Duş? Yatak? Ben? Sehun?
İyi değildim. Cidden iyi değildim. Sehun bana duşa gireceğim yatağa geç deyip gitmişti ve ben şimdi ayakta boş boş dikiliyordum. Sevdiğim adam ile aynı yatağı paylaşacaktım.
Bakın bunun verdiği his çok farklıydı. Evet Sehun ile daha nasıl olduğunu çözemediğim bir ilişki içindeydik. Bana karşı ne hissediyordu bilmiyordum lakin onu çok seviyordum. Ve şimdi aynı yatağı paylaşıp, gözlerimizi aynı güne aynı odada açacaktık.
İlk gördüğüm yüz onun kıskanılası yüzü olacaktı. Belki şansım yaver giderse ondan erken uyanır bir süre onu izlerdim. Tanrının bana verdiği en güzel varlığın keyfini çıkartırdım. Tabi ki umduğum her şey yolunda giderse bunlar olurdu.
Ve şuan o mükemmel varlık duşa girmiş, benimde yatağımıza geçmemi istiyordu.
Dediğini yapıp yavaş adımlarla yatağa ilerledim ve oturdum. Boş boş bakınıp üzerimde ki günlük kıyafetleri fark ettiğim de ayağa kalkıp benim için hazırladıkları dolaptan geceliğimi buldum.
Paravanın arkasına geçerek üstümdekileri çıkarttıktan sonra geceliğimin altını giydim. Üstümü de giyeceğim anda banyonun kapısı açıldı ve içeri Sehun girdi. Ben ufak aralıktan şaşkınca onu izlerken o ise odanın içine boş boş bakıyordu. Üzerinde sadece belden aşağısını kapatan bir havlu vardı.
Şaşkınca bakarken hazırda duran geceliğini alıp paravana doğru yürümeye başladı. Bana doğru geldiğini çok geç anlamıştım yaşadığım şok yüzünden. Karşı karşıya geldiğimiz de üzerimde olmayan geceliğim ve onun sadece havlu ile olması yüzümün kıpkırmızı olmasına sebep oldu.
"Luhan.. İyi misin?" Sehun bana şaşkınca bakarken sadece boş boş bakınmak ile yetindim.
"İyi miyim?" sorduğum sorunun saçmalığını fark ettiğim de hemen üzerime geceliğimi geçirip paravandan çıktım. Sehun şaşkınca bana bakarken yatağa girip arkamı dönerek gözlerimi yumdum.
Bu utancı hemen unutmak istiyordum. Sonradan fark ettiğim şey ise Sehun'un sessiz kıkırdamasıydı.
*-* Sehun *-*
Banyodan çıktığım da Luhan'ı göremediğim zaman onun paravanın arkasında olduğunu anlamıştım. Lakin bilerek ve isteyerek oraya gitmiştim. Onun üzerinde bir şeyin olmaması biraz içimin titremesine sebep olsa da, o şaşkın hali ile sadece uzanıp sevme isteğim oluşmuştu.
Yanımdan kaçıp gittikten sonra içimde oluşan kıkırdama hissini bastıramayıp gülmüştüm. Paravanın arkasına geçip geceliğimi giydikten sonra yavaşça yatağa doğru yürümeye başladım.
Luhan'ın gözlerini sıktığını gördüğümde kahkaha atmak istesem de ses çıkartmadan yatağın boş olan kısmına uzandım.
Soluma dönüp Luhan'ın sıktığı yumuk yumuk olan gözlerini, titreşen kipriklerini ve minik pembe dudakları izlemeye başladım. Artık bir şeyleri iyi biliyordum.
Luhan'dan fazlası ile hoşlanıyordum, evet şuan aşkından ölüyorum diyecek kıvamda değildim ama artık onu sevdiğimi biliyordum. İrene ile olan ilişkime de bir nokta koymam gerektiğinin farkına varmıştım. Çünkü çıkar ilişkisi olarak yürüttüğümüz bu ilişki olmayacaktı.
Luhan'dan etkilenmem ise onu ilk hasta iken güçlü durmaya çalıştığını gördüğümde olmuştu. O gün Luhan'ın nasıl kocaman bir yüreğe sahip olduğunu anlamıştım. Ben Luhan'da tapılası güzelliği değil, ayakta durmaya çalışan güçlü adamı görüyordum. Sevdikleri için kendini feda eden, üzülse bile gülen adamı görüyordum. Olabilecek en güzel ve en anlayışlı babayı görüyordum. Temiz bir yüreği ve sonsuz sadakati görüyordum. Ben bu yüzden aciz yüreğimi Luhan'a kaptırmıştım.