- Bölüm 8 -

5.8K 445 561
                                    

Günün yorucu havası şimdiden üzerime yapışmış bir şekilde uyandım. Yatağımdan çıkmak istemiyordum. Neden olduğunu bilmediğim halde her yerim ağrıyordu.

Dün Key ile konuşmamız benim teklifini kabul etmem ile bitmişti. Açıklama yapmamış ve ne yapacağını beklememi söylemişti. Sonra saatlerce soğuk hava da dışarı da konuşmadan oturmuştuk.

Saate baktığım da kahvaltı vaktinin yaklaştığını gördüm. Her gün belirli saatlerde kahvaltı yapılırdı ve ailede ki bütün fertler muhakkak kahvaltı masasında bulunmalıydı. Bunun farkına vardığım da yataktan kalkmaya çalıştım. Ama bir anda hızlı kalkış yaptığımdan başım döndü ve bacaklarım beni taşıyamadı. Olduğum yere yüz üstü kapaklandım.

Yatağımın yanında bulunan komidine belimi çarptığım için felaket bir acı hissettim. Hissettiğim acı ile istemsiz çığlık attım.

"AĞĞĞHH!" canım felaket acımıştı. "Lanet olsun!" olduğum yerde cenin pozisyonunu alıp kıvranmaya başladım.

Tişörtümü çekip, çarptığım yere baktığım da derisinin soyulmasına neden olduğumu fark ettim. Canım acıyordu, yara kızarmıştı ve ayağa kalkacak halim yoktu. Gözlerimin dolmaya başladığını yanmasından dolayı fark etmiştim.

Ayağa kalkma girişimim, ayaklarımın zeminde kayıp olduğum yere tekrar kıçı üstü düşmem ile sonuçlanmıştı.

Pes edip cenin pozisyonu alıp birisinin fark etmesini bekledim.

Kısa bir süre sonra yardımıma koşarak gelen kişinin sesi kulaklarıma dolmuştu.

"Tanrım Luhan! Bu halin ne?! İyi misin?" telaşla üzerime eğilip beni kucağına aldı. Kızaran derimin acısı ile inledim.

"Ahhh! Dikkatli ol Key." yatağa geri bırakması ile konuştum.

"Tanrım neyin var? Seni böyle görmek nasıl korkuttu haberin var mı?" yatağın içine girmemi sağlayıp üzerime yorganı çekti.

"Hasta gibiyim Key. Yürüyemiyorum, bu yüzden yere kapaklandım. Derimi soyup atmışım." acım ile tıslayarak konuştuğum da Key bağırmaya başladı.

"Suho hyung! Biriniz buraya bakın! Hemen ilk yardım malzemesi getirsin biri!!" kapının oradan koridora doğru bağırdığın da hemen bir koşuşturmaca olmaya başladı.

Bu esnada Sehun elinde telefon ile odasından çıkmıştı. Üzerine gri bir kazak altına da mavi bir kot giymişti. Şık görünüyordu ve bir yere gitmek için hazırlanmış bir hali vardı.

Bizi görünce tuhaf tuhaf baktı ve benim odama doğru yürümeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bizi görünce tuhaf tuhaf baktı ve benim odama doğru yürümeye başladı. O sırada Key yanıma geldi ve üzerimde ki yorganı çekip, tişörtümü belime kadar sıyırdı. Yaraya bakmaya çalışıyordu.

"Ne halt dönüyor burada?!" Sehun şaşkınlıkla bir bana bir da Key'e kaşlarını çatmış bakıyordu.

"Ne mi oluyor?! Luhan hastalanmış ve düşüp belini yaralamış. Ama sevgili müstakbel eşinin ruhu duymuyor! Hemde karşı oda da olmasına rağmen! Şimdi sorgun bitti ise git hyung!" Key kızgın kızgın konuştuğun da tepki vermemiştim.

Endless LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin