22.BÖLÜM-SOĞUK ÇÖL

65 13 14
                                    


22.BÖLÜM

SOĞUK ÇÖL

Kıç tarafındaki altı-yedi metrelik, karşılıklı konulmuş tahta banklara oturdular. Yoldaşlar da yerlere kıvrılıvermişlerdi. Ama alan; bu kalabalık için o kadar dardı ki Kömür'ün kuyruğu Erin'in kedisi Elmo'nun üzerine gelince küçük bir huzursuzluk yaşandı. Çocuklar yoldaşların atışmalarını izlerken kahkahalarla gülüyordu.

-Hadi biraz sabredin. Limandan uzaklaşır uzaklaşmaz her şey düzelecek.

Beş dakika sonra başları üzerindeki tente yok oluverince masmavi dalgaları gördüler. Kıyıdaki insanlar toplu iğne başı kadar görünüyordu. Günün güzelliği yüreklerindeki neşeyi arttırırken ciğerlerine mis gibi iyot kokusunu çektiler.

-Hey martılara bakın! Erin lütfen bir simit verir misin?

Herkes güverte korkuluklarına dayanıp havada daireler çizen kuşlara simit parçaları atmaya başladı. Havada kapıyor, korkusuzca yanlarına kadar yaklaşıyorlardı. Atılan parçayı havada kapan martı heyecanla alkışlanıyordu.

Yoruluncaya kadar martıları beslemeye devam ettiler. Arkalarını döndüklerinde artık eski, sevimli küçük teknede değildiler ve martılarda çoktan sahile dönmüşlerdi. Erin, havuzun yanındaki şezlonglardan birine uzanmış elindeki meyve suyunu yudumluyordu."Hadi, hadi"diye bağırdı.

-Çocuklar süremiz kısa. Hava bir süre sonra çok soğuyacak. Güneşten yararlanın.

-Vayyy! Harika bir yat Erin!

-Aslında bu konuda çok fazla bilgim olmadığından birebir Bay Gonzales'in yatını taklit ettim. Kamaralar arkada.

Hepsinin gözlerinden büyük bir beğeni ve hayranlık duydukları belli oluyordu. Dipti yerinde zıplamaya başladı. Ellerini çırpıyordu. Gözlerini kapattı. Birden yatı, harika, hareketli bir müzik sesi doldurdu. Diğerleri kahkahalar atarak danseden Dipti'ye katıldılar. Volante sevinçle kendi etrafında dönerken bağırıyordu.

-Yaşasın tatil! Parti hey bu bir parti! Hem de harika bir parti!

Yürekleri mutlulukla köpürerek yattıkları sıcacık yataklarından, sekiz saat sonra korkunç bir gürültüyle uyandılar. Pijamalarıyla güverteye fırladılar. Simsiyah gecenin kucakladığı Devasa bir beyazlıkla karşılaştılar. Gözleri kamaşmıştı.

-Ne kadar güzel! Olağan üstü!

-Aaaa! Siz duymadınız mı o büyük gürültüyü? Ne kadar sakinsiniz! Ben yatımız batıyor falan zannettim.

Murat Can, Ilgar'ı koltuk altlarından tutarak kaldırdı, kucakladı. Parmağını uzatarak ilerdeki büyük buz kütlesini gösterdi. -Parçalanıyorlar. Bu sese alışsak iyi olacak çünkü sık sık duyacağız.

Kisho bir den çığlık çığlığa bağırmaya başlamıştı;

-Çabuk çabuk yanıma gelin! Hadi hadi acele edin! Şu buzula bakın!

Hepsi merakla burunda toplandı. Yaşamları boyunca gördükleri en güzel ve ilginç manzara karşılarındaydı. Koca bir buzul'un üzerindeki Üç fok; ön yüzgeçlerinin üzerinde yükselmiş yata doğru bağırıyorlardı. Görüntünün tadına doyamadan Yafes'in çığlığını duydular. Kafalarını çevirdikleri an bir balinanın yatlarının çok yakınından geçtiğine şahit oldular.

-Bu bu olamaz! Koca bir uçak büyüklüğünde!

-Gözlerimle görmesem inanmazdım.

-Haklısın Egor! Güçlü görüş yeteneğimiz olmasa bunlardan hiç birini farkedemeye bilirdik.

MAVİ BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin