Mavi'nin Yasak Tonu |Zor Aşk Serisi 2|

25 - Bir Ateş Var

Selam merhabalar nasılsınız?

Ben çok iyiyim güzel bir sınav haftası geçirdim ve size güzel bir bölün yazdım hemde biraz ayıp sahneler var.

Güzel yorumlar istiyorummm beklettiğim için özür dilerim ama sınavlar başa bela.

Ayrıca @bitterlicanga kullanıcı adlı Ebrar Kahveci'nin Ateşe Dokunma adlı kitabını takip etmenizi şiddetle öneririm.

Multide, Mihsin 😍

İyi okumalar...

____________________________

Doğum, büyümek, sevmek, acı çekmek ve ölmek. Genç kadın bu beş cümlenii arasındaki karanlıkta sıkışıp kalmıştı. Daha fazla sıkışmaya dayanamamış kendi sonu olmuştu. Kendi kendini zehirleyip, yalvararak ölmüştü. Kalbinden geçenleri tercüme etmeye çalışmıştı.

Bu yüzdende genç kadını gömmek, cenazesine gidip duasını okumak farz olmuştu bizimkilere. Alev daha arabaya bindirilmeden hayatını kaybetmişti. Ön otopsi yapıldığında ise sonuç, 'Fazla dozda, ölümle sonuçlana bilecek kadar uyuşturucu.' tespit edildi. Bu işlemlerde arkadaşlarının yanından asla ayrılmayan Bahadır ve Mihsin yıkılmışlardı. Böyle birşeyi hiç tahmin etmemişlerdi. Alev tanıdıkları rn umursamaz, en neşe dolu insandı. Hayatı anlık yaşardı, hiçbir şey'i ertelemezdi.

30 yaşıma kadar yaşayacağım.

Derdi. Ama 26 yaşında öldü. Yaşlanmadan ölmek istiyordu.

İris siyah pantolon siyah gömlek giyindi. Çantasını alarak evden çıktı. Kapıda bekleyen arabaya bindi. Mihsin ona bakmadan arabayı çalıştırdı. Konuşacak psikolojide değildi ikiside.

"Bu ölüm haberlere çıkacak." direksiyondaki elleri gerildi genç adamın. Birde bu konu vardı.

"Ağızlarını kapatmaya çalışacağız." kafasını genç adama çevirdi İris. Sert yüz hatlarını izledi.

"Rakip şirketler?"

"Sonları olur." yanında ona kesin cevaplar veren adama gülümsemek istedi genç kız. Onunla olduğu için daha da mutlu oldu. Elinin üstünde hissettiği el ise kalbi tekledi.

Mihsin genç kızın elini tutarak dudaklarına götürdü. Koklayarak öptü ellerini. Sonsuza dek kendine mühürlemek istedi yanındaki genç kızı. Kalplerini, ellerini, dudaklarını... Yaptığı herşey için pişmandı. Unutulmaz acılar çektirmişti. Düşündükçe kahroluyordu yanındaki meleğe kıydığı için.

Öğlen yediği aşırı yağlı yemek yüzünden midesi kalkan genç kız dişlerini sıktı ve camlardan süzülen damlalara odaklanarak unutmaya çalıştı mide bulantısını ama araba her sarsılışında bunu zapdetmek daha da zorlaşıyordu.

"İyi misin? Sarar mışsın." İris cevap vermek isterdi ama midesi ağzına kadar gelmişti.

"Sağa çeker misin?" hemen arabayı kenara çeken genç adam endişe ile izledi genç kızın arabadan inip yol kenarına kusması bir olmuştu. Rahatsız olmaması için yanına gitmedi ve torpidodan peçete çıkartıp ona verdi.

Ağzını silen kız su içti ve ağzına naneli şeker atıp ağzının heryerinde yuvarladı.

"Hastaneye gitmeliyiz." diyerek yönünü değiştirecekken İris hemen engel oldu. Sadece küçük bir mide bulantısıydı o da sabah bişey yemediği içindi.

"Hayır, hayır. Sorun yok sabah kahvaltı etmedim ondan midem kalktı. Mezarlığa gitmeliyiz."

"Tamam, dönüşte bir kahcaltıcıya gideriz. Hazır Zigana'ya gelmişken.."