Umarım hoşuna giden bir bölüm olur. Keyifle okumanızı temenni ediyorum.
***
Doruk yanımda oturuyordu. Alnını kaşıdıktan sonra üzgünce başını kaldırdı. "Eğer bunları yaptıklarını bilseydim katil olabilirdim." Elimi elinin üzerine koydum. "Sormuştun ya hani her şeyi bir kenara atacak mısın diye. Hayır, atmayacağım. Sen hala benim abimsin. Ben hala senin kardeşinim. Teyzem anne yarım. Ama diğer kişileri kabul etmek istemiyorum. Beni anlıyorsun dimi abi?" Başını olumlu anlamada sallayarak onay verdi. Çağan bizi kapının pervazına yaslanmış dinliyordu ve Çağrı da üst katta kitap okuyordu. "Anlıyorum ve hak veriyorum. Her şey üst üste geldi bir anda ne olduğunu idrak edemedim. Ortada bir suçlu dahi yokken ben birine bu yüzden patlama ihtiyacı hissettim ve o da sen oldun. Hakkım yoktu. Özür dilerim." Sarılıp başımı göğsüne doğru sakladım. "Keşke bir çok şey bambaşka olsaydı." O da kollarını bana dolayarak iç çekti. "Keşke..." Çağan' baktığımda dikkatle beni izlediğini gördüm.
"Onu niye korumadın?" Doruk Çağan'a baktı. "Ne?" Çağan nefesini bırakıp kollarını iki yana doğru sarkıttı. "Diyorum ki o adam Deniz'i döverken yahut evden kovduğu zamanlarda onu neden korumadın?" Doruk suçlu çocuklar gibi başını öne eğdi. "Hiçbir zaman onun yanında yapmadı bunları çünkü." Diyerek araya girdim. "Bilseydi müsaade etmezdi." Dorukla gözlerimiz buluştu. Gülümsediğimde o da ufak bir tebessüm etti.
Kapı çaldığında ayaklandım ama Çağan eliyle beni durdurup kapıyı açmak için salondan çıktı. O vakitte öne doğru eğilerek başımı ellerimin arasına aldım. Ovuşturarak keskin acıyı dağıtmaya çalıştım. Açelya'nın telaşlı sesi geldi. Çok geçmeden salona girdi. Doruğu gördüğünde adımları yavaşlasa da gözleri benimle buluştuğunda tekrardan hızlıca harekete geçip yanıma oturdu. Ellerimi ellerinin arasına aldığında gözleri dolmuş bir şekilde bana baktı. "Çok üzüldüm..." Kalbim teklediğinde dudaklarımın arasından solgun bir nefes karıştı havaya. "İyi misin?" Bir omzumu bilmiyorum der gibisinden kaldırıp indirdim. "Bundan daha iyi olduğum günler de olmuştu."
"Her şey iyi olacak. Yanındayız. Aslında kocaman bir ailen var. Doruk, Çağan, Çağrı, Emre, Teyzen, Ben... Biz hep seninleyiz." Başımı olumlu anlamda salladım. "Biliyorum. Teşekkür ederim." Çağan herkese kısa bir bakış attıktan sonra merakla sordu. "Başka gelecek biri kaldı mı?" Açelya sesinin altında yatan imayı anlamamıştı, başını olumlu anlamda salladı. "Emre yoldaydı. Birazdan burada olur."
Çağan'ın yüzü gerildiğinde dişlerini sıktığını anlayabildim. "Çağan." Gözlerimiz buluştu. "Biraz gelsene bir şey söyleyeceğim sana." İkimiz birden ayaklandığımızda Doruğun sesi adımlarımızı durdurdu. "Tebrik edemedim çocuklar. Umarım bu kararınızdan hiç pişman olmazsınız." Sıcak bir tebessümle teşekkür ettiğimde Çağan bunun için kendini zorlamıştı. Salondan çıkıp mutfağa girdiğimizde kapıyı kapatarak ona baktım.
"Neyin var Çağan?" Çenesini hala sıkıyordu. Bir elimi yüzüne koyup gözlerine baktım. "Kıskanman çok yersiz o benim kuzenim tıpkı Doruk gibi. Hatta doğruları bana anlatmaya çalışan tek kişi... " Başını olumlu anlamda salladı. "Evet, bunun ben de farkındayım zaten, yine de engel olamıyorum kendime." Gözlerinin içine bakmaya devam ettim. "Bak yeni insanlar kaybetmek istemiyorum. En başta seni. Bu şekilde yaparak bir şey elde edemeyiz. Bunun farkındasın değil mi?" Başını olumlu anlamda salladı. "Seni seviyorum." Diyerek konuya nokta koymaya çalıştı. Bana sarıldığında kafamı göğsüne koyup karşılık verdim. "Merak etme törpülemeye çalışacağım." Gülümseyerek gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Tutsağı
ChickLit(Düzenlenen kısımları mevcuttur.) GÖRÜLMEMESİ GEREKEN ŞEYLER... "Neden beni izliyordun?" "Seni izlemiyordum. Neden bahsettiğini bilmiyorum." TEHLİKELİ OYUNLAR... "Ha! Bu arada, bir daha ki sefere anahtarı daha güvenli bir yere koymalısın." KORKU DOL...