- Bölüm 26 -

4.9K 363 414
                                    

• Bir nefes kadar, lazımsın bana. •

"Gökyüzüm.. sorun ne?" yan tarafımda uyumak için çırpınan Luhan'a, gözlerimi açıp mırıldandığım da derin bir iç çekerek dudaklarını büzdü. Her gece yaşadığı sıkıntılardan birisini yaşadığına emindim. Büyük ihtimal ya karnından dolayı rahat bir pozisyon alamamıştı ya da yattığı anda acıkmıştı.

"Rahat bir pozisyon alıp, uyuyamıyorum Sehun-ah.." ilk tahminimi doğruladığında, kendime gelip bütün dikkatimi Luhan'a verdim. Gözlerinin sulandığını fark ettiğimde panikle iyice yanına yaklaştım, lakin kocaman olmuş karnı yüzünden bu pek fazla mümkün olmadı.

"Sırt üstü uzan bebeğim, böyle sıkışıp kalacaksın." yan yattığı için büyük göbeği, baskı yapıp huzursuz olmasına sebep oluyordu.

"Ama sırt üstü uzandığımda, uykuya dalmam çok zor oluyor.." birde bunu derken dudak büzüyordu.. Tanrım, cidden beni öldürmek için böyle yapıyordu. Derin bir iç çekip, 8 aylık olduğu için kocaman olan karnına elimi yerleştirdim. Yavaşça incitmekten korkarcasına, sırt üstü uzanması için bedenini çevirdim. Sonunda sırt üstü uzandığında, rahat etmek için giydiği şeffaf geceliği biraz toplandı. Açılmış kısımları tekrar kapatarak, bedenimi tamamen Luhan'a çevirdim.

Elimi tekrar kocaman olmuş karnına atarak okşamaya başladım. Parmaklarımın ucu, bebeğimin kıpırtılarının üzerinde gezinirken istemsiz bir heyecan oluşuyordu bende.

Artık belirgin olan ayakları bazen Luhan'ın karnından, iz şeklinde çıkıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Artık belirgin olan ayakları bazen Luhan'ın karnından, iz şeklinde çıkıyordu. Bu görüntüye o kadar bayılıyordum ki, bir sürü fotoğraf çekmiştim. Luhan bana gülümserken, yorgun bedenini yavaş yavaş uykuya teslim etmeye başlamıştı. O uykuya dalarken, bende onu izliyordum. Huzur yanımda yatan, melek yüzlü çocukta gizliydi.

Duyduğum homurdanma sesleri yüzünden gözlerim titreşerek açıldı. Günün yeni yeni aydınlandığını pencereden bakarak anladığımda, tekrar oflama sesi duydum. Kendime gelmek için gözlerimi ovuşturduktan sonra başımı kaldırarak, ayna karşısına geçmiş zoraki pantolon giymeye çalışan eşime göz devirdim. Daha sabahın körüydü yahu, rüyasında mı görmüştü bu pantolonu?

"Gökyüzüm, sabahın bu vaktinde ne yapıyorsun?" yattığım yerden tamamen doğrularak, sırtımı yatak başlığına dayadım. Luhan sesimi duyunca dolu gözlerle bana döndü.

"Sehun-ah..." sesi ağlamaklı çıkan güzeller güzeli eşimin bu haline dayanamayınca yerimden kalkarak yanına yaklaştım. Yürürken açtığım kollarımın arasına hemen girip, ağlamaya başlamıştı.

"Ne oldu, gökyüzüm? Ama ağlama lütfen?" kalbimin parçalandığını, her ağladığında hissettiğim gibi şimdi de hissediyordum. Yaklaşık 8 aydır, her günü ağlayarak geçiriyordu zaten. Ve ben onunla birlikte ölüyordum.

Endless LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin