sevvalakg ve20pakize20 adlı okurlarıma itafen yazıyorum bu bölümü...
Geç gelir dedim fakat çok erken geldi....☺
Uyanamak istemiyordum, Toprak'sız bir güne uyanmak istemiyordum.
Fakat Yağız ve Emre'nin ısrarları üzerine kahvaltı yapttım ve şu an odamda boş boş etrafı inceliyorum. Sanki her şey anlamsızlaşmış gibiydi şu an.
Odamdaki renkleri algılayamıyor veya sesleri duyamıyor gibiydim mesela. Sadece onu düşüne biliyordum. Gözüm birden balkona kaydı ve aklıma gelen fikirle koşarak balkona çıktım, gözüm direk karşı evdeydi. Fakat balkona çıkarken artan umudum çıktıktan sonra sönmüştü. Ben Toprak'ı görmeyi beklerken yerine çıkarılan perdeleri ve taşınan eşyaları görmek tuhaf hissetirmişti. Yoksa Toprak... "Hayır olamaz" diyerek telefonuma koştum Toprak'ın numarasını tuşladım, açmadı. Ondan sonra aklıma gelen ilk kişiyi aradım, ikinci çalışta açtı "Efen-" cümlesini tamamlayamadan lafa girdim "Toprak yanından mı?"
"Hayır"
"Peki sana her hangi bir şey söyledi mi?"
"Hayır.. Deniz bir şey mi var?"
" Bilmiyorum Toprak evini boşattırıyor"
"Ne? Nasıl abim bizede haber vermedi"
"Ah bilmiyorum.. Ona nasıl ulaşabilirim?"
"Berk'e sorabilirsin"
"Numarası bende yok"
"Ben mesaj atarım merak etme.... Abim seni bırakmaz"
"Hiç sanmıyorum"
Sesim fısıltıdan farksız çıkmıştı... Hafifçe yutkunup "Kapatıyorum" dedim ve karşılïğını beklemeden kapattım.
Toprak'ım yapmazdı demi? Beni bırakmazdï? Ama sen onun yapmaz diyeceği bir şeyi kolaylıkla yaptın... Demir'i hiç düşünmeden öptün.... Toprak'ı düşünmedin.... Peki şimdi o neden seni düşünsün...
haklıydı gereksiz yanım, haklıydı benden mantıklı düşünen ben... Toprak neden beni düşünsün ki ben onu düşünmezken????
Sessizce yatağıma oturdum ve göz pınarlarımda dolan göz yaşlarımın sessizce akmasına izin verdim... İlk kez benden giden birine geç olmadan 'Gitme' diyebilmiştim fakat o kelimeyi söylemek için büyük bir hata yapmıştım. Düşüncelerime veda etmemi sağlayan Merve'den gelen mesaja baktımGömderen:Mervoşum..
05******** bu Berk'in numarasınondan bir şeyler öğrenebilirsin....
Merve'ye cevap verme gereği duymadan Berk'i aradım. Bir kaç kez aradïm fakat açmadı...
Bir kez daha arayacakken kendisi aradı..
Onun konuşmasına izin vermede ben başladım "Berk ben Deniz... Toprak nerede biliyormusun?"
"Şey.. Hayır"
"Berk lütfen eğer küçücük bir şey biliyorsan söyle lütfen"
"Deniz... "
"Lütfen yalvarırım... Evet yaptığım şey çok büyük ama onun benden gitmesine izin verme lütfen bir şey söyle" ağlamakten sesim titresede umursamadım. "Deniz... Tek bildiğim... Onun yurt dışına çıktığı.... Nereye gittiğini bilmiyorum... Ne yapacağınıda... Cidden başka bir şey biliyorum" kilitlendim, bir şey diyemedim. Toprak'ın benden gidebileceği gerçeğini hazım edemedim. Bağırmak istedim, Toprak beni bırakmaz demek istedim. Ama sanki yanaklarımdan süzülen göz yaşlarım boğazımda birleşip boğazımı sıkıyor ve konuşmama izin vermiyor gibiydiler. Sanki beni nefesiz bırakıp Toprak'sızlıkla öldürmek istiyorlardı. Sanki Toprak olmadan benim yaşayamayacağımı biliyor ve şuracıkta canımı almak istoyorlardı.Yavaşça telefonu elimden bıraktım ve yere oturup dizlerimi kendime çektim, başımı dizlerimi yaslayıp olanlara inanamıyormuş gibi bekledim bir süre. Toprak bana balkondan bakacak ve sırf ağlıyorum diye kızacaktı şimdi. Sonra bende ona sinirlenip mesajına cevap vermeyecektim ve o da sabah benim gönlümü alacaktı. Ve biz yine mutlu olacaktık....
✴✴✴✴✴✴30 dakika sonra✴✴✴✴✴✴✴✴✴✴✴
Gözümden bir damla yaş süzüldü ellerime, Toprak çıkmadı çünkü balkona, kızmadı bana. Toprak benden cidden gitmişti. Sessizce fısıldadım "Toprak gitti........Toprak gitti" birden bağırarak söyledim "TOPRAK GİTTİ" hızla ayağa kalkıp aynanın önündeki parfüm şişelerini, rujları ve onun gibi bir çok şeyi yere attım. Onlardan hırsımı alamayıp masa başı lambamı alıp bağırarak cama fırlattım "TOPRAK BENDEN GİTTTİ... NE İÇİN?? YAPTIĞIM Salaklık için" sonlara doğru sesim kısılmıştı. Yavaşça ve ağlayarak yere oturdum, hıçkırıklarıma karışıyordu sözlerim kendim dahi duyamıyordum. Odamın kapısı açıldı, biri gelip beni kendisine çevirdi o an Emre olduğunu anladım. Bir şeyler söylüyordu, fakat ben duyamıyordum. Kafamı yana eğip dudaklarımı yaladım "Gitti" Emre yine bir şeyler mırıldandı "Bitti. Toprak ben ona kal dediğim hâlde gitti" Emre ayağa kalkıp duvara yumruk attı. Esip gürlüyordu ama ben onu takmayıp, yavaşça ayağa kalktım. Gözümden akan yaşlar, üzerimde değiştiremedim siyah kıyafetler ve ölü gibi olan bir adet ben.
Yavaşça odamdan çıkarken Emre beni bileğimden yakalayıp "Nereye?" dedi onu umursamayıp elinden kurtuldum ve evden çıktım. Ayaklarımın nereye götüreceğini bilmeden, rotamı onlara bıraktım ve yürümeye devam ettim.
****
Ayaklarım beni kayalıklara getirmişti, ağlayışlarımı duyan ve herkes gibi çaresi olamayan fakat susan kayalıklara. Bu kez oturmadım yerden bir taş alïp denize fırlattım. Hıncımı denizden çıkarmak ister gibiydim o gün. Sonunda dayanamayıp bağırdım "Sana en çok ihtiyacım olduğu zaman neden gittin Toprak'ım? Sana bu kadar alışmışken neden? Neden sevdirdin kendini? Neden söylemedin bana bir gün gidebileceğini? Tamam suçluyum. Ama ben sana böyle mi yapmıştım be Toprak'ım ilk açıklamanda koşup boynuna sarılmıştım.. Seninki de hata değilmiydi o zaman? Sende beni severken öpmemişmiydin başka birinin dudaklarını? Ben sende hissetiklerimi hisetmedim be Toprak'ım sadece öptüm. Toprak gitme yalvarırım gitme. Sana yakın olmam, uzaktan severim ama gitme" göz yaşlarıma hakim olamıyordum, dizlerimin üzerine çöküp "Toprak'ım gitme" dedim onun duymayacağını bile bile fakat duymasını isteyerek...
****
Yavaşça gözlerimi araladım, gözlerimi alan hafif bir ışık vardı. Gözlerim tamemen açıldığında evimde olmadığımı anladım veya en son hatırladığım kayalıklarda.. Geniş bir odadaydım, ayaklarımı yataktan sarkıtıp etrafıma baktım. Pek bir şey anlamayınca kalkıp kapıyı açtım, önüme çıkan koridorun sonundaki merdivene ilerleyip aşağıya indim, kocaman bir salonla karşılaştım.
Biraz salonun ortasına yaklaşınca koltukta oturan Demir'i gördüm, sinirlendim hem onu öptüğümü Toprak'a o söylemiş olmalı, hem de beni evine getirmişti. Sinirle yanına ilerleyip yakasına yapıştım "Hayvan, sen nasıl bir şeysin ya? Nasıl Toprak'a öyle bir şey söylersin? Seni nasıl öptüğümü bile hatırlamıyorum. Nasıl bundan yararlanırsın? Seni hiç affetmeyeceğim." deyip gidecekken Demir koltuktan kalkıp beni kendisine çekti, bedenlerimiz birbirine çarparken yavaşça konuştu "Benim olman için her şeyi yaparım" gözleri dudaklarıma kayarken ben kendimi ondan çekip yüzüne sert bir tokat attım "Senin olmamak için her şeyi yaparım" dedim ve çıkış kapısına yürüyüp kapıyı açtım, son kez arkama bakıp "Çünkü sendeki nefretim geçmeyecek kadar büyük" deyip kapıyı kapattım ve yolun nereye çıktığını bilmeden yürümeye başladım. Aklım Toprak'la olan anılarımıza giderken hafifçe gülümsedim. Hâlâ onun gidişini kabullenemiyordum çünkü benim Toprak'ım beni bırakmazdı. Hele ki bu kadar severken bensiz yapamazdı. Fakat o benden gerçekten gittiyse ve bende Deniz'sem Toprak'ı getirecektim yada ben ona giderdim.....
...Çünkü bir Deniz'e yakışan en güzel Toprak'tı o...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZUM!!!
TeenfikceDeniz'in kıyılarına yanaşan bir Toprak... Deniz için yanabilecek bir Ateş... Deniz'i için herkesi yakarak ereitecek bir Demir ... Bu hikaye onların hikayesi...