Multi depresyondaki Deniz....
3 gün sonra....Durdu bu gece..
Karardı yine ay...
Kaldı geriye cevapsız sorular...
Uyandığında onu ilk kim görecek?
Bıraktığım düşü kim büyütecek?4 gün oldu, onun gidişinin ve bana bir kez olsun haber vermeyişinin ardından toplam 4 gün. Bir kaç dakikanın verdiği özlem bile dayanılmazken bizimkisi 4 gün olmuştu. Hani bir söz vardır 'Onsuz yaşayamıyorum deme, onu alır seni onsuz yaşatırım' diye işte şu an ben tam da o durumdaydım....
Sırt üstü yatağa uzanmış tavanı izliyordum. Bomboş, beyaz, temiz ve sıkıcï bir adet tavan. Derin bir of çekip dikeldim, ellerimi kucağımda toplayıp tırnaklarımı inceledim bir süre, sonra dayanamayıp tekrar telefonu elime alıp Toprak'a mesaj yazmaya başladım..
Gönderilen; Uyuzummm!!!
Toprak lütfen bana cevap veririmisin?
Artık dayanamıyorum.... Seni özlüyorum.....
N'olursun sadece bir kez sesini duyayım....
Toprak....
Ah.. Düştüm... Canım acıyor....
Ve sen öpmezsende geçmeyecek.....
Toprak'ım.... Beni bırakma lütfen....
Adını sevdiğim gel artık....
Sesini özledim, bakışını, kokunu....
Al bu canım senin olsun, sen yeter ki gel...
Yaaaa hatalıyım biliyorum, özür dilerim lütfen beni sensiz bırakma....
Yazdığım bir kaç mesajdan sonrada cevap vermeyeceğini anladım ve artık yazmayı bıraktım. Sağıma dönüp elimi başımın altına koydum, sol elimi sağ elimin önüne koyup bacakalarımı karnıma çektim ve gözlemi kapattım...
Berk Arıkan'dan…
Sessizce gök yüzünü izleyen Toprak'ın yanına gidip bende uzandım. Asıl amacım onun sessizliğine katïlmakken yine duramayıp konuştum "Deniz'e bir şans versen" cevap gelmedi, ve sanki ben onu konuşturmaya yemin etmişim gibi tekrar konuştum "O seni affetmişti" bu kez hızla başınï bana çevirip "Kes sessini Berk" diye tısladı. Bu davranışına sinirlenip ayağa kalktım "Senin sikik beynin ne derse onu yap tamam mı? Bir kez olsun o kalbini dinleme... Lan piç sen o kız için ölmüyormusun? Kapısında kaç gece bekledin lan sen? Şimdi mi vazgeçtin?" diye bağırdım Toprak daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı üzerime gelip yakalarımdan tutup bağırmaya başladı "Lan piç sen ne bok biliyorsun ki? Ne biliyorsun? Ben onu affetmedim mi sandın? Ben onu bir çok kez affettim. O okulun ortasında benim orada olduğumu bile bile o piç öptü, ve ben benim hatalarım var diye affettim. Onun evinde kaldı, onunla uyudu ve teseliyi onun kollarında buldu. Yine dedim benim hatam, ben yaptım o da yapıyor dedim ve sustum.. O piçin benim en sevdiğim gamzelerden öpmesine izin verdi, yine sustum.." duraksadı "Peki 5 gün önce onu öptüğünde ben ne yapmıştım? Aksine aramızdaki bütün sorunları çözmüştük ve mutluyduk...... Ben... Ben bir kez daha onu kaybetmek istermiydim sanıyorsun?" dediğinde ona hak verdim.. O da cidden kayıp etmek istemezdi.. Onu orada bırakıp ayağa kalkıp odama çıktım. Bahçeyi gösteren camın önüne geçtim ve Toprak'ı izlemeye başladım ve orada kendime bir söz verdim "Senin bir kez daha gözlemin önünde ölmene izin vermeyeceğim piç..."
Gizem Soydan'dan…
"Ne yapıcaz kızım biz ya?" diye soran Merve'ye döndüm, portakal suyumdan bir yudum alıp konuştum "Toprak'ın nerede olduğunu bilsek, en azından belki biraz yumuşatabiliriz" ve birden aklıma gelen şeyle yanımda pasta yiyen Çağtay'a döndüm bir elimi omuzuna koyup "Çağtay'cığım" dedim Çağtay bakışlarını bana çevirip her şeyden habersiz bakmaya başladı "Seninle işimiz var canım" deyip dudaklarımın yana kıvrılmasına izin verdim....
*******
"Gizem, aşkım lütfen" dup yanaklarımı avuçlarına aldı "Bak eğer söylersem bir taraflarım kırılabilir aşkım lütfen" onun yalvarışlarına aldırmayıp Emre'ye döndüm "Ay şu çocuğa bir az öz güven verin lan" dediğimde Çağtay gaza gelip "Onlara gerek yok ben zaten söyleyecektim" dediğinde tek kaşımı kaldırıp ona döndüm "Hadi o zaman" deyip Toprak'ın yerini söylemesini bekledim...
*******
"Sikerim lan böyle işi... Emin değildin niye giydin o zaman" diye bağıran Yağız'a döndüm. Yaren gözlerini devirip "Sanane lan sanane.... Mal mıdır nedir ya?" deyip yanımıza geldi ve bizimle birlikte beklemeye başladı, Yağız'da oflayarak yanımıza gelince sonunda şort polemiğinden çıkabilmiştik.
Yani bende anlayamıyorum, Yağız ve Yaren hiç bir şey değiller fakat Yağız, Yaren'in kısa giyinmesine her zaman karışır..... Anlayamıyorum.Bir kaç adım daha atıp Berk'in evinin önüne geldik Çağtay cebinden bir anahtar çıkarıp evin kapısını açarken onu izledik ve o içeriye girince bizde girdik.
Ev sessiz gibiydi sadece bir kaç hızlı nefes alış veriş sessi ve tuhaf bir kaç boğuk ses geliyordu. Çağtay bize salona geçmemizi söyleyip kendisi merdivenlerden yukarıya çıktı. Bizde onun dediğine uyup salona geçtik ve koltuklara oturduk. Bir kaç saniye sonra Çağtay odaya girdi, biz yanında birilerini beklerken o tek gelmişti. Yavaşça yanımıza yaklaşıp "Kızlar gözlerinizi kapatırmısınız görecekleriniz hiç hoş olmayabilir" deyip salondan az ilerideki kapıdan girdi. Ben korkarak gözlerimi kapatırken odadan bir kaç konuşma sesi geldi " Allah belanı vermesin senin... Lan mutfakta mı yaparsınız... Oda deninlen bir icat var.... Duymadınız mı acaba?" bu Çağtay'ın sesiydi ardından tanımadïğım başka birinin sesi daha geldi "Abicim ne bileyim ben senin geleceğini? Haberde vermedin." kapı kapanma sesi duyduk önce ve sonrada Çağtay'ın sesi duyuldu tekrar "Tamam lan işini bitir gel" bir iki adım sesinden sonra yine Çağtay konuştu "Açabilirsiniz" dediğinde elimi gözümden çektim "Az önceki neydi lan?" dedi Yağız şaşkınca. Çağtay'da gergince cevap verdi "Berk işte ne yapacağı belli olmaz" deyip geçiştirdi..
******
Berk koltukta dikelip ellerini birleştirdi "Bakın sizi anlıyorum fakat Toprak sizinle konuşursa daha kötü olabilir" dedi gözlerimi devirip "Ya çok bir şey demeyeceğiz zaten. Toprak gelsin sakince konuşacağız" dedim Berk tam ağazını açmış konuşacakken kapının açılıp kanma sesi duyuldu ve saniyeler sonra Toprak salona girdi. Bizi görünce biraz şaşırdı fakat sonra bizi umursamadan gelip berjere oturdu ve anlamsızca gözlerini Çağtay'a dikti "Ne? Çok zorladılar" dedi Çağtay. Az önce ben anlamsızmı demiştim? Sanırım ben anlamamışım. Toprak ifadesizce gözlerini Çağtay'dan aldı ve karşısındaki duvara sabitledi, o dakikadan sonra ortamı gürültülü bir sessizlik kapladı.
❄ ❄ ❄
"Nasıl bizi umursamayıp evden gider ya?" dedi Merve. Haklıydı çünkü Toprak bizi dinlemedi ve sinirlenip evsen gitti, tabi bizde daha fazla orada durmayıp eve gitmye karar verdik ve şu anda benim evimde Merve ile oturup dertleşiyoruz. "Belki de ciddi anlamda Deniz'i bırakmak istiyordur?" söylediğim şey bir fikir değil soruydu sanki. Merve hızla başını ellerinden bana çevirip "Saçmalama ya abim Deniz'i çok seviyor" dedi kaşlarımı çartıp "O zaman neden bıraktı?" diye sordum sinirle, Merve gözlerini tekrar ellerine çevirip "Bilmiyorum" dedi. Bende daha fazla konu üzerinde durmayıp Çağtay'ın mesajlarına cevap vermeye başladım......
Deniz Yıldız'dan…
Yatakta bir sağa bir sola dönüp düşüncelerimden kurtulup uyumaya çalıştım fakat her şey beni üzmek istermiş gibi daha çok üstüme geliyordu sanki.
Telefonumu elime alıp mesaj gelmişmi diye baktım fakat hiç bir şey yoktu. Sinirlenip telefonu yerine koyacaktım ki gelen bildirim ile yeniden elime aldım;
Gönderen;Berk...Toprak çok kötü yanına gelmelisin...
Biz Black Angel' dayız çabuk gel....
Gördüğüm mesajlara şaşırsamda yatağımdan kalkıp koşarak dolaba ilerledim ve elime gelenleri giyip evden çıktım....
Bölüm geç geldi kusura bakmayın tatlı Uyuzlarım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZUM!!!
Fiksi RemajaDeniz'in kıyılarına yanaşan bir Toprak... Deniz için yanabilecek bir Ateş... Deniz'i için herkesi yakarak ereitecek bir Demir ... Bu hikaye onların hikayesi...