XXXV. DÜĞÜM

602 38 11
                                    

On iki gün...

Dante ile yüz yüze görüşmeme kararımızın üzerinden on iki gün geçmişti.Bu süreçte haberleşme aracı olarak kağıttan kuşları kullanıyorduk. Araştırmamızda aşama kaydetmiştik; eski bir Eko'nun yaptığı haritanın bir kısmına ulaşmıştık. Diğer yarısını maalesef daha ele geçirememiştik ancak Dante ümitliydi. Aylardır bir adım öteye geçemediğini ve bunun büyük bir olay olduğunu söylemişti. Dikkat çekmemek adına da Kraliçe'ye bu bilgiye nasıl ulaştığını söylememiş, ulaştığı bilginin de tamamını aktarmamıştı.

Kraliçe'nin beni izlettirmesinden sonra o da tam anlamıyla Kral ve Kraliçe güvenemiyordu. Tetikte olmanın en doğru karar olduğuna varmıştı.

Bu süreçte kafamı dağıtmak ve Eko konusunun dışında bir işle meşgul olabilmek adına Melanie'ye yardım etmeyi teklif etmiştim. Bugün Cal'in doğum günüydü. Artık on sekiz oluyordu ve bu durum tahmin edilebileceği üzere onun için büyük bir olaydı. Bu yüzden doğum gününün muhteşem geçmesi ve kusursuz olması gerekiyordu.

Melanie bunu bildiğinden her bir ayrıntının üzerinden en az beş kez geçiyordu.

"Balonlar asıldı mı? Renginin kırmızı olması gerekiyordu. Kırmızı değil mi?"

"Melanie..." diyerek arkadaşıma seslendim. Melanie sorguya çektiği Çaylaklardan gözlerini ayırıp bana döndü. Parmağımla eskiden silahların asılı olduğu ancak şimdi balonlarla kaplı duvarı gösterdim. "Sence bunlar ne renk?"

"Kırmızı... Parlak, mükemmel kırmızı balonlar bunlar."

Elindeki dosyayı koltuğunun arkasına sıkıştırıp alnını ovaladı. Kendine bu doğum günü partisi süresince çok yükleniyordu. Ona yardım eli uzatmamın bir sebebi de bu yüzdendi.

Ayağa kalkıp yanına gittim. Karşısında onun bir şey emretmesini bekleyen Çaylak'ı gönderip Melanie'yi boş sandalyelerden birine oturttum. "Sakin olur musun biraz? Her şey mükemmel gözüküyor. Bu yılın en güzel partisi olacak."

"Bu Cal'in on sekizinci yaş doğum günü... Mükemmel olmak zorunda. Ona yıllar önce söz vermiştim mükemmel olacak diye."

"Baksana şu etrafa..."

Süslerle ve balonlarla kaplı eski poligon salonunu gösterdim. Bir günlüğüne poligondaki Çevik'ten burayı kullanmak adına izin almıştım. Biraz zor olmuştu ancak ona Komutan'ına karşı gelmekle suçladığımda pes etmiş ve bize poligon salonunun anahtarını vermişti. Ertesi gün ona geri vermek kaydıyla tabi...

Yine de her şey kusursuz görünüyordu. Duvarlarda asılı duran bütün silahları kaldırmış ve yerine balonları asmıştık. Ortaya depoda bulduğumuz büyük bir masa koymuş ve üzerine yemekhaneden gizlice aldığımız yiyecekleri yerleştirmiştik. Mutfakta nöbet tutan Çevik'in Cal'in yakın arkadaşı olması işleri kolaylaştırmıştı. Böylece Veliahtlara hazırlanan yiyeceklerden de alabilmiştik. Masanın tam ortasındaki elmalı tart bunun kanıtıydı. Bir sürü çeşit meze ve atıştırmalık da elmalı tarta eşlik ediyordu. Birçok Çevik de bize yardım etmişti. Cal gerçekten sevilen biriydi.

"Cal doğum gününde böyle bir olayı bekliyor mudur sence? Onun için tam bir sürpriz olacak. Bir parti düzenleneceğini tahmin etmiyordur."

Gülümsedi. "Haklısın."

"Dahası masada koca bir dilim elmalı tart var. Bu Cal için en büyük doğum günü hediyesi!"

Kıkırdayıp başını aşağı yukarı salladı. "Katılıyorum! Onu nasıl alabildiniz?"

Mutfaktaki Çevik ile yiyecekleri mutfaktan çıkarabilmek adına girdiğimiz onca zahmeti hatırlayınca sadece gülümsemekle yetindim ve "Meslek sırrı..." diyerek ona nasıl yaptığımı açıklamadım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin