Çok çok merhaba. Bölümün geç gelmesinden dolayı kusuruma bakmayın...
Yeni bir kitap çıkartma aşamasındayım. Resmiyette çıkacak olan ilk kitabım diyebilirim. İki sene önce matbaa çıkışlı bir kitabım vardı ama her yere ulaşamadığından dolayı... Toparlayamadım biraz ama mazur görün. Şu an inceleme aşamasında editöryel işlemler hallediliyor. (Symdaldalli) İnstagram hesabımdan gelişmeler hakkında bilgi vermeyi planlıyorum. Beni yalnız bırakmayarak destek olursanız çok sevinirim. Buraya kadar okuduysanız da ayrıca teşekkür ediyorum. Güzel vakitlerde esen kalınız.
Keyifli okumalar...
***
Herkesi uğurladıktan sonra odama çıkıp kendimi yatağa bıraktım. Şimdi ne yapacaktım gerçek manada. Babamın izinden gitmeyi ve yarım kalan şeyleri devam ettirmeli miydim? Biraz daha köşede kalıp yalnızca gözlemlemeli mi yoksa? Kafam allak bulaktı. Gözlerimi kapatıp nefesimi dışarı verdim.
İnsan ne kadar çok şey bilirse o kadar çok yanıyormuş canı.
Yataktan doğrulup pencerenin önüne geldim. Gökyüzüne baktığımda yıldızların yalnızca bir kaçının görünüyor oluşuyla onları seyre daldım.
Telefonum çalmaya başlayınca komodinden alarak telefonumda kayıtlı olmayan numaraya baktım. Kaşlarım çatıldığında telefonu da açmıştım.
"Efendim?"
"Merhaba Deniz. Ben Çağan'ın babasıyım. Merak ettiğin şeylerin cevabını almak istiyorsan seni sahilde bekliyorum."
"Çağan bana bilmem gereken şeyleri anlattı."
"Ya onun da hiç bilmediği şeyler varsa?"
"Ne demek oluyor bu?"
"Duydun işte gayet açık. Sana bunu öğrenme şansı veriyorum. Geliyor musun?"
Tereddütte kalmıştım. Çağan bu konuda gerçekten fazla hassastı yine de önemli olabilirdi.
"Cevap bekliyorum hâlâ Deniz."
"Geliyorum."
Telefonu kapattıktan sonra gözlerimi yumdum. Çağan umarım ciddi bir tepki vermezdi. Tabii ki verecekti... Babasından nefret ederken ben onunla konuşmaya gidiyordum. Üzerime hırkamı giyip evden çıktığımda kendime küfrettim. Meraklı biri olmamama rağmen adamın yanına gidiyorsam meraklı olan biri olmuş olsaydım ne yapacaktım kim bilir.
Sahile yaklaştığımda etrafta göz gezdirdim. Arkamdan gelen biri benimle birlikte yürümeye başlayınca bakışlarım oraya kaydı.
"Merhaba Deniz. Beni kırmayarak geldiğine sevindim. Banka oturalım mı?"
Cevap vermeden dediğini yaparak banka yöneldim. Yüzümü ondan tarafa dönüp sorar şekilde bakmaya başladım."Çağan'ın bilmediği şey ne?"
Gülümseyerek kaşlarını hafifçe çattı."Nasıl olduğumu merak edersin sanmıştım."
"İnan bana umurumda olan en son şey bile değil. Neden buraya çağırdın? Çağan'ın neden haberi yok? Babamla ilişkin ne? Merak ettiğim şeyler bunlar. Fazlası değil."
"Pekala öncelikle Çağan bir tek sana güvenir o yüzden gerçekleri sana anlatmaya karar verdim. Biliyorsun yaşlanıyorum ve bir gün gideceğim. Oğullarımın bana kızgın olmasını istemiyorum."
"Bunun için düzgün davransaydınız daha kolay olabilirdi."
"Sözümü kesme lütfen. Dinle yalnızca."
Onay verircesine gözlerine baktığımda konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Tutsağı
ChickLit(Düzenlenen kısımları mevcuttur.) GÖRÜLMEMESİ GEREKEN ŞEYLER... "Neden beni izliyordun?" "Seni izlemiyordum. Neden bahsettiğini bilmiyorum." TEHLİKELİ OYUNLAR... "Ha! Bu arada, bir daha ki sefere anahtarı daha güvenli bir yere koymalısın." KORKU DOL...