12.BÖLÜM-YOLLAR KESİŞİYOR

79 14 30
                                    

                   

12.BÖLÜM

YOLLAR KESİŞİYOR

-Arkadaşlar Kızıl Deniz'in sahilleri de çok güzelmiş. Yani Mısır'a gidersek ayni programı yine uygulayabiliriz.

Çocukların gözleri de zihinleri de bir Maja'ya bir Arlo'ya gidip gelirken; Kadim'in; yakışıklı, esmer yüzünde muzip bir gülümseme vardı.

-Bana kim söyleyecek? Neden Buzdolabında donan su şeffaftır da kar beyazdır?

-Cevap verirsem sende gelip öteki yanağımı öpmeyeceksin değil mi?

Kisho; masadaki elbezi ile yanaklarını örtmüştü.

-Yok bal yanak neden öpeyim ben ısırırım.

-Gezimizle ne ilgisi var anlamadım ki?

-Siz cevap verin hele Sevgili Nan!.

-Ayy! Kadim! Alemsin. Daha Gize ile Angkor'dan ayrılamamıştık. Küt diye popomuzun üzerine düşürdün bizi. Ne bu şimdi? Tatilimizde ek ders almamızı falan mı önereceksin?

-Sizi fazla yormadan cevap vereceğim. Kar kristalleri güneş ışınlarını eşit oranda yutar. Hiç biri diğerinden fazla yansıtılmadığından gözümüz onu beyaz olarak görür. Ve şimdi, tüm bu fikirlere son noktayı koyacağım çünkü dünyamız görülesi harika güzelliklerle dolu.

-Dur! Dur! Dostum dersi biz anlamadan bitirdin. Yani?

-Eğer önerimi kabul ederseniz zaten anlayacaksınız Galal. Size bembeyaz bir çöle gitmeyi teklif edeceğim. Neden mi? Gönlümüzün çektiği an, Mısır'a da, Kamboçya'ya da gidebiliriz ama ben sadece tatilimize denk gelen fevkalade bir tabiat olayını birlikte izlemeyi teklif ediyorum. "Kuzey Işıklarını". Bilim insanlarının ifadesine göre, binlerce yıldır  ilk kez bu kadar mükemmel bir gösterisi bekleniyormuş.

-Öyle diyorsun da, bildiğim kadarıyla orası sadece devasa bir buz kütlesi. Yani tatil yapılacak bir yer değil. Tabi çevresindeki ülkelerden birine gidebiliriz.

-Aslında Kuzey Işıkları sadece kuzeyde görülmüyor Yafes. Güney Kutbunda da aynı ışıkları görmek mümkün.

-Tabi bir sorunda giden pek çok turistin eli boş döndüğü. Öyle her istendiğinde ışıklar oluşmuyormuş.

Kadim kaşlarını kaldırarak gülümsedi,  ayağa kalkarak eğildi. Bir kolunu arkasına dayarken diğer koluyla reverans yaptı. Yüzündeki ifade, boş kutudan tavşan çıkaran sihirbazınkine benziyordu.

-Biliyorum! İşte bende onu diyorum ya! Bu ışıklar güneş aktivitesinin en yüksek olduğu zamanlarda beliriyor. Güneşteki büyük patlamalar sonucunda oluşan atomaltı parçacıklar dünyanın manyetik alanlarına girince bu harika ışık oyunları oluşuyor. Esas harika olansa bu olağan üstü olayın bizim tatil günlerimizde gerçekleşecek olması.

Dipti; üşür gibi kollarıyla omuzlarını sardı. Başını sallarken uzun lüleli siyah saçları dalgalanıyordu.

-Yapma Kadim! Çok iyi güzelde ne kadar soğuk olduğunu biliyor musun? Kutuplardan bahsediyorsun.

-Evet canım! Eksi kırk ile eksi yirmi derece arası. Ama düşünün Eskimoları, buzdan evleri yani igloları,  kutup ayılarını, belki Noel babanın Ren Geyiklerini göreceğiz. Erin bize içten ısıtmalı harika özel başlıklar ve kürkler oluşturabilir. Ne diyorsunuz? Hele o ışıklar olağanüstü. Resmen dansediyorlar. Eskimolardan o ışıkları anlatan efsaneleri dinleriz.

-Güney Kutbuna mı gitsek? Hani güney de ya!

-Güney deyince aklına neden sadece sıcak geliyor? Orasının Kuzey Kutbuna nazaran en az yirmi derece daha soğuk olduğunu bilmeni isterim. Daha da önemlisi bizim tatil günlerimize denk gelen günler altı ay süren gündüzlere denk geliyor. Kuzey de ise gece. Işıkların sadece karanlıkta görülebildiğini düşünürseniz!

Kadim heyecanla, tek tek yüzlerine baktı. Endişe etmesine hiç gerek yoktu çünkü hepsi çoktan bilinmeyene yelken açmış; yanlarına ne almaları gerektiğini düşünmeye başlamışlardı bile. Neşeli ve heyecanlı sesler odayı doldurdu. Herbiri bir şeyler öneriyor en eğlenceli gelen, oy birliği ile kabul ediliyordu.

-Öncelikle gidebileceğimiz ülkeleri tespit etmeye ne dersiniz? Fotoğrafları belirleyici olabilir.

Erin, Volante, Ilgar ve Dipti'nin, yerdeki kilimler üzerinde yapılandırdıkları bilgisayarların başlarında guruplara ayrıldılar.

-Rusya'ya ne dersiniz? Kızıl Meydana da gidebiliriz. Fotoğrafları bir harika. Egor bize hızlı bir tur bile yaptırabilir.

-Öyle de fazla dağılmayalım canlar!

-Heyyyy! En güzel görüntüler benim güzel memleketimden çocuklar.

Maja önlerindeki resmi büyüterek diğerlerinin rahatça görebilmesi için ekranı çevirdi.-

-Altındaki yazıyı da okuyun lütfen. "Kuzey Işıkları en mükemmel şekilde İsveç'te seyredilir" Ne kadar olağan üstü bir görüntü değil mi?

Kadim'e bakıp yüzünü buruşturdu.

-Bunu senden önce benim akıl etmem gerekirdi.

-Ben de düşünmüştüm ama Kadim benden önce konuştu.

Arkadaşlarının güldüğünü gören Nicholas; "Ne yani" dedi.

-Olmayacak bir şey mi?

Bir iki saniye çatık kaşlarla durduktan sonra dayanamayarak gülen arkadaşlarına katıldı.-

-Haklısınız düşünememiştim ama utandım her halde. Ülkemde bu ışıkları görmeyenlerin tuhaf oldukları düşünülür. Artık benimde normal sınıfına girmem lazım değil mi?

-Parmağını ekranın üzerine vurdu.

-Herkes şu fotoğrafa bakabilir mi? Menşei Kanada. Demek ki nereye gidiyor muşuz? Kabul ederseniz misafirim olmanızdan onur duyarım.

Maja şakadan çok kızmış gibi bir tavır takınarak bağırdı! -Her şeye maydanoz oluyorsun Nicholas. Neden benim önümü kapatıyorsun?

-Dürüst ol Maja! Benim fotoğrafım daha renkli değil mi?

-Seninkinde kırmızı bile yok!

İki arkadaş tatlı tatlı atışırken diğerleri kahkahalarla gülüyorlardı. Murat Can iki elini birden kaldırarak önündeki ekranı işaret etti. Karlar üzerinde yatmakta olan Kocaman bir boz ayının minicik yavruları annelerine sokulmuş tedirgin gözlerle kameraya bakıyorlardı.

Kasenin içinden aldığı çikolatalı drajeleri ağzına atan Ai-mu Murat Can'ın yanına geldi. Ekranı diğerlerinin görebileceği şekilde çevirdi;

-İşte budur arkadaşlar. Bence kesinlikle Alaska'ya gitmeliyiz.

MAVİ BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin