IX. DÜĞÜM

1.4K 142 14
                                    

"İyi ki doğdun!"

Melanie ve Cal'ın çığlığıyla yattığım yerde hoplayıp yataktan aşağı düştüm. Yatağımın ucuna tüneyip kulağımın dibinde bas bas bağırmışlardı. Sonuç olarak; şoka girmiş ve dengemi sağlayamadan parkeyle buluşmuştum. Melanie'nin pofuduk tavşan terlikleri az daha ağzıma giriyordu.

Bugün benim doğum günümdü.

19 Ocak... On sekiz olduğumu resmiyete döken o mühim gün...

Başımı ovuşturarak yatağa geri yattım. "Ne diye sinsi sinsi yaklaşıyorsunuz? Bilmem kaçıncı rüyamı görüyordum şurada."

Birbirlerine bakıp aynı anda abartıyla gözlerini devirdiler.

"Bugün senin doğum günün, sakin olmamızı bekleme. On sekiz oldun!" diyerek ciyakladı Melanie. Can çekişiyormuş gibi sesi oldukça tiz çıkmıştı.

"İçimizde on sekiz olan ilk kişi sensin. Bunu kutlamamız gerekmez mi?"

"Neyle? Elmanın sapını mum niyetine yakarak mı? Komik olmayın."

"Hiç mi heyecan yok, Ciara? On sekizsin artık, on sekiz!"

"Nasıl hissediyorum, biliyor musun Melanie?"

"Nasıl?"

"Uykusuz, yorgun, huysuz... Bu yüzden uyumam lazım. Alarm bile daha çalmadı, azıcık acıyın bana!"

Yorganı zar zor nefes alacak kadar kafama çekip yüzümü yastığa gömdüm. Ancak yatmama izin vermeyip yorganı odanın bir kenarına fırlattılar.

"Alarm çaldı bile."

"Ne? Ne zaman? O kadar ağır mı uyuyorum?"

"Evet, on beş dakika önce çaldı."

Aniden doğrulunca başım döndü ve gayriihtiyari elim Cal'ın kolunu tuttu. "Bütün dediklerimi geri alıyorum o zaman. Siz harika arkadaşlarsınız!"

Yuvarlanarak yataktan kalktım. Saçımı sıkıntıyla kaşıdım. Bugün dersim yoktu benim ama. Jex bana izin vermişti.

"Bugün izinliyim," dedim ne kadar pişman olacağımı bilsem de.

"Süper! Hemen duş alıp giyiniyorsun ve bizimle yemekhanede buluşuyorsun. Caymak yok!" diyerek beni dolabın önüne ittirdi Melanie. Tek parmağını da tehditkârca sallamıştı.

Ofladım. "Tamam, tamam... Siz kazandınız. Yirmi dakikaya oradayım."

"Gecikme!" diye bağırdı Cal. Odadan çıktıklarında derin bir nefes alıp kendimi yatağa attım.

Doğum günüm... Annemin beni doğururken öldüğü gün... Kimse bunu bilmiyordu. Ne Melanie ne de Cal... O günkü Fısıltılar hariç herkes annemin kalp krizinden öldüğünü zannediyordu. Ancak onun katili bendim.

Onun ölüm sebebi benim doğumumdu.

Bu yüzden doğum günümü kutlamaktan nefret ediyordum. Hayat, birini bahşederken birini bu dünyadan alıp götürmüştü. Birinin gözleri hayata açılırken öteki gözlerini yummuştu. Ne kadar manidardı, değil mi?

Kutlamak istemiyordum. Doğduğum günü hatırlamak istemiyordum.

Annemin ölüm yıldönümünü unutmak istiyordum.

Onun kokusunu daha önce hiç koklamadığımı, sesini duymadığımı, şefkatini tatmadığımı hatırlayarak üzülmekten başka elime bir şey geçmiyordu.

Benim babamdan başka kimsem olmadığını bilmek, hatta Kemik'te bir başına olduğumu anımsamak acı veriyordu.

Ben, acı veriyordum.

DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin