XL | Final

2.8K 239 55
                                    

Lütfen yukarıdaki müzik ile okuyun ^^ iyi okumalar: *

Eli sürekli telefona gidiyor ama tam alacak iken geri çekiyordu Yoongi. Saat beşten beri Jimin'den haber bekliyordu ve saat on olmuştu. En son attığı mesajda kararını verdiği yazıyordu. Neden hala aramamıştı?
Yoongi huzursuzca tekrar telefonuna baktı ve bu sefer eline alıp Jimin'i aradı.

Ulaşılamıyor!

Yoongi iyice gerilmeye başlamıştı. Küçüğü sahiden onu bırakıp gitmiş olabilir miydi?
Birkez daha aradı. Ulaşılamıyor.
En az yirmi arayışın ardından telefonu sertçe duvara fırlattı ve telefonun iki parçaya ayrılmasını izledi. Gözlerinden akan yaşa engel olamıyordu. Ona yeniden kavuştum derken kaybetmeyi göze almak istemiyordu.
Dizlerinin üzerine çöktü ve ağlamaya başladı. Ne kadar sesli ağlasa da, ne kadar bağırsa da içindeki korku azalmıyordu.
Namjoon endişeyle odaya girdi ve Yoongi'yi ayağa kaldırmaya çalıştı.

"Böyle yapma Yoongi. Lütfen ayağa kalk. Güçlü olmak zorundasın."

"Olamıyorum Namjoon... Jimin... sanırım o gitti... yine... "

"Hayır böyle düşünme. Jimin seni bırakmaz. Sen hep arkasındaydın. Ona neden burada kalması gerektiğini hissettirdin. Belki... şu an aklındaki düşünceler ile boğuşuyordur kim bilir? Belki de birinin ona ulaşmasını istiyordur... "

Yoongi göz yaşlarını silerek Namjoon'a baktı.

"Gitsin istemiyorum. Bu biraz yüzsüzce ama eğer babası ile gidiyorsa onu durdurmalıyım. "

Yoongi aceleyle ceketini alarak evden çıktı ve koşmaya başladı. Namjoon da zaten bunu yapmasını bekliyordu. Yoongi bir yandan Jimin'e ulaşamadığı için parçalarını birleştirdiği telefonundan Leehi'yi aradı. Uzunca çalan telefondan sonra genç kızın sesini duyunca heyecanlanmıştı.

"Leehi, Jimin nerede? Yanında mı? "

"Havalimanındayız. Ama Yoongi Ji-"

Yoongi, Leehi'nin sözünü keserek telefonu kapattı. Devamını duymaktan korkuyordu.
Taksiye binerek havalimanının adresini söyledi.
Nefes nefeseydi. Jimin'i kaybetmekten çok fazla korkuyordu. Onu bir daha görememek onu yiyip bitiriyordu. Bir kez daha terk edilmişlik duygusu ile baş başa kalmak istemiyordu.
Taksici durunca aceleyle taksiden indi.
Elinden geldiği kadar hızlı bir şekilde havalimanına girdi. Birçok insan uçak beklediği için kalabalıktı. İnsanları ittirerek geçmeye çalıştı Yoongi. Şu an diğerleri umurunda değildi. Etrafta göz gezdirerek gelen anons sesi ile kalbi yerinden çıkacak gibi oldu.

New York - Seul uçağının kalkmasına son beş dakika.

Ayakları birbirine düğümlenmişti bir an Yoongi'nin. Kalabalığın arasından uçağa binilen yere ulaşmaya çalıştı. İnsanları ittikçe onlarda Yoongi'yi itiyordu sanki. Sonunda ayağı kaydı ve yere kapaklandı. Dizleri ve kolları çok feci acıyordu ama şu an acının sırası değildi. Tekrar ayağa kalkarak kapıya yöneldi.
Ancak tek yapabildiği havalanan uçağı izlemek olmuştu.
Sonrasında yavaşça dizleri üstüne çöktü.

"O gitti...? "

Kalabalıktan gelen sesler bir an gelmemeye başladı kulağına. Kalbine büyük bir ağırlık çöktü.

"O gitti!"

Gözünden akan  damlalar yavaşça zemine düşüyordu. Küçüğü yoktu.
Delice ağlamaya başladı. Kendisine bakan gözleri umursamıyordu. Sadece ölmek istiyordu. Oracıkta biri onu öldürsün istiyordu.

"Beni neden bıraktın Jimin... Ben sensiz yaşayamam..."

Yumruğunu sıktı.

"Daha doğmadan ailem beni bıraktı... Sonra Taehyung gitti... Annem gibi birini kaybettim... Şimdi de seni kaybediyorum... Neden ben hep kaybeden tarafım? Çok acıyor Jimin. Kalbim çok acıyor! "

Minik adımlar ile yaklaştı büyüğüne. Onu bu halde görmek istemiyordu. Yavaşça arkasına eğildi ve belini sardı. Yoongi vücudunu saran bu kolları iyi tanıyordu. Bunlar Jimin'in kollarıydı. Hafifçe kafasını döndü ve gözleri yaşarmış küçüğüne baktı.

"Seni bırakacağımı nasıl düşündün hyung? Ben sensiz nefes almakta bile zorlanıyorum. Sen benim için her şeysin. Sen benim ailem oldun. Annemin... "

Küçük bir hıçkırık çıktı Jimin'in ağzından.

"Annemin bile göstermediği sevgiyi sen bana vermişken ben neden gideyim? Beni yaşama bağlayan şeyi ben neden bırakayım? Ben sadece Leehi'ye veda ediyordum. Kendimden bir parça bıraktım. Çok özleyeceğim değerli bir parçayı feda ettim. Babamla sadece o gitti. Ben seni seçtim. Benim bir daha sensiz kalmaya tahammülüm yok. Yoongi... seni asla bırakmayacağım. Lütfen sende beni bırakma..."

Yoongi içindeki bütün acıyı bir anda bitiren küçüğüne baktı. Yavaşça yanağına elini götürüp göz yaşını sildi. Çok korkmuştu.

"Gittin sandım Jimin... Beni bıraktın sandım... "

Yavaşça sarıldı küçüğüne. Şu an zamanın durmasını o kadar çok istiyordu ki.

"Asla Jimin... Asla seni bırakmam."

Yavaşça kafasını kaldırdı ve Jimin'in dudaklarına ulaştı Yoongi.

Şu an zaman kavramı önemli değildi. Hiçbir şey birbirlerine olan aşk kadar önemli değildi...

İnsan pek çok kez sever ama bir kez aşık olurdu.
Yoongi de pek çok kez sevmişti ama Jimin'e aşıktı.

İnsana pek çok seçenek sunulur ama sadece birini seçerdi.
Jimin'e de pek çok seçenek sunulmuştu ama o Yoongi'yi seçiyordu.

VE SON...

VE İLK KİTABIMI BİTİRMİŞ BULUNMAKTAYDIM. OKUDUĞUNUZ İÇİN HEPİNİZE ÇOKÇA TEŞEKKÜR EDİYORUM. KEŞKE UP UZUN BİR TEŞEKKÜR MESAJI YAZABİLSEYDİM AMA VEDA ŞEYLERİNDE PEK İYİ DEĞİLİMDİR :')
ASLINDA BUNU BİR VEDA OLARAK DÜŞÜNMEYİN ÇÜNKÜ GERİ DÖNECEĞİM!!1!!1
UMARIM YENİ KİTABIM MR. BLOOD'U BEKLERSİNİZ *-* (EVET EVET ŞUAN ONU YAYIMLADIM. EVET EVET BAZILARINIZ YENİ BÖLÜM ATMIYORUM DİYE SÖVÜYOR.)
SONRA GÖRÜŞMEK ÜZERE HOŞÇAKALIN <3

Follow me ✧ Yoonmin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin