Bazen çok önemli anlar vardır.Mesela;çok sevdiğin bir arkadaşın seni arıyordur ve sen onu çok özlemişsindir. Yada acayip sevdiğin bir ünlü, onun konseri vardır mesela, biletini üçün gün önce almışsımdır ve çok heyecanlısındır. Ve bir de şey vardır, evleneceğin gün, o da çok önemlidir değil mi?
Ve tabi birde kıymetini bilemediğimiz veya değerlendiremediğimiz o anlar. Yine önemlilerdir ama siz o an o tür şeylerin farkına varamazsınız.
❄❄❄❄"Toprak neden böyle bir şey yaptın? Neden beni aldattın?" Toprak gözlerini kaçırıp başka yöne baktı hafifçe gülümsedim "Ama yaptın değilmi.. İkimizde olanları geri getiremeyiz değil mi?" Toprak'ın yanına o kız geldi sıkıca elini tutu Toprak'ı öptü tabi Toprak'ta onu ve birden gözden kayboldular.. Her yer karardı birden. Ve bir ses duymaya başladım "Deniz.... Deniz..... Öldün mü?" kaşlarımı çattım kendi görüntümde silikleşmeye başladı ve gitti…
Gözlerim yavşça aralanırken başımda diklen bir adet Toprak beklemiyordum. Sırıtarak bana bakıyordu hızla kalkıp yanımdaki yastıkla kafasına vurdum "Hayvan herif" Toprak benden kaçıp mutfağa gitti amerikan mutfak olduğu için hayvanca sırıtışını görebiliyordum. Gözlerimi devirdim "Seninle uğraşamam" deyip koltuğa oturdum. Toprak yanıma oturdu fakat sırıtışı gitmiş yerine ciddi Toprak gelmişti. İkimizde susmuştuk ve karşıdaki duvarı izliyorduk. Tedirgindim aslında, o yanımdayken hep terdiginimde gerçi. Sanki ben suçluymuşum gibi hisediyorum kendimi. Hâlâ neden bu kadar üzüldüğüme anlam veremiyorum. Tanışalı henüz iki gün oldu fakat ben onu hep tanıyormuşum gibi,üzgünüm ve kırgınım. Aslında hiç gerek yok belkide bu kadar tribe. Aman be Deniz'im, üzme kendini yanlış anlaşılmış duygulardı belkide bizimkisi, sevmedik belkide sadece öyle hissetik…
dedi her zaman beni gıcık eden ben, fakat bu kezde çok haklıydı son zamanlarda sıkça olduğu gibi.
Toprak bozdu ilk kez sessizliği "Şey acıkmışsındır belki, markete gidip gelelim mi? Yanlız giderdim ama hava biraz karardı sen tek kalma" mantıklı geldi söyledikleri "Peki" deyip ayağa kalktım fakat üzerimdekileri fark edip durdum "Şey bunlar biraz kirlendi gibi, giyebileceğim bir şeyler var mı?" Toprak beni süzüp "Şey.. Yukarıda sağdan ikinci kapı, sana göre bir şeyler var" başımı salayıp yukarıya çıktım dediği odaya girip dolabı açtım ve şaşkınlıktan olduğum yerde kaldım. Çünkü; dolap resmen yeni kız kıyafetleriyle dolu. Beyendiğim şort ve tişörtü alıp üzerime geçirdim.Aşağıya indiğimde Toprak çoktan kapıdaydı. "Senin kız arkadaşların için dolabın mı var?" Toprak bana bakıp "Hayır buraya gelen ilk kızsın ve fark ettiysen onların hepsi yeni.. Birde o kadar kıyafet varken bunları nasıl buldun?" gözlerimi devirip kapıya ilerledim "Tabi canım ben kimim ki demi?"ya nasıl bu kadar rahat olabiliyor, güya konuşmak için gelmiştik fakat bana trip atıyor, her ne kadar boş vermeye çalışsam da kalbim izin vermiyor ve o böyle yaptıkça daha fazla sızlıyordu. Sinirle ona dönüp "Evet haklısın. Sen kimsin ki? Neyimsin benim? Kardeşim, kuzenim, amcam, babam yoksa sevgilimmisin?" yüzüne baktım sinirle bir şey söyleyecekti ki elimle onu susturup devam ettim "Ah dur ben söyleyeyim. Hiç bir şeyimsim. Ve benim senin yaptıklarını sorgulamaya da hakkım yok ve de kesinlikle beni ilgilendirmez. Artık umurumda da değilsin o yüzden şimdi beni evime bırak ve sende ne istersen yap... Belkide yukarıda ki dolabıda o çok sevigili aşkın için hazırlatmışsındır. Bilemiyorum da şuan. Hatta belkide onun için daha değişik planlarında vardırda ben engel oluyorumdur. Ne dersin?" Toprak sinirle dişlerini sıkıp elini yumruk yaptı seri adımlarla bana yaklaşınca gerilemek zorunda kaldım ve duvara yapışınca da durmak zorunda kaldım. Hızla yumruğunu kaldırınca gözlerimi kapattım, yumruğun sert bir şekilde yanımdaki duvara geldiğini anlayınca reflexle gözlerim açıldı ve Toprak'ın sinirden çıkılmaz bir girdaba dönmüş olan gözlerini görünce sesli bir şekilde yutkundum. Yine korkumuştum ondan yine sinirlendirmiştim onu. Zaten hangi amaçla o kadar konuştuysam. "Ben senin hiçbirşeyin olabilirim. Fakat sen benim herşeyimsin ve eğer bir daha benim yanıma bir başkasını yakıştırırsan… canını yakarım çünkü benim yanıma yakışan en güzel şey……sensin" dediği an kalbimdeki bütün hücreler sarsılmış gibi oldum. Sol yanım kendini tutamayıp yerinden çıkacakmış gibiydi. Toprak birden aramızdaki yakınlığı bitirip benden uzaklaştı ve kapıyı açıp oradan bana baktı "Fakat şu saatten sonra, sen istemdikçe senin yanında olmayacağım, bugüne kadar beni istemeyişlerine sabır ettim ama benimki de bir yere kadar... Artık senden uzaktayım, tamda istediğin gibi. Birazdan bir araba gelip seni evine bırakacak. Ve beni gerçekten görmeyeceksin"deyip kapıyı kapattı. Anlıma vurup koşarak kapıyı açıp, arabaya binmek üzre olan Toprak'a yetişip kolundan tutup kendime çevirdim ve ikimizde ne olduğunu anlyamadan dudaklarımı onunkilerle buluşturdum. Toprak'ın gözleri şaşkınlıkla açıldı, ilk saniyelerde ellerini nereye koyacağını bilemedi ama sonra gözlerini kapatıp ellerini yanaklarıma koydu. Onu öptüğümün daha yeni farkına varmış gibiydim. Sert başlayan öpüşmemiz yavaşladı ve son bulup yerini kesik kesik aldığımız nefeslere bıraktı. Toprak anlını anlıma yaslarken yüzünde küçücük bir gülümseme vardı. Nefeslerimiz düzene girince konuştu "Sen... az önce…beni..... öptün mü?" yüzümdeki sırıtışa engel olamadım "Öptüm mü?" sesli bir şekilde ama kısaca gülümsedi "Hiç bu şekilde öpüşmemiştim" yanaklarım artık alev alırken "Ben de"dedim Toprak'la yeniden yakınlaşırken telefonumun çalmasıyla Toprak gözlerini sinirle kapatıp açtı, ondan hafif uzaklaşıp telefonu cebimden çıkardım arayan Demir'di "Efendim?"
"Şey yarın seni almaya gelebilirim diyecektim"
"Ah. Yo gerek yok.. Ben gelirim"
"Peki o zaman görüşürüz"
"Görüşürüz"
deyip kapattım Toprak sinirle bana bakarken onu geçiştirip "Hadi alış verişe gidelim" dedim ve arabaya binip onu bekledim. Söylenerek arabaya binip kartı taktı ve yine söylenerek arabayı çalıştırdı.❄❄❄❄
Pişirdiğim sosu tavuğun üzerine yayarak döktüm, tavayı lavaboya bırakıp tavuk tabağını aldım ve masanın üzerine bıraktım. Dolaptan içecekleri alıp masaya koyarken Toprak'a seslendim "Yemek hazır hadi aşağıya gel" merdivenlerden sesler gelince geldiğini anladım ve çatalarıda yerleştirip sandalyeme oturdum. Toprak masay baktı ve bana dönüp "Hazır yemek mi almıştık?" gözlerimi devirip "Ben yaptım"dediğimde tedirgince sandalyeye oturdu eline çatalını ve tavultan bir parça alıp tabağına koydu, çatalıyal minik bir parça kesip ağzına doğru götürdü ağazına koymadan önce "Allahım inşAllah ölmem" dedi ve tavuğu ağazına götürüp gözlerini kapattı ve yüzünü buruşturup çiğenemeye başladı. Çiğnedikçe tatı hoşuna gitmiş olacak ki yavaşça gözlerini açtı ve şaşkınlıkla bana baktı, ben ise kollarımı göğsümde birleştirmiş ve 'Ben sana demiştim' bakışı atıyordum. Toprak hâlâ şaşkımken konuştu "Acayi lezetli" dediğinde ona tek kaşımı kaldırarak baktım ve yemeğimle ilgilenmeye başladım.
❄❄
Bulaşıkları makineye dizip salona ilerledik, Toprak üçlü koltuğa yayılınca bende şöminenin yanındaki mindere otup kafamı duvara yasladım gözlerim ağırlaşırken yanımda bir hareketlilik hissetim ve dönüp o tarafa baktım. O sırada Toprak yanımadaki minderleri birleşitip uzanmıştı, benim ona baktığımı fark edince eliyle yanına gitmemi işaret etti. Yaslandığım yerden ayrılıp yanındaki baoşluğa uzandım. Toprak beni belimden tutup yuavaşça kendisine çekip başını yanağımın üzene koydu. Bir kaç dakika öyle durdu, sonrada beni kendisine daha çok çekti ve sırt üstü uzandı, başım göğsüne değince bir tuhaf olmuştum ama yonede yeromden ayrılmayıp, kalp atışlarının eşsiz ritmine kendimi bırakıp, gözlerimin kapanmasına izin verdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZUM!!!
Teen FictionDeniz'in kıyılarına yanaşan bir Toprak... Deniz için yanabilecek bir Ateş... Deniz'i için herkesi yakarak ereitecek bir Demir ... Bu hikaye onların hikayesi...