesini yatağa bırakıp kutuyu aldı ve kapağını kaldırdı. Yeni olduğunu belli eden kokusunu burnuna dolarken, kırmızı kumaş üzerine siyah işlemelerinde ellerini dolaştırdı. Elbiseyi eline alıp hayran olmuşcasına baktı. (Multide elbise)

Elbiseye kollarını geçirip, arkada olan sırt dekoltesinden dolayı kısa olan fermuarını çekip göğüs dekoltesini düzeltti. Ayakkabıların olduğu kıyafet dolabından biraz küçük olan dolaptan kırmızı bantları olan ayakkabıyı giyindi ve nemli saçlarını kurutup, düzleştiriciyle büyük ve doğal dalgalar verdi. Mavi gözlerine çekicilik katan beyaz simli bir far ve onun üzerine de eyeliner çekti. Dudaklarına da şeftali tonlarında bir parlatıcı sürüp aynada son kez kendisini süzdü.

Memnuniyetle dudağını bir gülümseme koyup, ayakkabısının çıkardığı sesler eşliğinde odasının kapısını açtı. Koridorda sağa ve sola baktığında Mihsin'i görmemişti. Merdiven pervazlarından aşağı eğilip baktı.

"Mihsin?"

"Odamdayım!" Mihsin'in öfkeli sesini duyduğunda, elbisesinin uzun eteğini kaldırıp, tereddütlü adımlarla odasının kapısına geldi. Kapıyı aralayıp içeri girdiğinde, kravatını öfkeyle bağlamaya çalışan Mihsin'i gördü. Dişlerini sıktığı çenesinin seğirmesinden belli oluyordu.

Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp, ona doğru temkinli adımlarla yaklaştı ve güzel parfümünün kokusunu alacak kadar yakınında durup onu hala fark etmeyen adamın kravatla uğraşan elini tutup yaptığı düğümü çözüp kendi yapmaya başladı.

Mavi'nin Yasak Tonu |Zor Aşk Serisi 2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin