Gözlerim karardığından dengemi kaybettim. Çağan kolumdan tutup üstü bezlerle kapatılmış koltuğa oturtturdu. Dizlerimin önüne oturmuş yüzüme dikkatle bakıyordu.
"İyi misin Deniz?"
Susmayı tercih edip az önce gözümün önünde beliren hayatları, imgeleri tekrar düşündüm. Kapıdan giren bir kaç adam vardı. Yüzleri kapalı olduğundan kim oldukları belli değildi. Babamla konuşmaları kavgaya döndü. Kargaşa olduğunda hayal uçup kaybolmuştu.
"Hatırladım..." Çağan'ın yüzüne baktım.
"Birileri girdi içeri. Babamla konuşmaya başladılar. Ve bu konuşma kavgaya dönüştü. Ama gerisini hatırlamıyorum..."
"Kim olduklarını biliyor musun?" Yutkunup başımı sağa sola salladım.
"Şşh tamam geçti. Bu güzel bir şey, demek ki biraz vakit geçince hatırlaman kolaylaşacak."
"Bilmiyorum, ne gibi bir iş var ortada, ben neye karıştım hiç bilmiyorum."
"Öyle söylemen yersiz sen bir şey seçmedin."
"Çağan neden yalan söylüyorlar?.. bak elimize bir sürü kanıt geçti. Ama hâlâ kaza diyorlar. Çözüp sorsam yine kaza derler. Bir insan nasıl böyle duygusuzlaşır anlayamıyorum."
"Hepsi geçecek söz." Yüzüne mağrur bir ifadeyle baktım.
"Çağan anlat hadi bana. Yalansız neler olduğunu... neden uğraşmıştın benimle? Ve şimdi yardım ediyorsun... onların yapmadığını yapıyorsun. Neden?" Kalkıp yanıma oturdu.
"Pekâlâ zamanı çoktan geldi zaten... O ilk gün tesadüfen evinin ara sokağından geçiyordum. Karşıma babamın adamı çıktı. Elindeki paketi verip bunu satmamı yada kendim kullanıp -benden kurtulmak daha kolay olacaktı- parasını vermemi istedi. Kabul etmeyerek zarfı geri verdim bu sefer aldığı talimatla beni orada bıçakla yaraladı. Paketi önüme atıp kaçtı. O gittikten sonra seni pencerede gördüm. Bizimle ilgilenmediğin apaçık belliydi. Ama o şekilde fazla devam edemeyeceğimden eve girmeye karar verdim. Amacım sadece yardım istemekti sen farklı karşılayınca refleks olarak o gündeki gibi tepkiler vermek zorunda kaldım. Sonra babam bir şeyleri duyunca kendince seni kullanıp beni alt edeceğini düşündü. Bunu boş çıkarmak içinde biraz seninle uğraştım. İleri gittiğim çok oldu biliyorum ama emin ol babamım önüne geçen en büyük hamleler onlardı. Mesela kolunu yaraladığım gün... hatırlıyorsun değil mi?"
Başımı olumlu anlamda salladım.
"İşte o gün babamın bir kaç adamı da oradaydı. Ben eğer onu yapmadaydım onlar daha fazlasını yapacaktı. Yine ikna olamdı başına şu adamları saldı. Ve benden bir kaç iş yapmamı onun karşılığında aldıklarımı onlara getirmemi istiyorlardı. Babamın talimatıyla beraber seni de dahil ettiler. O gün orda bırakıp giderken aslında hepsinin yüzünü dağıtmak istedim. Yapamadım... yapsaydım babam bunu farklılıkla ileri götürecekti. Ve şu hep seni rahat bırakma sözlerini bu gibi bir çok neden yüzünden es geçtim. Son olarakta sahildeyken seni tehdit ettiğim olay. O da yalnız kalmanı istemediğimden dolayıydı. Biraz hitap eksikti ama elimden o an gelen oydu. Şu an olsaydı... anlatsaydım her şeyi inan davranmazdım öyle. Kötü biri değilim. Olmak istemiyorum ama şu lanet olası durumlar beni bu rapteye getiriyor! Özür dilerim. Her şey için... hiçbirini haketmedin. Başından beri söylediğin buydu. Biliyordum zaten, en az senin kadar üzülüyordum bende."
Ruhen fazla kötü görünüyordu. Sarıldığımda kafasını göğsüme yasladı. "Baştan anlatsaydın seni yanlış tanımazdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Tutsağı
ChickLit(Düzenlenen kısımları mevcuttur.) GÖRÜLMEMESİ GEREKEN ŞEYLER... "Neden beni izliyordun?" "Seni izlemiyordum. Neden bahsettiğini bilmiyorum." TEHLİKELİ OYUNLAR... "Ha! Bu arada, bir daha ki sefere anahtarı daha güvenli bir yere koymalısın." KORKU DOL...