Kızlarla sarılmam henüz bitmişti ki Gizem çığlık atarak "Sonunda senin yanındayız"dedi "Nasıl böyle bir karar verdiniz?" Yaren gözlerini devirip cevap verdi "Şu salak seni özledi bizde geldik" ah işte benim Yaren'im. Bu kez Gizem gözlerini devirdi "Sanki kendisi özlemedi. Sen gitiğinden beri önüne gelene sataşıyor" anlına vurup devam etti "Gerçi sen gitmeden önce de öyleydi, fakat artık daha da fazla olmaya başladı" gülerek Yaren'e döndüğümde tek kaşını kaldırmış Gizem'e 'Seni ezik' bakışlarını gönderiyordu. "Ee. Hadi ne duruyoruz? Gidip sınıflarınızı bulalım"dedim Gizem elinde tutuğu kağıdı bana uzattıp "Az önce öğrendik" dedi elindeki kağıda bakıp "Ama ya! Çağtay'ların sınıfındasınız"dedim oflayarak bakışlarımı kızlara çevirdim "Benim sınıfımın karşısı" Yaren bir kez daha gözlerini devirip "Yapışık ikizler gibi seninle aynı sınfta olmak zorunda değiliz" dedi artık ona alışık olduğum için onu takmayıp Gizem'e döndüm "Hadi o zamn size sınıfınızı göstereyim" deyip ikisininde kollarına girdim tam ilerleyecekken az önce bankta bıraktım Demir aklıma geldi. Kızları durdurup "Siz biraz bekleyin ben hemen geliyorum" dedim Yaren oflarken ben hâlâ aynı yerinde beni bekleyen Demir'in yanına ilerledim.Yanına vardığımda gideceğimi anlamış gibi ayağa kalktï "Kusura bakma kızlar bizim okula geldide onlarla gitmeliyim" dedim Demir anlayışla başını salayıp "Tamam"dedi ona gülümseyip kızların yanına gittim. Gizem tek kaşı kalkık bir şekilde beni bekliyordu, hatta Yaren'de onlar hâlâ öyle bakınca "Ne?" deme ihtiyacı duydum kendimde Gizem yavaşça koluma girip beni diğer tarafa döndürdü "Az öce konuştuğun yağuşuklu kim?" dedi Yaren onaylamaz bakışlarla beni süzerken cevap verdim "Sınıf arkadaşım" Gizem'in gözleri şaşkınlıkla kocaman oldu "Kızım o senin sınıf arkadaşın olmak için azıcık büyük değil mi?" Gizem bunu söylediğinde Demir'e bakma ihtiyacı duydum kendimde. Ona dönüp baktığımda bahçe kapısına doğru bakıyordu ve gözleri güneşten dolayı hafif kısılmıştı. 'Allahım çok tatlı' dedi bütün sapıklığını gösteren Deniz.
Tek kaşımı kaldırıp kızlara döndüm "Yani, ama fark etmez sonuçta sınıf arkadaşım" arkadaşım derken üstüne bastırarak söylemiştim. Yaren yine bütün umursamazlığını kulanıp "Her neyse gidelim" dediğinde onu dinleyip okul binasına ilerledik. Zaten zilde çalmıştı ve sınıflarına girmemiz de zor olmamıştı.
****
Sınıfa girdiğimde gözlerim arka sıradaydı Toprak yoktu fakat o kız vardı. Sinirle oturduğum fakat benim olmayan sırama ilerledim, sıradan geçip pencereden dışarıya bakmaya başladım hafif yağmur yağıyordu ve ben kesinlikle yağmura bayılırdım bana huzur verdiğini düşünüyorum. Başımı kenar duvara yaslarken içimin rahatladığını hissedebiliyordum. "Merhaba" yanımda tanımadığım bir kız sesi duymamla sağıma döndüm. Ah dönmez olaydım "Merhaba" dedim gayet soğuk çıktığını düşündüğüm bir sesle. Düşündüğüm diyorum çünkü kız samimeytle konuşmaya devam etti "Yağmuru seviyorsun sanırım" nedense artık sevemiyorum. Zil çalmasına rağmen hoca hâlâ sınıfa gelememişti. "Konuşabilirmiyiz?" dedi Toprak'ın yeni model aşkı "Yarım saatten beri izin almadan konuşuyorsun zaten." gözlerimi devirip bakışlarımı pencereye çevirdim. "Toprak ve benimle ilgili" dediğinde sinirim hatsafaya yükselmişti, kıza dönüp bağırmaya başladım "Ne sen ne de Toprak beni ilgilendirmiyirsunuz. Ve zaten sizin sevgili olduğunuzu biliyorum" dedim kızın şaşkınlıktan ağazı açık kalmıştı "Biz To-" konuşmasına izin vermeden saatime bakttım ve çantamı alıp sınınıftan çıktım. -Bizim okulda öğretmen derse 20 dakika gecikirse öğrenciler serbest olarak bahçe çıkabikirkler, eğer ders son ders ise öğrenciler okuldan ayrılabilirler.- Binadan hızla çıkarken bahçede adımlarımı yavaşlatmıştım, yağmuru cidden çok seviyorum. Bahçe kapısından çıkarken duvara yaslanmış sigara içen Toprak'ı fark ettim. Olduğum yerde durup bir kaç saniye onu izlerken, birden bakışları bana dönünce panikleyip adımlarımı hızlandırdım ve yanından geçip ilerlemeye devam ettim. Göz yaşlarımın akmasına izin verirken bir yandan da söyleniyordum "Salak ben, sanki ondan hoşlanmak zorundasın. Hem beliydi zaten onun seni sevmediği. Gerçi ben de ne kadar çok meraklıymışım onun beni sevdiğini düşünmeye hemen boynuna atlıyordum çocuğun neredeyse." bu düşünceye daha da sinirlenip olduğum yerde tepinmeye başladım "Aaaah! Toprak seni seviyorum.. Ve beni sevmemen umurumda bile değil" dedim Toprak'ın duymayacağını bile bile bağırdım sonuna kadar. Biraz daha ilerleyip kaldırıma oturdum ve ağlamamın şiddetlenmesine izin verdim. Her ne kadar Toprak'a sinirlenmiş gibi gözüksemde aslında kendime sinirlenmiştim, Ateş'i daha yeni unutmuşken başka birinden hoşlanma düşüncesi bile midemi bulandırıyordu ki ben şu an Toprak'ı seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZUM!!!
Teen FictionDeniz'in kıyılarına yanaşan bir Toprak... Deniz için yanabilecek bir Ateş... Deniz'i için herkesi yakarak ereitecek bir Demir ... Bu hikaye onların hikayesi...