- Bölüm 15 -

6.9K 450 730
                                    

Kalbimin dikenleri, göğüs kafesimi yırtıyor zamanla. 

Bana bakarak gülümseyen kızla şaşkınca kala kaldım. Sınıf arkadaşım olduğunu söyleyen kız halen benden tepki bekliyordu. 

"Ah kusura bakma dalmışım, olabilir yani tabi ki." saçmalamam bittiğin de kız elimden tutarak beni sınıfa doğru sürüklemeye başladı. Ne olduğunu anlamamıştım bile. 

Koridordan dönüp, gördüğümüz ilk sınıfa girdiğimiz de kız bana gülümseyerek boş bir sıra gösterdi. 

"Prensim bu sıraya oturabilirsiniz. Bende sizinle bu sırayı paylaşmak çok isterim."gösterdiği sıraya ilerledim ve çantamı koydum. Önden ikinci sıraydı. O an aklıma Key geldi. Kesin onunla oturmadığım için beni öldürecekti.

"Ama şey-" kızın adını bilmediğimi fark ettiğim de sorar gözlerle baktım.

"Ah! kusura bakmayın prensim kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Park Hye Min. Ama siz bana arkadaşlarımın kullandığı gibi Pony diyebilirsiniz." adının Pony olduğunu öğrendiğim kız yanıma gelip oturduğun da diyeceğim şey de ağzıma tıkanmıştı. Ben şimdi nasıl Key'in oturacağını söylerim ki? 

Sınıf yavaş yavaş dolmaya başladığın da çok önde mi oturduk acaba diye düşünmeye başlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sınıf yavaş yavaş dolmaya başladığın da çok önde mi oturduk acaba diye düşünmeye başlamıştım. Yanıma döndüğüm de Pony'in beni izlediğini fark ettiğim de yüzüm kızarmıştı. Bakışlarımı kaçırıp kapıya çevirdiğim de etrafını kızların sarmaladığı Key girdi içeri. 

Beni gördüğün de sanki kurtarıcısını görmüş gibi gözleri parlamıştı. Anlaşılan bayağı bunalmıştı bu ilgiden. Aslında çok da haklıydı. Yüzü de çok asıktı. Bana yalvaran gözlerle baktığın da Key'e seslendim.

"Key! Nerede kaldın? Seni bekliyordum hemen yanıma gel.." Key kızlara özür dileyerek arkamda ki sıraya geçti. İlk başta Pony'e anlamsız bakışlar attı sonra da sorarcasına Pony'i işaret etti. 

"Bu kim Lulu?" kısık sesle bana sorduğun da bende arkamı dönmüş ona bakıyordum.

"Yeni arkadaşım, yanı arkadaş olmak isteyen birisi. Neyse bakıyorum da çok ilgi görmüşsün." gülümseyerek söylediğim şey ile Key yüzünü buruşturdu.

"Ne yazık ki Lu. Yakışıklı olmasam bile sırf prens olduğum için ilgi görmek çok itici geliyor." kısık sesle konuşmuştu yine. Çevremize baktığım da kızlar bize yiyecekmiş gibi bakıyordu. 

"Umarım bu günü rahat atlatırız Key." endişe ile kurduğum cümle ile Key üzgün üzgün bana baktı. Ardına arkamdan gelen sesle önüme döndüm. İçeriye uzun boylu siyah takım giymiş, çok yaşlı olmayan birisi girdi. Öğretmen olduğunu düşünebilirdim ama çok gençti. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Endless LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin