Sevda yakar

20.6K 637 31
                                    

Sevda yakar. Sevda yaktıkça sevdalı yanar. Girmişse bir yüreğe usul usul sevda, döker benzini yüreğin dört bir köşesine, bırakır üstüne kibriti, oturur bir köşeye alevin tüm bedenini sarmasını izler. Sen yanarsın, sevda yakar. Sen ölürsün, sevda yaşar.

Unutulan, bir köşeye atılan sevdalar yoktur. İz bırakır; yüreğinde, bedeninde, ruhunda... Yakan sevda iz bırakır sende. Nefes alıp verdiğin her dakika sana daha sıkı yapışır. Kah yok oluyormuş gibi yapar kah iz bıraktığı yerden tekrar kanar.

Sevda bırakmaz seni, sevda kül olmaz. Aşktan uzundur ömrü. Daha derindir. Aşkın üstüne aşk olur ama sevdanın üstüne sevda olmaz. Sevda tek nefesliktir. Bir kez alırsın içine, verirsen ölümün olur.

Sevda sonu meçhul bir okyanustur. Başlarsın yelken açmaya bir yerden, salınır durursun deryalarda. Yoktur yolunu gösteren bir pusula. Yoktur sevdana senden başka kaptan. Sevda yakar, sevda yaktıkça sevdalı yanar.

Lerzan ağa yandıkça yakası geliyordu. Ateşe vermek istiyordu tüm Mardin'i. Kendisi genç kızın gülen yüzüne hasretken genç kız başka adamın yüzüne hasretti. Tüm Mardin'i kendiyle beraber ateşe verse haksız mı olurdu? İçindeki acıyı tüm Mardin'e yaşatsa zalim mi olurdu? 

Terastaki insanlar ağanın sessiz çığlıklarından bihaber gülüşüp sohbet ediyordu. Misafirlere hizmet edenlerin biri geliyor, diğeri gidiyordu. Gözlerini kadınların olduğu köşeye çevirdi. Onu yakan sevdasını aradı.

Dilzar, kendine hakim olamamaktan korkuyordu. Ya oturup herkesin ortasında hüngür hüngür, ciğerleri patlayana kadar ağlayacaktı ya da ölümü teğet geçip sevdiğine sıkıca sarılacaktı. İkisi de gözlerini birbirinden kaçırmaya çalışıyordu. Ya dikkat çekmemek için ya da artık birbirlerine yasak kılındıkları gerçeğinden. 

Dilzar onu görünce ne yapacağını şaşırmıştı. Belki de korkmuştu. Sevdiği adamın herkesin ortasında bir delilik yapmasından korkmuştu. Fakat korktuğu gibi olmamıştı. Sevdiği adam, sevmediği adam ile el sıkışıp erkeklerin arasına sessizce oturmuştu. Gözleri birbirlerine değince elektrik çarpmış gibi geri çekiyorlardı. Genç kız artık dayanamayacaktı. Bu kadar acılı duygu küçük yüreğine fazla geliyordu. Artık taşıyacak mecali kaldığını düşünmüyordu. Zozan kadının yanından doğrulup merdivenlere yöneldi. Yukarı çıkıp büyük salona girdi. Kendini divanın üzerine bıraktı. Son nefsini verene kadar böyle mi yaşayacaktı? Gittiği yerlerde bu hüzünlü gözlerle karşı karşıya gelince yüreği nasıl dayanacaktı? Titremesi bir türlü son bulmayan elleriyle yüzünü kapattı. Titreyen tek elleri değildi. Genç kız iliklerine kadar titriyordu.

"Dilzar?" Genç kız duyduğu ses ile ayağa fırladı. Gözleri sesin sahibinin gözlerini bulunca dudakları arasından sesli bir hıçkırık kaçtı. Saatlerdir tutmaya çalıştığı gözyaşları sel olup yanaklarından süzüldü.

"Ferman?"

Genç adam hasretle adımlarını genç kıza doğru attı.

"Ah, Dilzar'ım!" Genç kız koşar adımlarla adamın yanına varıp boynuna sıkıca, özlemini boğarcasına sarıldı. Zaman dursun istedi. Yıllarca sevdiği adam ile böyle sarılı halde durup istedi. İstedikçe gerçekler önüne dikenli sarmaşık oldu. Ayaklarına dolandı. Onu acıyla yere serdi. Kokusunu bir daha hiç koklayamayacakmış gibi derince içinde çekti. Ruhunu arşa teslim ederken bedenini ayakta tutmaya çalıştı. Ağladı... Kaybettiği her şeye ağladı.  Bir daha kazanamayacağı şeylere ağladı. Gözyaşları yüreğinde okyanus olup gözlerinden taştı.

 Gözyaşları yüreğinde okyanus olup gözlerinden taştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hanım Ağa (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin