63.BÖLÜM-İZİNSİZ ZİYARETÇİLER KEŞFEDİLİYOR MU?

39 9 2
                                    

63.BÖLÜM

İZİNSİZ ZİYARETÇİLER KEŞFEDİLİYOR MU?

-Bilim insanlarının son kararı havadaki salınımın durağan olmadığı.

-Sayın başkanım bende seyrettim. Gerçekten zeka dolu hareketlerdi. Kesinlikle inanıyorum.

-Zaten depremden sonra da böyle bir şey gündeme gelmişti çünkü bütün veriler, sismik ölçekler temiz çıkmıştı.

-O halde ne yapıyoruz?

-Bizim şöyle bir fikrimiz var efendim. Uydudan görüp uzay gemisi olduğunu varsaydığımız bir buhar salınımını vuralım.

-Bu imkansız. Einstein'ın izafiyet kuralını biliyorsunuz. Uzayda gördüğünüz nesne çoktan geçip gitmiş olacak. Boşluğa ateş etmiş olursunuz.

-Elbette. Bende zaten gemilerimizle kutupları ablukaya alalım ve salınımları gözleyip vuralım diyorum.

-Bu bir savaş ilanı olacak.

-Gezegenimizi izinsiz kullananlar onlar efendim. Sizce ne yapmalıyız. Bilim insanlarının ifadelerine bakacak olursak bir yıl içinde dünyamız donacak.

-Biliyorum ama tedbirlerini almadan gelmiş olduklarını sanmıyorum. Kendilerini savunacaklardır. Ne tür silahlara sahip olduklarını bilmiyoruz.

-Biz kuvvet komutanları olarak, kutuplara birer San Antonio sınıfı, taarruz gemisi gönderilmesini öneriyoruz.

-Tek bir taarruz gemisinin yeterli olacağını size düşündüren nedir komutan?

-San Antoniolar su üzerindeki son teknolojidir. Standart yüzer, gezer taarruz gemilerinin elli yıllık tecrübelerinden yararlanılarak yapılmıştır. Radara yakalanmazlar. Ful otomatik ateşleme sistemine sahiptir. Seferi savaş araçlarına ve hava yastıklı "ki bu yastıkları buz tepeleri falan delemez" çıkarma botuna sahiptir. Toplarının erimi en üst seviyededir. Bu toplarla buhar salınımlarını rahatlıkla vurabiliriz.

-Olağan üstü komutan! Böyle bir geminin mürettebatı eminim ki çok fazladır.

-Normalde dört yüz kişi efendim ama bin sekiz yüz kişide alabiliyor.

-Böyle bir gemiyi görevlendirmek için yeterli parametrelere sahip olduğumuzu sanmıyorum!

-On gemiyle ablukaya almak daha mı mantıklı efendim?

-Bakın muhalif görünmeyi hiç istemiyorum ama şimdi bana koca buz kütlesi üzerinde görünmez canlılar mı var diyorsunuz? Yani çadır kurup orada mı yaşıyorlar.

-Sayın başkan sizi haklı bulmakla birlikte bu garip doğa oluşumuna da hiçbir anlam veremiyorum! Eğer yanlış düşünüyorsak sadece havayı yumruklamış oluruz.

-Haklı olduğumuzu kabul edersek; bizim önerimiz fazla sayıda gemimizi tehlikeye atmamak. Neyle karşılaşacağımız meçhul!

-Yüzeyin elektrik yüklü olduğunu göz ardı etmeden askerlerimizin tepeden tırnağa yalıtkan elbiseler giymeleri doğru olur düşüncesindeyim.

-Elbette ama buza inmeleri gerekir mi sizce?

-Şartlar ne gösterecek bilemeyiz. Gemide hareket serbestliğini engelleyebilir ama inen olursa mutlaka korunmalı.

-O halde komutanlarımız gereken hazırlıkları ortak olarak yapsınlar. Sayın komutanlar üç gün sonra hareket edebilirler. Karşı çıkan var mı?

BÖLÜM

Çocuklar buz adamların getirdiği kahvaltılıkları sessizlik içine yediler. Gül ve Begüm'ün ortamı neşelendirmek için anlattıkları hikayeleri, sadece onları kırmamak için dinler gibi görünüyor ama tebessümleri gözlerine ulaşmıyordu. Sonunda Begüm dayanamayarak gürültülü bir şekilde ellerini çırptı.

-Hey nerelerdesiniz canlarım? Sizi de gören telepatik olarak aranızda konuşuyor zanneder.

Kaşlar hayretle kalktı. Birbirlerine bakarak gülümsediler. Başlarını salladılar. Aleda ağzındaki lokmayı yutup ayağa kalktı.

-Gerçekten öyleyiz aslında ve size anlatacağız ama biraz bekleyelim. Az sonra gelip boş tabakları alacaklar. Sözümüzün kesilmesini istemiyoruz. Ee! arkadaşlar bittiyse koltuklara geçelim mi?

Dipti kahkahalarla gülerek gidip Gül'ün kucağına oturdu. Kollarını boynuna dolayıp yanaklarından öptü ve yavaşça çenesine vurdu.

-Ağzını kapat içine böcek düşecek!

Görevliler kapları almaya geldiğinde odaya tam bir karnaval havası hakimdi. Kahkahalar dışarı taşıyordu. Yalnız kalır kalmaz Nan; ortaya doğru yürüdü.

-Size uzun uzun ne? Nasıl? Niçin? şeklinde bir şeyler anlatmak istemiyoruz ancak biz gerçekten çok farklıyız. Özel olarak eğitildik. Hepimizin genetik yeteneklerine göre en az iki üniversite bitirmiş kadar bilgi birikimi var. Telepatiğiz. Bugün yoğun bir programımız var o nedenle çabuk çabuk önünüze gelip neler yapabildiğimizi göstereceğiz. Lütfen bir sorunuz olursa en sona saklayın olur mu?

Birden yok oldu. Görünür hale gelince gidip Gül'ün elini tuttu. Begüm'ün şaşkın bakışları arasında ikiside görünmez olmuşlardı. Murat Can duvara doğru yürüdü avuçlarını dayadı ve yavaş yavaş vücuduyla duvarın bütünleştiğini ve bedeninin kaybolduğunu gördüler. Dönüşünü beklemeden Aleda ortadaydı.

OY VE YORUMLARINIZ; YERİNE GETİRMENİZ GEREKEN GÜZEL BİR DAVRANIŞTIR.

MAVİ BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin