62.BÖLÜM-NORVEÇ'İN BALESTRAND KÖYÜ

32 7 5
                                    


62.BÖLÜM

NORVEÇ'İN BALESTRAND KÖYÜ

Vedalaşırken birbirlerine sarıldılar. Bir taraf ne kadar hüzünlüyse diğer tarafın hüznü çoktan dağılmış kafalarda tilkiler volta atmaya başlamıştı bile.

Murat Can; "Hazır mısınız çocuklar!" diye fısıldadı.

-Audel, yukarıdaki Dokuz'un zihnine ulaşıyorsun, mağaraların yerlerini öğreniyorsun ve Egor'a aktarıyorsun ki hologramı oluşturabilsin ve Erin sende gördüğünü kağıda döküyorsun ki elimizde elmasımıza iletebileceğimiz bir veri olsun.

-Kime söylüyorsun Can?

-Ne bileyim kendi kendime tekrar ediyorum işte.

Dönerek odalarının yeni konuklarına baktılar. Galal sayesinde, derin derin nefes aldıklarını hatta hafifçe de horladıklarını anlayınca harekete geçtiler.

Dakikalar sonra yataklarına uzandıklarında iki kelime duyuldu. "iyi uykular". Hiç biri, öğrendiklerinden sonra uyuyabileceğini düşünmüyordu oysa başlarını yastığa koyar koymaz gözleri kapandı. Belli belirsiz, Galal'ın fısıltısını duydular.

-Yarın zorlu bir gün olacak, iyice dinlenebilmeniz için zihinlerinizi uykuya yönlendirdim bebecikler muck.

Koca mağarayı iki salise süren sessiz kahkahalar doldurdu.

BÖLÜM

Fiyordun kıyısında dalgın gözlerle ufuklara bakan Dag, ağır hareketlerle misinasını sardı. Yerdeki kitabını ve balık dolu kovasını alarak yürümeye başladı. Norveç'in güneyinde Balestrand isimli, yirmi evin olduğu küçük bir köyde yaşıyordu. Okulu, kilisesi, kasabı, tek göz odadan oluşan misafirhanesi ve kütüphanesi tüm ihtiyaçlarını karşılıyordu. Altı ay süren geceler boyunca en büyük zevkleri okumaktı. 

Elindeki; cildi yer yer yıpranmış kitaba baktı. Yıllar yıllar önce çok severek okuduğu Moby Dick'ti. Nedense hasret gidermek, hafızasında küllenen anıları canlandırmak istemişti. Çoğu kişi tafından simgelerle değerlendirilen kitabın kendisi için anlamı; sadece, zavallı Kaptan Ahab'ın intikam alma isteğiydi. Bugün kitabını iade edip bir yenisini alacaktı.

Beşyüz metre yürüdükten sonra köyün meydanında durdu, etrafına bakındı, kimsecikler yoktu. Kasap dükkanına baktı, çırağı kapatıp evine gitmişti bile. Adımlarını hızlandırdı. Cebinden çıkarttığı anahtarla kapıyı açıp içeri girdi. Arka tarafta küçük bir dinlenme odası vardı. Eşi; hobi araçlarının evde yayıntı yaptığını düşündüğü için balık avı gereçlerini bu odadaki dolabın içinde saklıyordu. Kovanın içindeki balıkları çıkartıp minik buzdolabının içine yerleştirdi. Etlerin olduğu ön tarafa geçerken kapının üzerindeki çanın tıngırdadığını duyup kafasını çevirdi, komşusuydu.

Genç yaşına rağmen tepesindeki saçları tamamen dökülmüş; tombul, pembe yanaklı, sevimli bir adam heyecanlı bir şekilde "merhaba komşu" deyip 160 cmlik boyuyla hafifçe zıplayarak tezgahın önündeki yüksek tabureye oturdu, kollarını tezgahın üzerine dayadı.

-Haberleri dinledin mi Dag!

-Ne olmuş ki? Sabahtan beri fiyorddaydım.

-Ne bileyim tam da açıklayıcı değildi ama korktum işte. Buzlanma artıyor diyorlar!

-Neden şaşırdığını anlamıyorum. Mevsimler elli yılda bir uç noktalarda değişim gösterir. Git yaşlıları dinle. Sana neler neler anlatırlar ama sende haklısın daha yaşın genç.

-Yok yok! Dag! Bu öyle bir şey değil. Buzlanmayı yapanlar uzaylılarmış. Sosyal medya patlama noktasında.

-Onların patlamadıkları zaman yok ki? Önemsiz olayları dev yapmakta üstlerine tanımam. Bazen çocuklara o abuk sabuk şeyleri okumayın diyorum ama ne mümkün? Sen 1938 yılında Orson Wells'in radyoda yarattığı faciayı bilir misin?

-Ne yapmış ki? Malum ben radyo ile büyümedim.

-Radyo ile büyümedin ama H.G Wells'in "Dünyalar Savaşı" isimli romanını okumuşsundur herhalde.

-Bilmem! Okumuşumdur herhalde.

-İşte Dahi Orson; o kitabı radyo skecine uyarladı. O sıralarda Amerikan CBS radyosunda çalışıyordu. Yayınladığı skeçlerin tek kahramanı kendisiydi ve en az beş kişiyi çok farklı seslerle canlandırabiliyordu. İlk başta da, yani programına başlarken; açık seçik bunun bir oyun olduğunu açıkladı. Fakat sonrasında olanlar oldu.

Kaşlarını kaldırıp ağzını yamulttu.

-Herkes radyosunun düğmesini aynı anda çevirmiyor ki? Oynadığı roller öylesine inandırıcıydıki! Hele "Merih gezegeninden gelen orduların öncüleri, Nev Jersey kentine inmektedir" cümlesini "İç İşleri Bakanının" sesiyle anons edince kıyamet koptu.

-Sanki dinlemiş gibi anlatıyorsun Dag.

-Gerçekten dinledim. Olağan üstü bir skeçti. Dediğim gibi radyolarını sonradan açanlar çıldırmış. Korkudan dağlara kaçmışlar. Hatta hamile kadınlar erken doğum yapmış. Halkı yatıştırmanın bayağı uzun sürdüğünü hatırlıyorum.

-Bilemiyorum! Bu olanlar öyle bir hikâyeye benzemiyor. Yeğenim Troms da oturuyor. Hemen onu aradım. Gerçekten buz gün be gün artıyor ve kalınlaşıyormuş. Sizin oralarda da yakında başlar dedi. Herkes kilerlerini dolduruyormuş.

-Yani ne diyorsun komşum!

-Ben de duymayan bilmeyen varsa haberdar edeyim dedim. Sende bir şeyler depola Dag. Bana ilerde teşekkür edeceksin.

Komşusu el sallayıp dışarı çıkarken Dag kahkahalarla gülüyordu. Doksan beş yıldır zaten doğanın mecburi mahrumiyeti içinde yaşıyordu. "daha fazla ne olabilir ki" diye düşündü.

BÖLÜM

Kutuplara komşu devletlerin bilim insanları, toplantı odalarında; masalarının karşısına konulmuş büyük ekranlardan tekrar tekrar uydu görüntülerini izliyorlardı. Profesör Nejat ve Profesör Serhat'ın bulguları hepsine ulaşmış ve büyük bir heyecan yaratmıştı. Maket uçaklar sıcak hava salınımlarının olduğu noktalara yerleştirilmişti. Konuya inananlar değil şüpheci gurubun inceleyip karar vermesini istemişlerdi. Ortak karar görüntünün doğal olmadığıydı.

Bilim insanları tek doğruda birleşince devlet başkanları ile korkunç bir haberleşme trafiği başladı. Genel kanı; gezegenin; "Bilinmeyen canlılar" tarafından istila edilmeye başlandığı ve üslerinin kutuplarda olduğu idi.

Genel Kurmay Başkanları ve devlet başkanları halkı izdihama sürüklememek için önceliğin gazetecilerden kaçmak olduğu konusunda anlaşıp; buluşmak yerine uydu vericileriyle görüşme yolunu seçmişlerdi. Toplantıdakiler alt ve üst kavramından uzaklaşmış, olağan dışı olaya odaklanmış olarak tartışıyorlardı.

OY VE OLUMLU YADA OLUMSUZ YAPACAĞINIZ YORUMLAR KENDİNİZE DUYDUĞUNUZ SAYGIYI GÖSTERİR.


MAVİ BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin