Bundan sonra hep böyle mi olacaktı yani, o sürekli tehdit içeren notlar bırakacaktı ve bende korkarak ne yapacağını mı bekleyecektim. Kapıyı kapatarak mutfağa doğru ilerledim. Poğaçaları ekmek sepetine koydum. Bardakları da makineye koyduktan sonra odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Notun altında Ç.K yazıyordu. Biraz araştırırsam eğer kim olduğunu bulabilirdim. Aşağı inip botlarımı giydim, anahtarımı da aldıktan sonra evden çıktım. Ana caddeye doğru sakin adımlarla ilerlemeye başladım.
Yağmur hafif hafif çiselerken kara bulutlar yağmurum habercisiydi. Ellerimi montumun cebine sokarak sessiz bir şekilde yutkundum. Yaya geçidinden geçmek için harekete geçtiğimde bir araba hızla önümden geçti. Arabanın hızı yüzünden saçların yana savrulmuştu. Önüme gelen parçaları arkaya doğru atıp karşı tarafa geçtim.
Kimden öğreneceğimi bilmediğim için bir arkadaşımdan yardım almam gerekiyordu. Ama güvenebileceğin pek kişi yoktu. Aklıma açelya geldiğinde telefonumu çıkarıp numarasını buldum. Arayıp telefonu açmasını bekledim.
"Alo?" Bakışlarımı ayakkabılarıma indirip bir nefes aldım.
"Yardımına ihtiyacım var. Hangi hastanede çalışıyordun?" Arkadan bir şeylerin yere düşme sesi gelince kaşlarımı çatıp bir kaç adım daha attım.
"Beykoz Devlet Hastanesi" yüz hatlarım eski ifadesiz şekilsiz haline geri döndüğünde elimi cebimden çıkardım.
"Yarım saat sonra orada olurum" onaylayan sesler çıkardığında telefonu kapattım. Etrafıma baktığımda bir taksinin geldiğini gördüm. Kaldırımın sonuna gelerek durması için işaret verdim. Taksi önümde durduğunda arka kapıyı açarak taksiye bindim.
"Beykoz Devlet hastanesi," Arkama yaslanarak cebimden notu çıkardım. Satırları tekrar okuduktan sonra en altta yazılı olan iki harf üzerinde kaldı bakışlarım. Ç.K kimsin sen?
Taksi şoförü durduğunda etrafıma baktım. Kırmızı ışık yerini yeşile bıraktığında yola devam ettik. Saçlarımı yanımda toplayarak oturuşumu dikleştirdim. Hastaneye geldiğimizde parayı ödeyip indim. Kapının orada Açelya'nın beni beklediğini gördüm. Beni görünce yanıma koşarak geldi.
"Sorun ne?" Derin bir nefes alıp etrafıma baktım.
"Oturabileceğimiz bir yer var mı?" Kolumdan tutup arka bahçeye doğru ilerledi. Arkasından sessiz bir şekilde onu takip ettim. Bir banka oturduktan sonra yüzümü inceledi. Cebimden notu çıkarıp ona uzattım. Okurken yüz hatları gerilmişti. Kollarımı dizlerime koyup ellerimi önümde birleştirdim. Parmaklarımla oynarken bir yandan da onu izliyordum.
"Ne demek şimdi bu? Deniz kim bu ve senden ne istiyor?" Uzattığı notu elinden alıp tekrar cebime koydum.
"Deniz sana yardım etmem için her şeyi bilmem gerekiyor." Başımı olumlu anlamda sallayıp bakışlarımı yere indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Tutsağı
ChickLit(Düzenlenen kısımları mevcuttur.) GÖRÜLMEMESİ GEREKEN ŞEYLER... "Neden beni izliyordun?" "Seni izlemiyordum. Neden bahsettiğini bilmiyorum." TEHLİKELİ OYUNLAR... "Ha! Bu arada, bir daha ki sefere anahtarı daha güvenli bir yere koymalısın." KORKU DOL...