"Ben... sana yaptığım ahlaksızlık için özür dilerim. Kendimde değildim. "
"Ah... Şey ...önemli değil. Bir hata olduğunu söylediniz sonuçta... Bu önemli. Benim... Şimdi gitmem gerek Jiyong sunbae. İyi akşamlar. "
Jimin aceleci bir tavırla Yoongi'nin sınıfına girerken Jiyong alt dudağını ısırdı.
"Adımı ne kadar da güzel söylüyor. "
Ardından zevkle dudaklarını yaladı.
"Ona sahip olmak için sabırsızlanıyorum. "
O sırada Jimin korkak bir kedi misali sınıfın içine ürkekçe bakmıştı ancak Yoongi'yi görememişti.
"Daha gelmemiş sanırım. "
Bahçede onu bekleyebilirdi. Arkasını dönüp tam gidecek iken sert ama dokusu yumuşak bir şeye çarptı. Kafasını hafifçe kaldırınca bunun Namjoon olduğunı fark etti.
"Oh... Günaydın Namjoon hyung."
Namjoon biraz geri çekilerek Jimin'e selam verdi.
"Günaydın Jimin. Bende seni arıyordum. "
"Bir sorun mu var. Yoksa Yoongi'ye bir şey mi oldu? "
Namjoon afallamış gibi olmuştu ama bozuntuya vermeden devam etmişti.
"Hayır sakin ol. Yoongi bu gün okula gelemeyecek. Annesini ziyarete gitti. Benden seni bulmamı istedi. Devamını Yoongi mesaj yolu ile sana anlatacak. Sonra görüşürüz. "
Jimin Namjoon'a veda edip sınıfına giderken bir huzursuz hissetmişti. Yoongi'nin annesi uzun bir süredir hastanede yatıyordu. Hastalığı çok nadir bir hastalıktı. Babası ise zaten hiç yoktu. Onu doğduğu gece terk etmişti.
PJMİN:Annen iyi mi hyung?
PJMİN:Her şey yolunda değil mi?
SSUGA:Evet o çok iyi merak etme.
SSUGA:Namjoon'dan haberi almışsın.
PJMİN:Evet bana birşey anlatacağını söyledi.
SSUGA:Evet ama yazmaya üşeniyorum.
SSUGA:Call me baby.
PJMİN:Hyung yapma şöyle şeyler...
SSUGA:Niye yine tuvalete mi koşarsın Jimin-ah?
PJMİN:Ne?
SSUGA:Dün size gittiğimde sen zıbarırken LeeHi ile küçücük sohbet etmiş olabilirim.
SSUGA:Şimdi söyle bakalım. LeeHi rahatsızlanmış bahanesini uydurmak zorunda olduğun olay ne.:)
PJMİN:Önemli değil hyung. Bir sorun vardı evet ama halloldu.
SSUGA:Bu sana son uyarım Park Jimin. Eğer bir kez daha bir sorunun olup da ilk bana söylemezsen.
SSUGA:SENİ.
SSUGA:GEBERTİRİM.
PJMİN:Tamam hyung..
SSUGA:Güzel şimdi asıl konumuza gelelim.
SSUGA:Bu akşam bizim evde vakit geçirelim. Namjoon da gelecek. İstersen o Jungkook denen oğlanı da getirebilirsin ama getirmesen de güzel olur. Okul çıkışı Namjoon ile gelin.
PJMİN:Tamam hyung. Alabileceğim bir şey var mı ?
SSUGA:Hayır. Kendinizi alın yeterli.
PJMİN is offline
SSUGA:Bence gayet komikti.
Jimin sanırım fazla heyecanlıydı. Önceden Yoongi'nin evini görmüştü ama elbette içine girmemişti. Onunla aynı çatıda, onun evinde olacak olması utanmasına sebep oluyordu. Yoongi'nin evi iki katlıydı ve yukarıda adam öldürseler aşağıya ses gitmezdi. Jimin düşüncelerinin sapıttığını fark edip utançla tahtadaki Japonca kelimelere yoğunlaştı. Jiyong ile aralarını düzelttiği için mutluydu. Bütün ders utanç içinde saklanmasına gerek kalmamıştı. O gün Yoongi gelmemişti ve Jimin neredeyse bir ömür boyunca okul bitmeyecek gibi hissetmişti. Sahi onunla konuşmadığı zamanlar ne yapıyordu? Sonunda okul dağılınca Jimin Namjoon ile birlikte Yoongi'nin evine gitmişti. Namjoom zile basarken Jimin getirdiğini yeni fark ettiği Jungkook'a baktı. Kapı aniden açılınca bakışlarını ondan çekip kapının önündeki Yoongi'ye döndü.
"Gelmişsiniz. "
Yoongi heyecanlı bir şekilde onları içeri davet ederken Namjoon'un arkasından tavşan gibi sekerek eve giren Jungkook'a baktı.
"Getirmiş şu sırığı... Neyse..."
Yoongi önemsemiyor gibi yapıp içeri geçerek masanın üstündeki poşette yenmeyi bekleyen tavukları çıkarmaya başladı. Bütün kovaları çıkardıktan sonra -ki o kovalarla ordu doyardı- masanın köşesinden heyecanla biraları alıp masaya dizdi. Jimin Yoongi bunu yaparken kaşlarını çatmıştı.
"Hyung! İçki mi içeceğiz!? ""
"Hayır. Biz içeceğiz. Sana elma suyu aldım."
Jimin büyüğüne minettar bir şekilde baktığında Jungkook güldü.
"Jimin aslında gayet iyi içki içebiliyor ancak çabuk sarhoş oluyor. Hah! Bu arada size tavsiyem asla LeeHi ile aynı ortamda sarhoş olmayın. En son elinde pembe bir ruj ile bana doğru şeytani bir gülüş atıyordu. Sabah uyandığımda dudağımda dağılmış bir ruj vardı ve Jimin'in yüzünde pembe ruj lekeleri vardı. O gün cidden LeeHi'den ürktüm. "
Yoongi Jungkook'a alev alan gözler ile bakıp koltuğuna sinmesini sağlarken Jimin utançtan bayılacaktı sanırım. Yanında koltuğa sinen arkadaşının bacağına vurup,
Yoongi elma suyu kolisini sessizce Jimin'in kucağına yerleştirirken duyulan kapı sesi ile yavaşça kapıya yönelmişti. Kapıyı açar açmaz Jiyong yeni siyaha boyatmış saçları ve elinde iki poşet bira şişesi ile sevecen bir şekilde salona dalarak gülümsemişti."Sunbae'niz olaya el koyuyor çocuklar!"
![](https://img.wattpad.com/cover/60562689-288-k923501.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follow me ✧ Yoonmin ✔
FanfictionBazen küçük bir kargaşanın sonucudur doğan aşk. İplerin ne zaman koptuğunu bilmezsin. Sadece ucunu bulana kadar devam edersin. Ama ucuna ulaşamadan, onunla ortada bağlanırsın. O zaman geldiğinde, gerçekler iki tarafı da acıtır. Ama buna rağmen devam...