❄Mervoşum❄

222 20 0
                                    

Multide Merve...Toprağın kardeşi.....
                                    (Merve değiştirilmiştir)

Yanağımda birinin dudaklarını hissedince hemen kendime geldim gözlerimi açtım "Toprak..." yanağımı sulu sulu öptüğü için silerek kalktım "Ya ne biçim bir şeysin çocuk sen?? Normal sevgililer nazik nazik öpüp uyandırır bizim ökü-"diyemeden Toprak "Biz seninle sevilimiyiz ki?" dedi şaşkınlıkla ona dönerken "D... Değilmiyiz?" dedim kekelemiştim "İnsanlar bir kaç kez öpüştüler diye sevgili olmak zorunda değildirler.... Hem onlar birden bire olmuştu" benim ona söylediğim kelimelerin üzerime ekleyip söylüyordu. Sinirle koltuktan kalıp "Mal, uyuz pislik, gerizeklı, hem gel o kadar iltifat et,o kadar öp sonrada iki öpüştük diye sev-" cümlem yine kesildu fakt bu kez değişik bir yöntemle. Toprak dudaklarını dudaklarımdan ayırırken sırıtarak konuştu "Bundan sonra seni böyle susturacağım" diliyle dudağını yalayıp 'Mmh' gibi bir ses çıkardı ve "Vişneli, tatdı güzelmiş ama sen şeftalili kulan" deyip koltuktan kalktı "Hım, başka ne istersiniz uyuzların efendisi?" dedim  gözlerimi kısarak "Bugün seni kardeşim ile tanıştırmak istiyorum" dediği şey ile ağazım ve gözlerim eş zamanlı olarak açıldı "Ya ne demek tanıştırmak?" dedim birazcık sitemkâr bir sesle  Toprak yanıma gelip yanaklarımdan tutu "Bak şimdi benim ailemde en değerlim ile tanışmanı istiyorum... Hem merak etme çok iyi anlaşacaksınız" dedi içim birazcık rahatlarken hazırlanmak için odama çıkmaya karar verdim ve merdivenlerden çıkmaya başladımve benimle eş zamanlı olarak ikinci bir ayak sesi duymamla olduğum yerde durup arkamı döndüm ve bir adet Toprak ile burun buruna geldim "Nereye?" diye sorduğumda pişkince beni kenara ittirip "Odana" dedi ve odama girip yatağıma kuruldu. Kapının önünde durup "Çocuk sen çık ben hazırlanıp geliyorum"dedim ruhaf bir sesle  "Benim yanımda giyinsen ölmezein" dedi yatağın yanına gidip kafasına yastık fırlattım "Sapık mısın sen? Çıkarmısın odadan? Şunun şurasında şey yapalımız iki gün oldu"dedim ne dediğimi bilmeyerek. Gerçi ben neden soruyorsam sapık mısın? diye Resmen sapık işte. Ben kendi düşüncelerimle savaşırken Toprak yatakta uzanmış beni izliyordu. Ellerimi göğsümde birleştirip  "Sen hâlâ çıkmayı planlamıyormusun?" dedim uyuz Toprak'a. Kafasını sağa sola sallayıp "Tabikide çıkmayı planlamıyorum" dedi."Uyuzmusun yavrum sen çıksana dışarıya" gözlerini kısıp "İnsan şey yaptığı insan böyle yaparmı?"dedi sırıtarak ilk başta benim imâ ettiğim şeyi söylüyor sandım fakat sonra anldım ki onunkisi daha fesaçta. Kafasına bir yastık daha fırlatıp "Uyuzcuğum lütfen şu kapıyı açıp kendini kapıya koyarmısın? Yoksa ben koyacağım" dedim "Tamam ama sen istediğin için değil yemek yemek için çılacağım"diyip odadan çıktı. Dolabın önüne giderken kendi kendime konuştum "Resmen sapıttı ya"........

    Bilek pantolon, swit tişört ve converslerimi giyinip saçlarımı dağınık bir topuz yaptım. Çıkmadan önce son kez  aynanın önüne geçip dudaklarıma nedensizce vişneli yerine şeftalili sürüp --Bu arada kesinlekele Toprak alakası yok yani.. Sadece nedensizce--  gözlerime sadece hafif bir kalem çektikten sonra en sevdiğim parfümümden sıkıp aşağıya indim. Merdivenlerin sonunda bekleyen  Emre bana bakıp ıslık çaldı "Ooo kuzen bu ne güzelik böyle" kendi etrafımda dönüp "Eee kimin kuzeni" deyip kahkaha attım. Bu sırada kapıdan giren Toprak bakışlarını bir benim bir de Emre'nin üzerinde gezdirdi, daha sonra yanıma gelip beni belimden tutu ve kendine çekip anlıma küçük bir buse kondurdu ve Emre'nin gözlerine bakarak "Hadi hayatım   gidelim" dedi hayatıma bastırarak. Emre şaşkımca bize bakarken ben birden gelen heyecanla "Emre hadi sen de bizimle gel" dedim ve itiraz beklemeden kapınnın yanındaki portmantodan deri ceketimi alıp koşarak kapıları açık olan Toprak'ın aradasına bindim. Malum yağmurlu hava.  Bir kaç dakikanın sonunda evden çıktılar Emre'de koşarak arabaya bindi. Tabii cool Toprak bey yağmurda dahi istifini bozmadan yürüdü ve arabaya bindi. Islanmıştı fakat umurunda değil gibiydi. O arabayı çalıştıracakken ben çantamdan bir kaç peçete çıkarıp burununun ucundan, çenesinden ve kullaklarından damlayan yağmur damlalrını sildim ben bunları yaparken oda beni izliyordu. Ben başımı yere eğip arkama yaslanacakken beni çenemden tutup kendisine yaklaştırdı ve burunuun ucundan öptü. Bu yaptığıyla kalbim kendinden geçrken o gülümseyip arabayı çalıştırdı. 

UYUZUM!!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin