Multi... Uyuz bir adet Toprak ...Güne başımdaki sızıyla başlamak insanı sinirlendiren bir şeydi. Ve şu an benim başım çatlıyorrr..
Yavaşça yatağımdan kalktım başımı tutarak banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp odama geçtim, dolabı açıp bir tayt ve buluz aldım. Bugün karneler alınacağı için normal giyiniyorduk.
Saçımı salık bıraktım. Odadan çıkıp sakin sakin merdivenlerden indim. Salona ilerlerken kafamı çevirip masaya baktım. Devam edecekken durdum ve masa tarafına iyice dönüp masada oturana daha dikkatli baktım "Demir!" şaşırmıştım "Senin burada ne işin var?" dedim. Demir hafif gülümseyerek yanıma geldi "Dün olan hiç bir şeyi hatırlamıyorsun demi" dedi kaşlarımı çatıp biraz düşündüm "Odama gelmiştin, ben kokmuştum sana sarılmıştım, seninle konuştuk" ve durdum ben Demir'i öpmüştüm. Yanaklarım ısınırken hafifçe başını eğdim "Sarhoştum" dedim fısıldayarak. Demir omuz silkerek "Fark etmez sonuçta isteyerek öptün" dedi ve masada az önceki yerini aldı.Acaba Toprak'taki uyuzluk buna mı bulaştı? diye düşünmeden edemedim bi an.
****
Demir'in arabasında sessizce okula ilerledik. Hâlâ utanıyordum. Okula girince onu beklemeden okula girip sınıfıma çıktım. Sınıfa girdiğimde hoca karneleri dağıtıyordu. Toprak'ın yanına geçip oturdum. Biraz gergindim Toprak kulağıma eğilip "Karnlerimizi aldım" dedi ve ekledi "İstersen çıkalım" onu başımla onaylayıp ayağa kalktım.
Birlikte dışarıya çıkıp ilerlerken arabasına yaslanmış Demir'i fark ettim. Dikkatle bize bakıyordu. Ondan gözlerimi kaçırıp Toprak'a odaklandım, o Demir'i umursamayıp arabasına ilerledi ve kapısını açıp arabaya bindi. Bende diğer tarafın kapısını açıp oturackken Demir'le göz göze geldik. Bir kaç saniye ona bakıp hızla arabaya bindim.Toprak arbayı çalıştırırken içimde tuhaf bir his vardı, içim titriyor gibiydi. Toprak bana bakıp "Karneyi merak etmiyormususn?" dedi gözlerine bakmadan "Ah evet" dedim "Nereye koydun?" Toprak o an bana öyle bir baktı ki sanki her şeyi biliyormuş, şüpheci ve kırgın. Arabayı durdurdu çenemden tutup kendisine bakmamı sağladı, kaşları çok hafif kalkıktı "Neden yaptın?" anlamıştım aslında fakat yinede sordum "Neyi?" dudağının kenarı hafifçe, burkularak kıvrıldı "Anladığïnı biliyorum" gözlerimi kaçırdım "Onu mu istiyorsun?" dediği şey ağır gelmişti yutkundum "Eğer onu istersen, eğer onunla güleceksen..." yutkundu acı çekiyormuş gibiydi "Ben..... ben aranıza girmem" dedi "Hayır" deyip kendimi çektim "Hayır. Öyle bir şey istemiyorum" dedim sesimi yükselterek "Peki ne istiyorsun? İkimizide mi?" kaşlarım şaşkınlıkla havalandı "Sen, ne saçmalıyorsun?" dedim üzerimden atamadığım şaşkınlıkla "Ben öyle bir şey demedim" Toprak arabayı çalıştırıp "Seni anlayamıyorum Deniz" dedi araba hızlanmıştı "Beni sevdiğini söylüyorsun fakat gidip Demir'i öpüyorsun, amacın ne?" utanmıştım, gözlerim buğulanmıştı cidden amacım neydi benim? Demir'i öperken aklımdan ne geçiyirdu? Yada onu Toprak'ı öptüğüm gibi mi öpmüştüm? "Bilmiyorum" dedim kendi düşüncelerime fakat bunu Toprak kendisine söylediğimi sanmıştı "Bilmiyorsun öyle mi? Ben sana adam sana bağımlı diyorum, sen gidip adamı öpüyorsun. Yoksa ben Demir'e ulaşmak için kulandığın bir maşamıydım?" kafamı hızla kaldırıp Toprak'a baktım Toprak ise arabayı durdurmuş iniyordu. Emniyet kemerimi çıkarıp bende arabadan indim "Hayır, hayır,hayır. Hiç bir zaman öyle olmadın, ben seni gerçekten sevdim" Toprak saçlarını çekiştirip bana döndü "Neyim ben? Neyiz biz? Senin kullandığın birimiyim?" dedi
"Olaylara yanlış bakıyorsun ben öyle demedim"
"Sen bana hiç bir şey demedin. Ben öğrendim" ona doğru yaklaşıp sarıldım "Bilerek olmadı bir anda oldu. Nasıl yaptım? Ne için yaptım? Bilemiyorum o an sadece öpmek istedim. Nedenini bilmiyorum." dedim o bana sarılmadı sadece fısıldadı "Mademki istiyorsun öyleyse durma git" dondum o an ne desem ne yapsam bilemedim çünkü ilk kez Toprak bana canımızï yakacak bir şarkı söylüyordu ve ilk kez bir şarkıyı bu kadar acımazızca söylüyordu susmasını istedim ama o devam etti "Beni düşünme rahat ol yanlız kalabilirim" söyleme Toprak bundan sonraki o iki satırı söyleme demek istedim fakat kelimeler boğazımı sıkıp nefesiz bırakmış gibiydi. Ben sustukça o devam ediyordu "Sende bilirsin hiç bir acı sonsuza dek sürmez..." sanki bundan sonraki cümle onun canını benimkinden daha çok acıtıyordu "Hatta her an yeniden" yutkundu o an omuzunda ufak bir ıslalık hissetim "Sevebilirim" dedi gitme demek istedim fakat diyemedim yine nefessiz kaldım dudaklarını kulağıma yavaşça sürttü "Olmazdı haklısın biliyorum haydi git" sesi titriyordu ama o yinede devam etti "Korkma seninle gerçekten" yine yutkundu yine ağır gelmişti "Dost olabiliriz" bu kez daha da az fısıldadı, aslında söylemesi gereken satır yerine farklı bir satıra geçerek ben söyledim bu kez "Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim" yüzündeki kasların oynadığını hissetim ve benim dediklerimi dahi umursamadı "İkimiz içinde doğru olan böylesi git" gitmek istemezcesine daha çok sarıldım "İnan bana sandığın kadar üzgün değilim" bunu derken bile omuzumda göz yaşlarını hissedebiliyordum "İçimde yepyeni bir hayata başlamanın sevinici ve heyecanı var artık git" ve usulca bana sarılıp ellerimi belinden çekti yüzlerimizi yakınlaşırdı, yavaşça gözlerimi kapattım varla yok arasında çenemi öptü. Yavaşça gözlerim aralanırken "Git.... Git" dedi ve yavaş adımlarla arabasına illerledi, son kez sadece ağazını oynatarak "Git-me" dedi ve yanağından süzülen bir damla yaşı izlememe izin verdi. Bir kaç dakikanın sonunda arabasına bindi ve işte ben o zaman daha sesli konuşabildim "Gitme dur ne olursun" aradaki satırı atlayıp devam ettim ama az öncekinden bağımsız bağırarak "Doğru değil ayrılığa, daha hiç hazır değilim" o beni dinlemedi, arabayı çalıştırdı fakat ben hâlâ devam ediyordum "Aramızda yarım kalan bir şeyler var" bağırıyordum fakat o duymuyor gibiydi, deli gibi ağlıyordum ama o bunu umursamadı ve gitti, güçsüzleşmiştim kendimi yere bırkıp uzaklaşan arabaya baktïm ve son kelimelerimi söyledim "Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim" fakat o gitmişti, evet gitmişti. Benim büyük aşkım benim yüzümden bitmişti.
Sessizce çok uzun bir süre beni bıraktığı uçurumun kenarında gök yüzünü izledim. Çok sevdiğim hâlde salak gibi nedenini dahi bilmeden Demir'i öptüm ve en sevdiğimi kaybettim.
Düşüncelerimi susturup gök yüzü siyaha boyanana kadar bekledim.
Yavaşça ayağa kalkıp ana yola yürüdüm. Boş geçen bir taksiyi durdurup bindim ve adresi söyleyip beni götürmesini bekledim.
*** ** ***
Eve gelip anahtarı portmantoya attım ve odama ilerledim.
Mutsuzdum hem de çok. Uyumak istiyordum, uyuyup rüyamda Toprak'ı görmek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZUM!!!
Teen FictionDeniz'in kıyılarına yanaşan bir Toprak... Deniz için yanabilecek bir Ateş... Deniz'i için herkesi yakarak ereitecek bir Demir ... Bu hikaye onların hikayesi...