XXIX

2.2K 215 43
                                    

Yoongi hafif bir baş ağrısı ile gözlerini araladığında hastanenin duvarını görmeyi ummuyordu. Kafasını hafif kaldırarak ona doğru gelen bedenlere baktı. Yüzleri tam belirgin değildi insanların. Yavaş yavaş netleşiyordu. Solunda Jungkook, Namjoon ve Jin vardı. Sağında LeeHi ve büyük şok yaşamasını sağlayan Jiyong. En son parlak bir ışığın gözlerini aldığını hatırlıyordu. Gerisi yok. Kafasını Namjoon'a çevirerek zorda olsa gülümsemeye çalıştı.

"Pembe saç ha? "

Namjoon yeni boyattığı pembe saçlarını karıştırırken yaşlı gözler ile karşısında yatan bedene baktı. Yoongi bir şekilde onlara iyiyim demeye çalışmıştı ama iyi değildi. Jimin yoktu. Bir bir olanları hatırladı. Gözleri dolmuştu.

"Ben neden hastanedeyim?'

"Motorsiklet ile kaza yaptın. Kamyonet ile çarpışmışsın. Motorsikletin hurda oldu ama iyiki sen iyisin."

"Ah... siktir! Onunla annemin hastane masraflarını ödeyecektim. Ne zamandır buradayım? "

Arkadaşları birbirine bakıp başlarını eğince Yoongi korkmaya başlamıştı.

"Kaç zamandır... uyuyorum? "

Sonunda söyleme cesaretini kazanan Jiyong gözlerini kaçırarak konuştu.

"İki... "

"Gün? "

"Şey... "

"H-hafta? "

"Ay... "

"İki ay! B-ben iki aydır uyuyor muyum? Annem? Annem iyi mi? "

Jiyong Yoongi haraketlenmeye başlayınca onu durdurdu.

"Endişelenme. Sanırım o adam masrafları tekrar ödemeye başladı."

Yoongi başını ovarak arkasına yaslandı.

"Peki... Jimin? "

LeeHi derin nefes vererek Yoongi'ye baktı.

"Seni aradığım günden beri kayıp. Ama... zor da olsa Fransa'da olduğunu öğrenebildik. Ayrıca bu işin ucunda  Sunhi denen kızın olduğunu öğrendik."

Yoongi biraz beynini yokladı. Okul çıkışı Jimin'i almaya gittiğinde karşılaştığı o sarışın kızı hatırladı.

"O kız... şu Jimin için değiştiğini söyleyen kız... o kaşar?"

"Sen Sunhi'yi tanıyor musun? "

"Bir kere görmüştüm. Resmen yüzsüz gibi Jimin'e sürtünmüştü. O kızı bulursam geberteceğim!"

Yoongi olayların nasıl buraya geldiğine şaşırmıştı. Tabiki bu işin ucunu bırakmayı hiç düşünmüyordu.

"Ne zaman çıkacağım buradan? "

"Kendini yormamalısın Yoongi. "

"Jimin şu an başka bir ülkede ve büyük ihtimal bencil olduğunu düşündüp vicdan azabı çekiyordur. Aptal... onu bir an önce bulmam lazım. "

"Emin misin Yoongi? İyi misin? "

Yoongi kafası ile olumlu anlamda salladıktan sonra elindeki serum iğnesini çekip çıkardı. Namjoon yine de onu durdurmaya çalışmış ama başaramamıştı. Kıyafetletini bulup üstüne geçirdikten sonra Jiyong'a baktı.

"Arabanı sattın mı? "

"Hayır gerek olmadı. "

"Peki bilet alacak paran var mı? "

"Yoongi Fransa'ya mı gitmeye çalışıyorsun? "

"Evet. Jimin'i bulacağım. "

"Saçmaladığının farkında mısın? Eve gidip biraz dinlen. "

"Hayır! Jimin'i bulmam gerek. "

Yoongi yere çökerek derin derin nefes almaya çalıştı.

"Ellerim kollarım bağlı oturamam! Onu kaybetmek üzereyim. Belki de kaybettim. Jimin... "

Aşırı stres sebebiyle mayışan beyni yüzünden başı dönmüştü Yoongi'nin. Ayağa kalkmaya çalışırken dengesini kaybederek yere yığılmıştı.

###

Ağzındaki ekşi tat ile yüzünü buruşturdu Yoongi ve gözlerini açtı. Evindeydi. Yanı başında da Jiyong vardı.

"Hyung... bunu söylemek için çok geç belki ama senden nefret ediyorum. "

"Biliyorum. Bende nefret ediyorum. Emin ol Jimin'i bulursam ayaklarına kapanıp ona yalvaracağım. "

"Jimin'in karşısına çıkmasan daha yardımcı olursun. "

Jiyong başını eğerken masanın üstündeki zarfı Yoongi'ye uzattı.

"Jimin bunu sana bırakmış. Kimse açmadı. Senin uyanmanı bekledik. "

Yoongi elleri titrerken zarfı tutup içini açtı. Okumadan önce Jiyong'a baktı.

"Odadan çıkar mısın? "

Jiyong kafası ile onaylayıp odadan çıkmıştı.

Artık Yoongi elindeki kağıt ile başbaşaydı. Derin bir nefes alıp okumaya başladı.

Yoongi...
Korkuyorum hyung. Korkuyorum sevgilim. Ne yaptığımı ve ne yapmak üzere olduğumu bilmiyorum. Eğer annenin masrafları ödenmeye başkamışsa bil ki amacıma ulaşmışım. Eğer ödenmiyorsa kandırıldım demektir.
Sunhi'yi hatırlıyor musun bilmiyorum ama o kız başına bela olmak üzereydi Yoongi. Annenin hayatındaki önemli insanlardan biri olduğunu biliyorum. Onu kaybetmeni istemiyorum. Özellikle de benim yüzümden kaybetmen canımı çok yakar. Lanet olsun ki senin canını yakacak her şeyin arkasından ben çıkıyorum.
Ama bu sefer bir şeyleri düzeltebileceğim sanırım. O kız bana onunla gidersem annenin masraflarını ödeyeceğini söyledi. Bana bencil olduğumu söyledi. Sadece ikimizi düşünüyormuşum. Biliyordum!
Bir bakımdan kendimi böyle cezalandıracağım. Sevmediğim bir insanla kendimi cezalandıracağım.
Ama zamanı geldiğinde...
Kurtar beni Yoongi. Çünkü canımın hergün git gide artarak acıyacağını biliyorum. Sensizlik bana hiç iyi gelmeyecek Yoongi. Susuz kalacağım. Bağımlılık yapan o sevgini hissedemeyeceğim. Sensiz yaşayabileceğimi sanmıyorum. Senden sadece iki şey istiyorum. Sana cevap vermeyecek olsam da hergün bana mesaj at olur mu? Ve hayatına devam et. Merak etme. Bir gün tüm gücümle senin karşına yeniden çıkacağım. O zamana kadar... beni unutma lütfen. Seni seviyorum.
Seni çok çok seviyorum.
Min Yoongi, bu ufaklık sana çok aşık. Yıllar geçse de sana aşık olacak.

Jimin'in.

Yoongi gözlerindeki yaşlar eşliğinde zorla güldü.

"Seni nasıl unutabileceğimi düşündün Jimin? "

Hıçkırıklar eşliğinde yatağına sinerken Jimin'in ondan istediklerini yapacaktı. Ona hergün mesaj atacak ve hayatına devam edecekti. Ne kadar zor olsa da.

Follow me ✧ Yoonmin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin