Bu bölümü GalaxyKisses'e ve psikopat_girl'e adıyorum.
Yoongi tulumun altında saklanan oğlana baktı.
"Çık artık oradan Jimin. "
"Hayır."
Yoongi gözlerini devirerek dudağını ısırdı.
"O kadar... acıdı mı? "
"Götüm acıyor hyung!"
Jimin'in ağlamaklı sesini duyunca iç geçirdi Yoongi. Aslında bu fazlasıyla komiğine gitmişti.
"Ama ben sana sordum. Devam etmek istiyor musun dedim. Sende istekle kabul ettin. "
Jimin yorganın içinde tepinirken birden sızlandı.
"Ah... acıdı. Yah! İstekle kabul etmedim ben bir kere. "
Yoongi yorganın altındaki oğlanın güldüğünü hissedebiliyordu.
"Yoongi... "
"Hm?"
"Bu sana ait olduğumu gösteriyor değil mi?"
Yoongi küçüğünün bu sözlerine şaşırmıştı.
"Ne anlamda dedin bunu? "
"H-hani içime... "
"Anladım. "
Yoongi kızarmıştı ve şu an Jimin'in onu görmemesi onun için bir avantajdı.
"Jimin, bana ait olman için illa içine boşalmam gerekmiyor. Sen zaten beni sevdiğin gün çoktan bana ait oldun. Sevgi, kalp ile alakalı. Kalplerimiz ise çoktan bağlandı."
"Çok romantiksin ama... Nasıl bu kadar rahat söylüyorsun?"
"Neyi? "
Jimin homurdandı.
"İçime boşaldığını!"
"Yah bağırma! Ayrıca ben senden utanmıyorum. "
Jimin aniden tulumdan çıktı ve Yoongi'ye yaklaştı. Yoongi ve onun kıpkırmızı yüzünü görmek hoşuna gitmişti. Bu görüntüden memnundu.
"Yalancı Min Yoongi."
"Min Yoongi? Hyung de bana. Hoşuma gidiyor. Yada... oppa nasıl? "
Jimin sızlanıp yattığı yere otururken Yoongi ona tişörtünü uzattı.
"Hava soğuk. Bunu giy."
Jimin tişörtü alıp giydikten sonra çadırın fermuarını açtı. Gece Yoongi ile vakit geçirmişti.- O vakit geçirmenin ne olduğunu kesinlikle biliyorsunuz -
Saat daha çok erkendi. Güneş doğmamıştı ama birazdan doğardı. Jimin kalçasındaki acıyı umursamadan heyecanla Yoongi'ye döndü.
"Gün doğumunu izleyelim mi hyung?"
Yoongi ilk önce Jimin'e sonra da rengi açılmaya başlayan mavi gökyüzüne baktı.
"Olur."
Jimin sevinçe güldükten sonra Yoongi de güldü.
"Tıpkı liseli bir kız gibisin Jimin. "
Jimin dudak büzdü.
"Erkeğim ben be erkek! "
Tişörtünü kaldırarak Yoongi'ye kaslarını gösteriyordu Jimin. Yoongi sevimli bir eda ile önce Jimin'e sonra onun vücuduna baktı.
"Eğer biraz daha gösterirsen kalkamayacak hale gelebilirsin Jimin."
Jimin korkuyla tişörtünü düzeltip altına da bir şeyler geçirerek çadırdan fırladı.
"O-o zaman hemen gidelim hyung. Hem gün doğumunu kaçırmamalıyız. Diğerleri de daha uyanmadı zaten. "
Yoongi çadırdan çıkmadan önce telefonu ve kulaklığını alıp üstüne başka bir tişört geçirdi. Birlikte ormana yürürken Yoongi, kulaklığın tekini kulağına takıp müziği açtı. Ardından diğer eşini de onu seyreden Jimin'in kulağına taktı *medya*.
Birlikte ormanda yürürken gün doğarken oluşan muhteşem renkleri izliyorlardı. Yoongi mutluluktan dört köşe olacak sevgilisine bakıp gülümsedi.
"Aslında sana söylemek istediğim bir şey var ama bu güzel atmosfer bozulsun istemiyorum. "
"K-kötü birşey mi? "
"Şey... aslında ben pek umursamıyorum. Sende umursama. Olur mu? "
Jimin tereddütle başını yavaşça olumlu şekilde sallarken Yoongi'ye döndü.
Birlikte yürümeye devam ediyorlardı.
"Ben bir şey öğrendim. Hastanede yatan annem, aslında benim gerçek annem değilmiş. Aslında senin babam sandığın o adam da babam değilmiş. "
Jimin aniden durdu.
"Nasıl? Ne? "
Yoongi kafası karışan sevgilisine bakıp gülümsedi. Güneşe doğru bir ağacın dibine oturduklarında devam etti Yoongi.
"Size son geldiğim gün. Annen ile tanıştığım o gün. Aniden sizin evden giderken anneni evinin yakınlarında bir caddede gördüm. Bir adamlaydı. Muhtemelen kocası. Dayanamadım ve yanlarına gittim. Başta bu işi çok sakin çözecektim ama bilirsin ben biraz sabırsız bir insanım. İstemeden de olsa bağırmışım biraz. O zaman gerçeği öğrendim. Annem sandığım kişi aslında üveymiş. Senin babam sandığın adam ise annemin kardeşi. Aslında ortada terk eden birisi yok. Üvey annem ki benim için o gerçek annem. Annem, hiç evlenmemiş. Malesef evlense bile çocuğu olmazmış. Bu yüzden abisini kocası gibi göstererek beni evlat edinmiş. Bence büyük başarı. Sonra da bana babamın ben doğmadan beni terk ettiğini söylemiş. Kısacası ben aslında yetim mişim. "
Jimin'in gözleri yaşarmıştı. Yoongi Jimin'in kafasını iki eli arasına aldı.
"Sakın ağlama. Böyle birşey için ağlama. Evet onlara başlarda sinirliydim ama şu an umurumda değil. O hala benim annem ve biriciğim. O ve sen biriciğimsiniz. Lütfen biriciğim... ağlama. "
Yoongi baş parmağı ile Jimin'in göz yaşlarını silerken hava tamamen aydınlanmıştı. Jimin Yoongi'ye bakıp gülümseyince Yoongi Jimin'in alnına küçük bir öpücük kondurdu.
"Yoongi, beni asla bırakma. "
"Jimin, seni asla bırakmayacağım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follow me ✧ Yoonmin ✔
FanfictionBazen küçük bir kargaşanın sonucudur doğan aşk. İplerin ne zaman koptuğunu bilmezsin. Sadece ucunu bulana kadar devam edersin. Ama ucuna ulaşamadan, onunla ortada bağlanırsın. O zaman geldiğinde, gerçekler iki tarafı da acıtır. Ama buna rağmen devam...